Çok yaptığım bir şey değil ama bu bölüme bir şarkı uyarladım...
Imagine Dangerous -Demons-NİLAY YILMAZ:
Dağınık topuzum kıvrıldığım yatakta her an daha da fazla açılıyordu. Saçlarım tamamen özgürlüğüne kavuştuğunda inledim. Garip hissediyordum. Amaçsız ve bok gibi...Kitap yazmak istiyordum ama yazacak hiç bir şey bulamıyordum. Bu da beni daha da vahim bir hale sokuyordu. "Ağağağağğğğ !"
Tokam tamamen saçlarımdan ayrıldığında saç tellerim teker teker yüzüme döküldü. Ağzıma giren saçlar ise... "Hığağağağağağğğ !""Bu kız ben yokken sana ne içiriyor ?"
Ozan'ın bezgin sesini duyduğumda bağırmayı keserek sesimi bulmak için yutkundum. "Ozan ?"
"Hı ?"
"Saçlarımı toplar mısın ?"Derin bir nefes vererek ağır adımlarla yatağıma yaklaştığını hissettim. Hızlı bir hareketle ağzımdaki saçları çektikten sonra yanımdan ayrılmadan onu durdurdum. "Bide üzerimi ört !"
"Harbi ağağağğğ ama !"
"Ablalara çemkirilmez hayırsız !"Kapı çaldığında oflayarak ayağa kalktım. Zaten uykum falanda yoktu !
Ozan'a yandan ters bir bakış atıp odadan çıktım. Dış kapıya varan kadarda saçlarımı topluyordum. Sıkı bir at kuyruğu yapmayı becerdikten sonra, havada tutmaktan ağrıyan kollarımı indirdim.Kapıya ulaşmadan mutfaktan gelen sesler dikkatimi çekmişti. "Ozan sen burada ne yaptın ?"
Aşırı kötü kokan mutfağa adımladım bu sefer. Daha sabah mis gibi değil miydi burası yahu ?Ozan'da mutfak kapısında belirdiğinde ona kapıyı açması için bir el işareti yaptım. Fırında yanmış tavuk midemi bulandırmaya yeterken... Ah o üzeri yanmış şey Müjgan teyzenin sabah yaptığı güzelim börek değil miydi ?
Elimi ağzıma kapatarak fırına bakarken düdüğü öten, tencerenin sesini duymamla bakışlarımı yukarı kaldırdım. "Ah hayır !"
Geri geri yürüyerek mutfaktan çıktım. Bu... Düdüklü tencere patlamak üzereydi !O sırada Ozan kapıyı açtığında Simay başını tutarak anlamsız bir şekilde Ozan'ın kucağına atıverdi kendini. Bu yaptığının şaşkınlıkla bir ilgisi olduğunu sanmıyordum. Zira gözlerini açmaya hayrı yok gibiydi. Sarhoş gibi.
"Aferin Ozan ! Mutfağa büyük bir başarıyla sıçmışsın !"
Ve anlık gelen patlama sesiyle kucağında Simay'ı taşıyan Ozan'ın üzerine devrilmem bir oldu.Ah, şimdi herkes yerde kıvranıyordu...
ARAS ULU:
"Ne düşünüyorum biliyor musun ?"
Aksel tek kaşını kaldırarak suratıma baktı. "Kahin falan olmadığıma göre ?"
Nefesimi vererek önümde duran telefondaki konuma bir bakış attım. Ve direksiyonu sağa kırdım. "Ne zamandır çalışanlarının sağlığına bu kadar önem verdiğini."Yutkundu. Şu an tam olarak, onu döven ve ardından bu gün başı ağrıyor bahanesiyle izin isteyen çalışanının evine gidiyorduk. Daha doğrusu çok sevgili abim beni bu arabaya sürükleyerek bindirmişti !
Hmm... Yinede ben sürüyorum. Arabaları severim."Peki, sen ne zamandır evlenme amacından sapıp ilgin olmayan olaylara maydonoz oluyorsun ?"
Acı yeşili gözlerini bana dikti. "Doğrusu çok merak etmeye başladım."
Pekala, anlaşılan siniri tepesindeydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
3 NUMARA -ÇOCUKTUK-
Teen Fiction"Yıldızların altında çocuk kalalım." O bu cümleyi söylerken ela gözlerim derin siyahlarına karışmış gibiydi. "N-ne ?" Kekeleyişim onu gülümsetti. "Hiç büyümeden... Tüm bunları düşünmeden... Birlikte çocuk kalalım Nilay. Sevgili olalım, biz olalım, a...