14.Bölüm: Göremediklerimiz

187 40 42
                                    

Evet, yeni bölüm ile geldim. Çoğu kişi dosyanın içinde olacak şeyleri merak etmiş. Bana kalırsa dosyanın içinden çıkanlara şaşıracaksınız ve son bölüm sayesinde Koray ile ilgili olan düşünceler yön değiştirmiş. Her karakterin kendine ait bir gizemi var ve bunları zamanla siz de göreceksiniz. (tahminlerinizi alabilirim cnjkcnjkc)

Yukarıda bıraktığım şarkıyı dinlemenizi öneriyorum. Sanırım bu şarkıya kalbimi bıraktım. Dil ayırt etmeden sadece hissederek dinlemeyi deneyin ne demek istediğimi anlayacağınızdan eminim.

Sizi yeni bölüm ile baş başa bırakıyorum.

14.Bölüm: Göremediklerimiz

___

"Tekrar hayal ürünü olmayacağım... Ben hiç hayal ürünün olmadım çünkü."

___

Dosyanın içinde olanı ne kadar merak ettiğimi tarif edemem ancak bir o kadar da korkuyorum aslında. Hep bu oyuna başlıyoruz diyordum ama asıl başlangıç bu dosyadan sonra gerçekleşecekti büyük ihtimalle.

'Dosyayı aç' cevabını alan Koray ayağa kalktı ve bilgisayarı projeksiyon benzeri bir alete bağladı. Ardından duvarın köşesinde duran küçük düğme benzeri şeye bastı. Orada öyle bir düğme olduğunu bile yeni görüyorum ben... Koray'ın bastığı düğme ile gri duvar beyaza döndü ve grinin üzerindeki yıldızlar bile yok oldu.

Tekrar bilgisayarın başına geçti ve gözleri ekrana odaklanmış halde elleri klavyede geziniyordu. Ağzım açık onu izlerken diğerlerine de bakındım. İzmir benden pek farklı değildi, Uzay daha rahat duruyordu, Düşsel ise...

Düşsel ise donuktu. Öylece beyaza dönmüş duvara yansıyan ekrana bakıyordu.

Birkaç saniye sonra ise az önce kilitli olarak gördüğümüz dosya açılmıştı. Herkes Koray'ı bekliyordu ve Koray ise açıp açama konusunda emin değil gibi görünüyordu. Birkaç dakika sessizce onu bekledikten sonra farenin imleci hareket etti ve bir videonun üstüne tıkladı.

Video açıldığında ekran yeşil tonlarına büründü. Sokak karanlık olduğu için kamera gece görüşü ile çekim almıştı. Videoda önce bir adam görünüyordu. Adam binanın arkasında gizlenmiş bir şeyi izliyor gibiydi ardından arkasından gelen bir adam onu buluyordu. Yüzleri pek belli olmasa da o gün olanlar bir bir gelişiyordu. Bizim gelişimiz, adamın vuruluşu. Katilin bize doğru koşuşu her şey videodaydı. Biz kaçıp gittiğimizde ekranda sadece Bulut Abi'nin ölü bedeni kalmıştı. Hareketsizdi vurulduğu an hayatını kaybetmişti büyük ihtimalle. Hayatta kalmaya bile çalışamamıştı. Kesik nefesleri bile yoktu. Yavaş yavaş kanı çekilen, soğuyan ölü beden vardı sadece...

"Sizin de fark ettiğiniz üzere o gün olayları kayda alan kameranın çektiği görüntüler... Bunu en başta kameranın bağlı olduğu firmanın kayıtlarında aradım ancak video silinmiş ve geride neredeyse kalıntısı bırakılmamaya çalışılmıştı."

Ekranın köşesindeki kırmızı çarpıya bastığında dosyaya geri döndü. Başka bir şey açtı. Birkaç saniye baktıktan sonra anladım ki bu bir Word dosyasıydı. En başında büyük harflerle ERDİNÇ TÜMER yazıyordu. Ardından altta bir resim vardı. Orta yaşlarda bir adam görünüyordu. Siyah bir takım elbise giymiş hafif kirli sakallı bir adamdı. Ardından onunla alakalı birkaç yazı geliyordu.

" Erdinç Tümer ile tanışın... Kendisi aradığımız katil."

Koray katili bulmuştu. Şu an ise sakin bir şekilde durmuş bizi tanıştırıyordu. Ne güzel sahne değil mi?

SATRANÇHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin