Bölümün geç gelmesinden dolayı özür dilerim, bu hafta önemli iki sınavım vardı:(
Hikayeyi çok uzatmayacağım, uzatırsam sıkacağını düşünüyorum... Belki 5, belki 10 bölüme bitireceğim sanırım.
Bir iki güne yeni bölüm yazarım🤙🏻
Saçları... yumuşacıktı.
Parmaklarım yumuşak saçlarının içerisinde usulca geziniyordu, bu anı bana daha önceden yaşayacağımı söyleseydiniz hayatta inanmazdım.
Şu an bile inanması zordu.
Yüzü omzumda, kolları belimde, gözyaşları kazağımdaydı. Kalbi kalbimde olsun isterdim.
Birkaç dakika geçmişti fakat hâlâ geri çekilmemişti, beni şaşırtıyordu.
Ensesindeki parmaklarımı geri çektiğimde saçlarındaki diğer elimi de indirmiştim. Hafifçe kendimi geriye ittim, böyle kalmaya devam edersek kontrolüme girmeden ben bayılabilirdim. Fakat o, geri çekilmeme izin vermedi ve belimdeki ellerini sıkılaştırdı. "Dur," dedi. "Üç gündür ilk defa iyi hissedebiliyorum. Biraz daha dur."
Kalbimin göğüs kafesimin içinden attığı çığlıkları duyuyordum sanki; hızlı atıyordu, çok hızlı atıyordu.
Bir şey demedim, ellerimi ensesinde birleştirerek öylece bekledim onu. Birisinin sana ihtiyacı olduğunu bilmek, bunu hissetmek, güzeldi. İlk defa bunu hissedebiliyordum.
Kalbime iyi geldiği kadar kötü de gelen o çocuk, şu anda kalbimin sevgisine muhtaçtı sanki. O sevmiyor olmasa bile.
Gülümsedim.
Artık acıtmıyordu bile sevmediğini düşünmek.
Sessizce geçen belki bir dakika daha sonrasında belimdeki ellerinin gevşediğini hissettim, yavaşça geri çekildikten sonra tekrar eski yerine oturarak yüzünü kollarıyla kapatıp masaya gömdü. Dudaklarımı sıkıca kapatarak gözlerimdeki yaşları geri göndermeye çalıştım, onu böyle görmek beni yıkıyordu. Zaten yıkık olan bir binayken, iyice yıkılıyordum.
Onun yanına, eski yerime oturduktan sonra onu izlemeye başladım, daha doğrusu saçlarını... Yüzünü göstermek istemediğini biliyordum, ağlarken görülmeyi sevmezdi.
Sağ elimi destek için koluna koydum, teninin buz gibi olması beni gülümsetti nedensizce. Benim gibiydi, ben de soğukkanlıydım. Başını kaldırdığında gözlerimle onu takip ediyordum, yavaş yavaş nefes alıp verirken ağlamasını durdurmaya çalışıyordu.
Bir şey demeye güç bulamıyordum, hiçbir şey diyemiyordum. Ağzıma kilit vurulmuştu sanki... Derin bir nefes aldım onun şu an yaptığı gibi... "Hissettiklerini hissedemem," diye mırıldandım, elim yavaşça kolunu okşuyordu. Ben değil miydim bu çocuğa kırılmış olan? O değil miydi her geçen gün beni daha çok öldüren? O zaman neden buradaydım hâlâ? Beni ne tutuyordu? "Daha önce hastaneye herhangi bir yakınım için gelmedim. Hele ki ailem için hiç... Seni anlayamam, ama yanında olurum."
Gözlerini gözlerime dikti, o zaman net bir şekilde yüzünü gördüm. Gözlerinin kırmızılığını, yorgunluğunu...
"Sen beni anlarsın." Gözleri aşağıya indi, kolundaki elimde gezindi. "Ama ben seni yıllarca anlayamadım, özür dilerim." Kolunu hareket ettirdiğinde elim masaya düştü hafifçe, eli elimi tuttu ve kendine götürdü. Kalbinin üzerine koyduğunda elimin üzerinde de kendi eli vardı. Derin bir nefes aldı. "Burada olma sebebin olduğum için özür dilerim."
Başımı hızlıca iki yana salladım, "Senin suçun olmadığını söylemiştim." Senin suçun.
"Başak, kontrol vaktin geldi. Gitmemiz gerekiyor." Annemin ne ara yanımıza geldiğinden haberim bile yoktu, sessizce başımı sallayarak elimi göğsünden çektim ve oturduğum yerde hafifçe toparlandım. Konuşmanın burada kesilmesinden biraz da olsa mutluydum çünkü devamını kaldırmaya gücüm yetmeyebilirdi.
Ayağa kalktığımda annem çoktan masaya geri dönmüştü, Kerem başını yukarı kaldırarak bana baktı. "Sonra görüşürüz." diye mırıldandım ve cevap vermesini beklemeden yanından uzaklaştım.
Masaya döndüğümde annem çantasını almıştı, ben de telefonumu masanın üzerinden aldım. Kantinden çıktığımızda asansörün önünde beklemeye başladık, o sırada elimdeki telefonum titremişti. Kilit ekranından gelen mesajlara baktım.
Kerem: Teşekkür ederim
Kerem: Sevgini hissettirdiğin için
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anlat Ona | texting
Storie breviUmut yoktu, sevdiğim. Bu hikâyede kendini feda eden karakter bendim; ruhen de, bedenen de. Umut yoktu; hislerim için de, yaşamam için de. 0531...: Sen... 0531...: Sen benim kimseyle paylaşamadığım, kalbimin kırık bir yerinde sakladığım şarkısın. 053...