24. Bölüm

698 16 0
                                    

 TUTKU

- Demek sen Emre’sin ve sen de Mert, diyerek parmaklarıyla işaret eden Doruk yaklaşık yarım saattir oturduğumuz masada benim onlarla ilişkimi ölçmeye çalışır gibiydi. Sıkıntıyla nefesini veren Emre her zamanki umursamazlığıyla:

- Tutku’nun eski sevgilisi benim. Mert’e öldürecek gibi bakmana gerek yok, dedi. Doruk ‘’Geber!’’ diye haykıran bakışlarını Mert’ten Emre’ye çevirdiğinde Emre bir an ürkse de Mert kadar abartmadı. İki elimle sıkıca kavradığım meyve suyunu yavaşça içerken bir yandan da onların bakışlarla tartışmasını izliyordum.

- Oğlum senden önce ben vardım, diye Emre başlatmıştı bu oyunu. Doruk da geri durur mu:

- Şimdi sen yoksun ben varım.

- Ben geldim sana gerek kalmadı

- Peçete miyim lan ben? Kullanıp atıyorsun.

- Valla peçete değil de bez gibisin.

- Bağa bak seni on iki yerinden pıçaklar timsahlara bütün atarım. Sonra oturur izlerim.

- Yapamazsın.

- Yaparım. Yaparım.

                Ve kapanış.  Doruk’un psikopat yanının ortaya çıkmasıyla Emre göz tartışmasına son verdi. Ben ve Mert ise gergin gergin dikiliyoruz. Ortamı yumuşatayım diye:

- Ne oldu Mert bir ağaca sap olamadın, diyerek Mert’e takıldım. Cevap gecikmedi:

- Sen ağacı geç ağaç olmuşsun güzelim.

                Sözlerindeki ima Doruk’a bakışından belliydi. Doruk yumruklarını sıktı ve mırıldandı:

- Güzelim ha güzelim? Hımm… Ben seni bir güzel benzeticem o zaman daha güzel olcan da. Hadi hayırlısı.

                Mert’e ‘’Sus bro bu adam seni deşer.’’ Bakışı atmama rağmen adam beni takmadan Doruk’la uğraşıyor. Mesela Doruk bana lokanta hakkında yakınıyordu. Yani haklı da. Adamlar üç saat yemek getirmemiş. En sonunda o da çekip gitmiş.

- Şimdi düşünüyorum da yemek yok muydu acaba?

                Ve Mert’in onun ölümüne zemin hazırlayan yanıtı:

- Yoktu çünkü hepsini Windows7.

                Ben ve Doruk ‘’ Ne oluyor abi?’’ bakışları atarken Emre puhahah diye gülmeye başladı. Hadi Mert hep böyleydi de bu çocuğa ne oldu şimdi?

                Beni Emre’ye bakarken yakalayan Doruk’tan çekeceğim işkenceye hazırlansam iyi olacak. Çünkü tam olarak bana bunu yapacağını kanıtlarcasına bakışlarıyla adam öldürmeyi keşfediyor!

YAZAR

                Adam elindeki belgeye gülümseyerek baktı. Demek bu belgeyle kandıracaklardı onu. Peki, o yer miydi? O cadı kendini zeki sanıyordu. Adam başından beri bir oğlu daha olduğundan haberdardı ve iş gezisi niyetine onu seyretmeye gidiyordu okuluna. Ağabeysine çekmişti masmavi gözleri. Onun gibi siyah saçları vardı. Annesinin zarafetini almıştı.

                Eski karısını hatırlayan adam çalışma masasına yöneldi. Belgeye son kez bakıp çöpe attı. Gözleri çalışma masasının üzerindeki çerçeveye sabitlendi eski karısı ve oğulları… Parmakları sevdiği kadının yüzünde gezindi uzun uzun. Oğullarını şimdiden özlemişti. Ama önce bu oyunu bitirmeliydi. O cadı çok aptaldı. Geniş adımlar atarak odadan çıktı. Kapıyı hızla kilitledi. Adımlarını dışarıya yönlendirdi. Son model arabasına binip yola koyuldu. Bu daha oyunlarının başlangıcıydı. Karısını bir adamla yatakta basmaya gidiyordu. Pencereyi sonuna kadar açarak gülümsedi. Sevgili karısı eminim onu kandırdığını düşünüyordu.

                Sonunda arabayı beş yıldızlı otelin otoparkına park ederek usta bir oyuncu edasıyla otele giriş yaptı. Otelle ve şu an karısının yanındaki adamla anlaşmalı olduğu için kolayca geçti ve hafif inleme seslerinin geldiği odanın önünde durdu.

                Derin bir nefes alarak kapıyı açtı. Karşısında beklediği görüntüyü görür görmez oyunculuk yeteneklerini devreye soktu.

- Senin ne işin var burada. Karımsın diye bağrıma bastım. Hah. Hale bak. Özüme gözükme, iye diye oteli terk etti. Yüzünde deli bir sırıtışla avukatını ararken son sürat arabasını havaalanına sürdü.

BRO- Bu şahıs hikâyeye Tutku’nun hayatını kurtaran eski kaptan olarak girmiştir.- 

- Ayna söyle bana benden güzel var mı şu dünyada, diyen karıma:

- Var. Adı da Pamuk Prenses. Valla bak. Şu ormanın derinliklerinde yedi cüceyle yaşıyor, diyerek onu çıldırttım.

- Sana yemek yok, diyerek beni evden kovalasa da ben ona:

- Bana kadın mı yok, diyerek deli sertifikası verim. Elinde terlik peşimde koşarken ayağı taşa takılınca benim yaşlarıma bir adamın kollarına düştü. Hayda şimdi de karımı bu adamdan mı kurtaracağım? Karı kız peşinde koşma yaşı geçmedi mi?

Sadece Seni Sevdim 1- TUTKU DÜZENİYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin