Ben geldiiim. Bir hafta sonunda yine buluştuk. Bu bölüm de Düşsel ve İmge ile eğleneceğinizi düşünüyorum.
Bu arada bügün kitabımızın yeni kapağını tasarladım. Onun hakkındaki düşüncelerinizi de belirtmeyi unutmayın.
Yukarıdaki müziği açalım. Bu aralar hoşuma giden bir şarkı. Kitap okurken iyi gideceğini düşünüyorum.
4. Bölüm: Zombiler çilekli süt içer
___
"Şimdi ise uğramadığım parkta küçüklüğümü bekliyordum. "
___
Sabah gözlerimi açtığımda direk elim karnıma gitti. Onca olaydan sonra korku ve stresten yemek yemeyi bile unutup uyumuştum. O kadar şeye rağmen uyumuş olmam ise ayrı bir ironi zaten. Ne yapabilirim ki? Uyku bağımlısı falanım sanırım.
Aşağı inip mutfağa girdiğimde masanın üstündeki saatten fazlasıyla erken kalktığımı görmüştüm. İşte korkunun yan etkileri. Kesin ondan hep ondan.
Mutfaktan bir şeyler atıştırıp geri odama çıktım. Elime telefonumu aldığımda hiç bildirim yoktu. Direk mesajlara girip bilinmeyen mesaja bakmıştım yine.
Ne kadar okusam da anlamadığım şeyler vardı. Garip olan şeyler. Belli ki bunlar bizimle alakalıydı ama neden bizimle alakalı? En başından beri sorgulayan insan tek ben miyim? Bunu da fazlasıyla merak ediyorum.
Formalarımı giydiğimde aynanın karşısına geçtim. Saçlarımı iki yandan ördüm. Garip anime kızlara benzedim galiba. Saçlarım çok uzun sayılmazdı. Kumral rengi olan saçlarım grimsi mavi olan gözlerim ile uyum sağlamıştı. Gözlerimin altı biraz mor görünüyordu. Normalde makyaj yapmasam da vakit varken birazcık toparlamaya çalıştım. En sonunda da çantamı da alıp aşağıya indim. Anneannem uyanmamıştı. Uyandırmasam da olurdu.
Salona geçip koltuğa oturmuştum. Sessizdi ev, tamamen sessiz. Televizyon izliyordum ve buna rağmen sessizdi. Garip değil mi? Ne olduğunu anlamadığımız zaman televizyonun siyah ekranını bile izleyebiliyorsunuz bazen. Evet, sanırım yeni hobim bu olacak. Yapması çok kolay. Televizyonu kapatıyorsunuz hatta hiç açmıyorsunuz. Sonra karşısına geçip siyah ekranı izliyorsunuz. Nasıl ama? Deneyin bir ara kesin. Tavsiye ediyorum.
Evden çıktığımda sanırım okula başladığımdan beri ilk defa bu kadar erken kalkmıştım. Sabah insanı değildim pek. Sonuçta insanlar neden erken kalksın ki. Bilim adamları beyin sabah daha çok çalışır demişler. Yani şimdi ben buna niye inanayım? Kendime bakıyorum ezilmiş patates gibi dolanıyorum ilk uyanınca. Yani bir de üstüne okula yolluyorlar. Yani olay mı var şafak operasyonu gibi okulda toplanıyoruz. Varsa da siz toplanın ben sonra gelirim yani. Bunu da mı ben söyleyeyim?
Bizimkilerden biriyle konuşup onların halini de öğrensem aslında iyi olabilirdi. Sadece deli gibi düşünen ben miyim fazlasıyla merak ediyordum. Telefonumu açıp gruba girdiğimde kimse bir şey yazmamıştı.
-İmge: Okula gidiyorum uyanık olan var mı insanlar?
Bir kaç dakika beklesem de kimse bana cevap vermemişti. Anlaşılan pek de üstünde duran yoktu durumun. Telefonumu son kez kontrol ettiğimde "Düşsel arıyor" yazısıyla karşılaştım. Aramayı cevaplayıp telefonumu kulağıma götürdüm.
"Yanında bizden kim var?"
"Hiç kimse"
Sesi sakin olmak yerine biraz telaşlı geliyordu ve neden birisini soruyordu zaten gruba yazmıştım mesajdan anlayabilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SATRANÇ
Misterio / SuspensoÇoğu zaman sandığımız gerçekler yalandan ibarettir. Öğrendiğimizde kolay kolay kabullenemeyiz. İmge'nin yalnız kaldığını sandığı zaman gerçeklere olan inancı hayatını değiştirmişti. Amerika'dan dönmek zorunda olan Düşsel'in hayatı tamamen değişmek z...