16. Bölüm

678 15 0
                                    

DORUK

                Otelde danışmanla tartışma konumuz şuydu: odamızı yanlışlıkla bir çifte daha kiraladıkları için o çiftle kalmamızı istiyorlar. Kesinlikle reddediyorum.

- Paramı geri ver!

- Bunu yapamam efendim.

- O zaman bana param değerinde boş bir oda ver.

- Elimizde oda kalmamış efendim.

- Bu otelin iflası için benim bir konuşmam yeter. Şimdi çözümün var mı?

- Efendim elimizde boş oda yok.

- Onu aynı odaya iki rezervasyon vermeden düşünecektiniz. Hala bir çözümünüz yok mu?

- Efendim. Boş tehditleriniz işe yaramaz.

                Deli deli sırıtarak telefonumu çıkardım. Rehberi açarak bu otelin ünlü ortağını aradım: Babamı. Bir kere çalmıştı ki açtı.

- Oğlum, dedi heyecanla. Pek sık aramazdım.

- İhtiyar. Senin şu ortak olduğun oteldeyim. Aynı odaya iki rezervasyon almışlar ve paramı iade etmiyorlar. Sen bir yerden ortaklığı çekeceğim diyordum. Bence buradan çek.

- Boş oda yok muymuş?

- Yokmuş.

- Ben orayı hallederim oğlum. Sana mesaj atacağım adrese gidin. Annen izin vermedi ama ben size daha güzel bir otel ayarlamıştım.

- Annem izin vermedi mi?

- Kendi parasıyla olmasını istedi. Bilirsin.

- İhtiyar kendine iyi bak.

- Kendine iyi bak evlat.

                Telefonu kapattığımda danışman korkulu gözlerle bana bakıyordu.

- Bu imkânsız, dedi. İnsanlar çoktan çevremizi sarmıştı. Otelin kapısı açıldı ve içeri müdür girdi. Danışmana bakarak:

- Mahvolduk. İflas edeceğiz. Büyük Ortak çıktı. Artık ortak değil otele.

                Kahkaha atmaya başladım ve tek kaşımı kaldırarak:

- Buna ne dersin, diye sordum danışmana. Ve ekledim:

- Doruk Yılmaz yalan söylemez ve Hürrem Sultan da bu yaptığını yanına koymaz. Öğrenene kadar bekle. Şimdiden ruhuna el-Fatiha okuyayım da ben.

                Aynı sırıtmayla karizmamın çizilmesini umursamayarak konuşmanın başından beri donmuş olan Tutku’yu kolundan tutup sürüklemeye başladım. Arabaya geri bindik ve gaza bastım. Çok geçmeden adres mesaj olarak geldi. Adrese vardığımızda ben alışık olduğum lüksle Tutku ise alışacağı lüksle karşılaştı. Onu tutup girişe sürükledim. Görevli bizi görür görmez yanımıza koştu. Bavulları odanın içine taşırken formalite icabı danışmanla işimi halledip Tutku’nun beni beklediği asansörün içine ilerledim. Düğmeye basıp kolumu Tutku’nun omzuna attım. Kapı açılınca onu da sürükleyerek kabinden çıktım. Adımlarımı hızlandırarak odanın önüne vardım. Yanımda Tutku vardı tabii ki de.

                 Kapıyı açtığımda karanlığa adım attık. Ben kapıyı kapatırken Tutku ışığı açtı ve hafif bir şaşkınlık nidası attı. Arkamı döndüğümde güllerle süslenmiş odayı karşımda buldum. Banyo kapısını açarken:

- Ben duşa giriyorum. Sonra sen girersin. Ya da beraber gire de biliriz?

Sadece Seni Sevdim 1- TUTKU DÜZENİYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin