13. Bölüm

700 17 3
                                    

TUTKU

                Gözlerim iri iri açılmış Hürrem anneye bakıyordum. Yani ben daha evlenme fikrine alışamamışken bir de bebek fikri… Beynim firarda. Algılama bozukluğu yaşıyorum galiba. Az önce bebek istedi. Bebek… Karnımda dokuz ay koruyacağım bir bebek… Doruk’un bir parçası. Benim bir parçam. Elimi tutan elle kafamı kaldırdım. Doruk yüzünde bir tebessüm ile annesine bakıyordu.

- Anne merak etme. Biz de çocuk istiyoruz. Allah’ın izini ile.

                Hürrem annenin gözleri Doruk’un gözlerine dikildi. Bir şey arar gibi baktı uzun uzun. Sonra:

- Oğlum Ağabeyimi bilirsin. Dikkat et. Eğer çocuğunuz olmazsa.

- Biliyorum anne, diyerek sözünü kesti Doruk. Sonra bana dönerek:

- Git hazırlan güzelim. Hadi, dedi. O an anladım anne oğlun özel şeyler konuşacaklarını. Odaya çıktıktan bir süre sonra kapım çalındı ve Hürrem anne içeri girdi. Bana gülümsedi. Yatağımın üzerine oturdu. Sonra mırıldandı:

- Başta biraz acır ama Doruk seni o kadar seviyor ki sana kıyamaz. Uslu durur. Gene de sabah ılık duş al.

                Neden bahsettiğinin ancak saçım yapıldıktan sonra anladım. Biraz geç olmuştu ama kızardım. Hizmetli kız elbisemi giymeme yardım ederken ona gülümsedim. Elbise dizimin bir karış altındaydı. Kolları dirseklerime kadar geliyordu. Siyahtı. Hoştu. Giyinmeme yardım eden hizmetli kız bana bakarak:

- Çok güzel oldunuz, dedi. Ve sonra endişeli bir şekilde bana bakarak:

- Size bir şey söylemeliyim. Ama benden duyduğunuzu kimseye söylemeyin lütfen.

                Merakla başımı salladım ve kızın anlattıklarını can kulağıyla dinlemeye başladım.

DORUK

                Üzerimi giydikten sonra salondaki hazırlığa baktım. Annem bir sultan gibi koltuğuna kurulmuştu. Karşı tarafında ise dayım ve hanımı vardı. Dayımın kızı bana takıntılıydı. Allahtan gelmemişti. Tutku hamile kalmalıydı. Yoksa hiç iyi şeyler olmayacaktı. Tam nerede kaldı bu kız diye iç sesime yakınırken arkamda kalan merdivenlerden gelen ayak sesleriyle o tarafa döndüm. Tutku siyah elbisesinin içinde melekleri kıskandıracak güzellikteydi. Annem gene olaya el atmıştı anlaşılan Elbise aşırı açık değildi. Ve bu Tutku’yu gözümde daha da güzelleştiriyordu. Utangaç bir şekilde yanıma geldi. Elimle elini kavradım. Kafasını kaldırıp bana baktı ve ardından gözlerini dayımın ve karısının üzerinde öfkeyle gezdirdi. Tanımadığı kişilere mi sinirlenmişti? Yanlış anlamış olmalıydım. Onu da peşimde sürükleyerek koltuğa oturdum. Yanımdaki güzellik kendi bedenini bedenime yaslayıp başını boynuma gömünce gülümseyerek saçlarına bir öpücük kondurdum. Annem yavaşça oturduğu yerden kalkıp cam masanın üzerine özenle konulmuş kutuyu açıp iki yüzük çıkardı. Yüzükler kurdeleyle bağlıydı. Koltukların başına gelip durunca Tutku’yu yavaşça yerinden kaldırdım. Yüzükleri alıp Tutku’nunkini taktım. Tutku da kurdeleye dikkat ederek benimkini taktı. Annem tam kurdeleyi kesecekken dış kapıda bir gürültü peyda etti. Ben daha ne olduğunu çözümleyemeden dayımın kızı Azra daldı içeri. Beni ve Tutku’yu görünce kaşları çatıldı ve gözlerime bakarak:

- Beni hamile bıraktıktan sonra başka biriyle nişanlanamazsın, diyince şaşkınlığım iki kat arttı. Ben onunla olmamıştım ki. Ne dönüyordu burada? Kafamı hızla Tutku’ya çevirdiğimde kaşları alayla havaya kalkmıştı. Bana döndü ve gülümseyerek:

- Doruk onunla birlikte oldun mu, diye sordu bense başka bir cevaba izin vermediğini umduğum sesimle tereddüt etmeden cevapladım:

- Hayır.

                Tutku aynı gülümsemeyle Azra’ya döndü:

- Doruk’tan hamile olduğuna inanmıyorum. Lütfen nişanı bölmeye çalışma

                Benim içim ferahlarken Azra Tutku’ya dönerek:

-  Başka birinden bebeği olan bir koca mı istiyorsun? O kadar gurursuz musun, deyince Tutku’nun aniden yüzündeki ifade nefrete dönüştü.

- Asıl sen. Daha doğrusu siz, diyerek karşı koltukta oturan dayımı ve eşini işaret etti:

- Kızınızın başka bir adamdan hamile olduğunu bilerek bunu Doruk’a yutturmaya çalışırken gururunuz var mıydı ki benim gururumu sorguluyusunuz? 

                İşte şimdi şaşırmıştım. Nasıl olabilirdi bu? Başımı dayılara çevirdiğimde yüzlerindeki korkuyu gördüm. Yapmışlardı. Kendi kızlarına bunu yapmışlardı. Ben daha tepki veremeden annem kurdeleyi kesti ve sonra yüksek sesle:

- Ağabey git ve bir daha gelme. Kızın ve karın da gözükmesin gözüme. Çocuklar ben vazgeçtim. Sizi iki hafta sonra değil hemen şimdi gönderiyorum tatile.

                Bunu annem mi demişti ciddiden? Dayımı mı kovmuştu? Yaşa annem.

- Valizler hazır, diyerek kolunu belime dolayan tatlı belaya baktım. Hayatım güzelleşiyor muydu ne? Bana inanan bir kadın bulmuştum. Beni koruyan. Annem gülümseyerek tatilimizi ayarlamaya giderken gülümsedim.

- Aşk kime yarar, diye fısıldadım kulağına ve devam ettim:

-Seni sevemem belki ama sana değer verebilirim.

- Sevmek sana yasak mı?

- O yasakların en büyüğü güzelim. O benim günahım. 

Sadece Seni Sevdim 1- TUTKU DÜZENİYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin