ARAS ULU:
Asansörde gergin dakikalar yaşarken yanımdaki, aşırı kasılmış kız arkadaşıma rahatlaması için göz kırptım.
Korkması normaldi çünkü birazdan annemle tanışacaktı. Cesaret vermek istercesine tuttuğum elini daha da sıktım."Allison,"
İsmini söylememle kafasını adeta ışık hızında bana çevirdi. Anlık açtığım ağzımı kapadım çünkü ben de çok gergindim ve aklıma hiç iyi bir rahatlatma cümlesi gelmiyordu...
Valide Sultan'dan ödüm kopuyordu... Tabii, bunun nedeni onunla tanıştıracağım kızın yabancı uyruklu olmasıda olabilir.Sonunda beşinci kata geldiğimizde asansörden çıktık. Allison adeta titremeye başlamıştı...
Ama başka çare yoktu. Evlenmeliydim. Hemen.Gerizekalı, daha üç haftadır birlikte olduğun kızla mı evleneceksin?!
İç sesim beni azarlarken anlamsızca gözlerimi devirdim.
Üç asır mı beklemeliydim?
Gerçekten bu kızı seviyor musun?
Zamanla severim her halde.
Harbi manyaksın!
Ve sende bu harbi manyak adamın manyak iç sesisin...Zile bastığımda Allison'ın elini bırakıp kolumu omzuna attım. Kapıyı açan evdeki çalışan Seda abla idi. Beni görünce kocaman bir gülümseme bahşetti. Eh çocukluğum Seda ablayı delirtmekle geçmişti... Annemin çalıştığı zamanlarda bana o bakardı. Yani yirmi dört saat...
Şu anda evleneceğim için o da heyecanlı olmalıydı. Benim için Junior Valideydi Seda abla. Ağladığımda o yanıma koşmuştu, terlediğimde o sırtıma bez koymuştu, acıktığımda en sevdiğim yemeklerden yapmış, gerekirse her an için bana bir oyun arkadaşı bile olmuştu...
"Seda sultan !"
Kolumu Allison'ın omuzundan çekip Seda ablaya sarıldım. O da "paşam !" Diyerek bana sarıldı."Aras? Kim bu kadin?"
Arkamdan gelen Allison'ın tiz sesiyle birbirimizden ayrıldık. "Imm, Allison. Bu kadın... Benim ikinci annem."
Tabikide anlamdı !
"Yani... Seda abla is, My Junior mom."Önce şaşkınlıkla yüzüme baksada sonradan olayı anlamış olacak ki gülümsedi. Elini Seda ablaya uzatarak dudaklarını araladı. "Ben çok memnun. Eee, Sada Soltan."
Kelimleri söyleyemeyişine gülümsedim. Türkçe seviyem, Sada Soltan..."Seda Sultan biz Valideye bir görünelim ha?"
Seda abla kısık gözlerini Allison'ın üzerinden çekip bana bakarak yeniden gülümsedi. "Olur tabii paşam. Salonu düzleniyordu en son."
Başımı sallayarak yeniden Allison'ın elini tuttum ve salona doğru ilerledik.Burası çocukluğumun geçtiği oldukça geniş bir siteydi... Tabii site geniş olunca dairelerde bayağı bir geniş oluyor. Salona girdiğimizde annem büyük çaplı masanın örtüsüyle ilgileniyordu. Geldiğimizi fark etmemiş olacak ki bize bakmadan konuştu. "Seda ya, biz buraya dantelli bir şeyler mi serseydik acaba? Aras bunu daha mı çok sever ki? Ay kız ne düşünür acaba?"
"Güzel şeyler düşünür validem." Bir anda varlığımı fark edince doğal olarak ürktü.
Bense gülümseyerek yanına ilerledim. "İnsan bir ses verir eşek sıpası !"
Gülerek bana sarıldığında ben de aynı şekilde ona sarıldım. Allison ise biz sarılırken salonun diğer köşesinde kalmıştı.Annem onu görmemiş olacak ki kulağıma fısıldadı. "Kız nerede?"
Önünden çekilip Allison'a baktım. "Allison?"
Yarım bir gülümsemeyle yanımıza geldi. Anneme hiç yanaşmadan bana sokuldu. "Aras, eşek sopası ne?"
Eşek sopası... Pekala.
"Sonra anlatayım güzelim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
3 NUMARA -ÇOCUKTUK-
Teen Fiction"Yıldızların altında çocuk kalalım." O bu cümleyi söylerken ela gözlerim derin siyahlarına karışmış gibiydi. "N-ne ?" Kekeleyişim onu gülümsetti. "Hiç büyümeden... Tüm bunları düşünmeden... Birlikte çocuk kalalım Nilay. Sevgili olalım, biz olalım, a...