18 Ocak...
Öğretmenler neden öğretmen olmak ister ?
Ve ya doktorlar... Kısaca insanlar ileride ne olacağını kendi mi belirler ?
Frido Kahlo'nun çok sevdiğim bir sözü vardır... "Hep yeni bir şeyler vardır, ve bunlar hala yaşayan eski şeylerle bağlantılıdır"
Oysa çevrede geleceği görebilen bir kaç dostumuz olsa ne hoş olurdu...
Sana bir sır vereyim, yazar olmayı kendim seçmedim.
Olmak istediğim bir şey değilde ve her şey bir anda oluştu. Hayat benimle çeşitli oyunlar oynadı. Gördüğünüz üzere kazanan taraf ben değilim.
Hiç bir zaman çevredekilerin isteklerini takmadım. Tabii kendi isteklerimide takmadım.
Her şeyin üzerime geldiği bir dünyada düşüncelerimi psikolojik anlamda kağıda döken bir insan olarak yaşamak kendimce güzel görününce, bende bu hayata tutunmaya karar verdim.
Şimdi ise seçtiğim hayat ellerimin arasından kayıp gidiyor...
Ağlamak istiyorum, faydasız...
Uğraşmak istiyorum, ama uğraşacak bir şey kalmadı..."Tıfış !"
Simay'ın sesini duyunca yazdığım günlük sayfasını kapatarak kitaplığımdaki pek göze çarpmayan bir rafa kaldırdım."Sen uyanmış mıydın ya ? Yürüyüşe giderken çağıracaktım ama uyuyordun."
Başımı salladım. "Çıkıyor musun ?""Hı-hım."
Çantasını kolundan çıkartarak kapının yanındaki masamın üzerine koydu ve içini karıştırmaya başladı. "Ama ondan önce..."
Deyip çantasından şarj aletini çıkardı ve telefonunu taktı. Yeniden bana baktığında tek kaşı havaya kalkmıştı."Şu borç mevzusunu konuşamadık."
Yutkundum. Kendimde şu an konuşacak cesareti bulamıyordum.
"Seni patronun zorlamıyor muydu ? Bence geç kalmasan iyi edersin."
Omuz silkti, "ilk kez geç kalmıyorum."
"Dua et de son olmasın.""Konuşmadan gitmeyeceğim !"
"Ne kadar inatsın !"
"Ve bunu yeni mi fark ediyorsun ?"Yanıma oturduğunda daha ben bir şey diyemeden eliyle başıma bastırıp başımı omzuna yerleştirdi. "Ne zamandır bana bir şeyler anlatmaya çekiniyorsun ?"
"Çekindiğim falan yok."
Derin bir nefes verdiğini duydum. "Ben daha dün tanıdığın öğrenci yurdundaki kavgacı kız değilim."
Gözlerimi kapattım. "Ben... Beş yıldır evini dahil her şeyini paylaştığın, kavgacı kardeşinim."Gülümsedim. Doğru ya, onunla konuşurken çekinmem ve ya kendimde cesaret aramam saçmaydı.
Başımı kaldırıp konuşmak için dudaklarımı araladım.
👤
Odadan çıkarken kol saatime bakarak kaşlarımı kaldırdım. "Yarım saat geciktin, kovulmayacağına yüzde kaç eminsin ?"
Düşünür gibi suratını buruşturdu, "hmm, bir !"Güldüm, rahatlamıştım. Simay'a anlatmak doğrusu çok iyi gelmişti. O da gülerek yanağımı sıktı.
"Gülme seni pofuduk yanak, kovulmasam fena olmaz !"
Başımı salladım. Ayakkabılarını giyerken yeniden konuştu. "İş ilanlarına bakacak mısın ?"
"Hayır,"Tam o, ilanlara neden bakmayacağımı soracağında konuşmasına izin vermeden devam ettim.
"Eğer üçüncü kitabımı bitirip teslim edersem bu basit bir işden daha faydalı olur diye düşündüm."
Düşünür gibi dudaklarını büzdü. "Seçim senin."
Nefesimi bırakarak Simay'a sarıldım. "Dikkatli ol."
Kıkırdaması kulaklarımı doldururken daha sıkı sarıldı. "Peki annecim. Yoldan geçerken arabalara da dikkat etmemi falan söyleyecek misin ?"Bir anda çekilip kaşlarımı çattım. "Şaka yapmıyorum ! Borç kapanana kadar ölmeni istemem."
Gözlerini kısarak dil çıkardı.O sırada dibinde durduğumuz kapı çaldığında istemsizce irkildik. Simay kapıyı açtı ve Müjgan teyze karşımızda !
Çok pardon ! Düzeltiyorum, spor taytı ve atletiyle saç bandanası olan bir adet mutasyona uğramış Müjgan teyze karşımızda !"Mü-j"
Simay şaşkınlıktan konuşamazken Müjgan teyze ardında açık kalan kapıyı örttü. Daha sonra işaret parmağını Simay'ın dudağına bastırarak zaten konuşamayan arkadaşımı hepten susturdu."Şşşt ! Her ne kadar eski benliğimin mükemmel oluşunun farkında olsam da kızlar !"
Kısa olmasına ramen düzleştirince biraz daha uzun görünmüş saçlarını savurdu. "Bu gün o çok sevdiğiniz dedikoducu komşunuz değil, bizzat yaşam koçunuzum !"👤
Aras Ulu:
"Uzun zamandır bu anı bekliyordum Melisa,"
Hülyalı çıkmasına özen gösterdiğim sesimle daha üç gündür tanıdığım yeni kız arkadaşıma baktım.Tek kaşını kaldırarak oturduğu sandalyede dikleşti ve orjinal olmadıklarına yemin edebileceğim sarı saçlarını omuzundan geriyolladı. "Nedir o beklediğin şey Aras ?"
Tuttuğum nefesimi vererek gülümsedim. Bu anı yaklaşık olarak yüz defa falan yaşamış bir erkek olarak heyecanlı değildim. Tek dizimi hafifçe büküp arka cebimden kırmızı yüzük kutusunu çıkartarak restoranın ortasında, kızın önünde diz çöktüm. "Seni ilk gördüğüm anda anlamıştım Melisa. Gözlerini gördüğümde bir daha asla o gözlerden uzakta olmak istemediğimi, melek yüzünü gördüğümde ise senin olduğun cennetten asla çıkmak istemeyeceğimi anlamıştım..."
Doğrusu kız her an bayılacakmış gibi görünüyordu. Siktir ! Kız sayemde gebermeden şu işi bitirmeliydim. Hayır ! Bu kez kaybetmeyeceğim !
Kutuyu hızlıca açıp Melisa'ya uzattım. "Gözlerinde adeta yeniden kavuştuğum bu güzel hayatı... Benimle paylaşır mısın?"
Gözleri dolduğunda gülümsedi. Bundan cesaret alıp devam ettim.
"Benimle evlenir misin ?"Dudaklarını araladı, "e-"
"Ay sana inanmıyorum ya !"
Arkadan gelen kız sesi ile başımı ağır hareketlerle arkama çevirdim. Uzun boylu, esmer bir kız iğrenir gibi elimdeki yüzük kutusuna ve öteki tarafa gitmesine beş kalmış Melisa'ya baktı."Hayır, yani bu an çok tanıdık geldi de... Acaba aynı cümleleri, aynı yüzükle bana da kurmuş olabilir misin ya ?!"
Bu ses... Sikecem ama böyle şansı !
"Dilek !"
Eski evlenme kararı aldığım kız özenle bakımı yapılmış tırnaklarına bakarak cevap verdi. "Hmm ?"
Peki Melisa ?!Kafamı yeniden Melisa'nın olduğu tarafa çevirdiğimde Melisa oturduğu yerde yoktu. Ardından restoran kapısı sertçe kapatıldı. Gözlerimi kapatıp kendime küfürler yağdırmaya başladım. Lanet olası, ben ne zaman evlenecektim ?!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
3 NUMARA -ÇOCUKTUK-
Teen Fiction"Yıldızların altında çocuk kalalım." O bu cümleyi söylerken ela gözlerim derin siyahlarına karışmış gibiydi. "N-ne ?" Kekeleyişim onu gülümsetti. "Hiç büyümeden... Tüm bunları düşünmeden... Birlikte çocuk kalalım Nilay. Sevgili olalım, biz olalım, a...