rastlantı

2.7K 226 22
                                    

"Lalisa!" Kapının çarpma sesinden sonra ablamın bağırışı tüm evde yankılanmıştı. Yattığım yerden doğruldum ve tahmin ettiğim şeyin gerçekleşmiş olmaması için dua ettim.

"Jen, neler oluyor?" Ablam kapımı açıp içeri ağlayarak girdiğinde gerçekten endişelenmiştim.

"Lisa sadece bir kere soracağım, dürüst olacağını biliyorum. Jungkook tesadüfen geçite gelmiş olamaz, değil mi?"

Tam da tahmin ettiğim şey olmuştu.

"O işe yaramaz yüzünden üzülmeni istemedim." Ablam saçlarını arkaya atıp ensesini ovuşturduğunda kendini tuttuğunu görebiliyordum.

"Benim karşısında nasıl bir konuma düşeceğin aklına gelmedi mi? Sen benim özelime nasıl bu kadar rahat karışabilirsin!" O kadar hızlı bağırıyor ve o kadar üzgün görünüyordu ki...Kendimden çok utanıyordum.

"B-ben sadece seni düşünüyordum abla. Özür dilerim." Ne kadar büyük bir aptallık yaptığımı şimdi daha iyi görebiliyordum. Ama hepsi Jungkook denen o ego yığınının suçuydu. Eğer Jimin ile ilgili kafamı karıştırmasaydı daha iyi bir plan yapabilir, onu direk ablamın yanına göndermektense rastgelmiş gibi gösterebilirdim.

"Artık hiçbir şey farketmez. Beni sevmediğini zaten biliyordum. Ama şimdi gözünde ona yapışan sıradan bir kız olduğuma eminim."

"Hayır! Böyle düşünme, sen asla sıradan bir kız değilsin abla. Sadece o pisliği unutamaz mısın. Nasıl ondan hoşlanabilirsin?Onu ve arkadaşlarını gördüm-"

"Bilmediğin şeyler var Lisa.Bazı insanlar göründükleri gibi değildir, daha fazlası ya da daha azıdırlar. Ve emin ol Jungkook göründüğünün yüz kat daha fazlası." Konuyu uzatmak istemediğim için kafamı salladım ve şirinlik yaparak defalarca özür diledim. Ablamın asla bana dayanamayacağını bildiğim için işe yaramıştı ve beni affetmişti.

"O zaman bana o kağıda yazdıklarını anlatmaya ne dersin?" Çekindiğini görebiliyordum ama fazla diretmeden anlattı.

"Bir şekilde ondan hoşlandığımı anlamış. Jisoo'nun partisinin olduğu gün tek gelmişti. Direk yanıma geldi ve benimle sohbet etmeye başladı. Havadan sudan konuştuk. Anlamadığım bir şekilde sohbet ilerledi ve sonra...Bahçeye çıkalım dedi. Orada biraz daha konuştuk ve gerisi kağıtta yazdığım gibi. Arkadaşları bir yerden bizi seyrediyorlarmış, hepsi gülmeye başladılar Lisa...Aslında aptallık bende,Jungkook kimseyle konuşan biri değildir, genelde kızlar onunla konuşmaya çalışır. Sanırım bende biraz kendimi kandırdım."

Ego manyağı aptal sırık Jungkook!

"Gerçekten bu durumda bile kendini suçladığına inanamıyorum! Kendini ne zannediyor ki başkasının üzerine iddiaya girebiliyor? Keşke senden özür dilemesini istemeseydim de orada bir güzel dövseydim!" Jennie aniden kahkaha atmaya başladığında kaşlarımı çattım. Daha demin ağlarken akan gözyaşları kurumadan gülmeye başlamıştı!

"Abla, iyi misin? Al işte o manyak yüzünden kafayı sıyırdın!"

"Hayır hayır, aklıma özür dileyişi geldi.Gerçekten.çok.komikti..." kahkahalarının arasında kınuşmasını zarzor seçebilmiştim ama büyük ihtimalle Jungkook'un özür dileme özürlülüğünden bahsediyordu.

"Yapamayacağını bilmeliydim...Sana tam olarak ne dedi?"

"Tam olarak şöyleydi: Buradan geçiyordum, seni düşünüyordum ve yaptıklarım için özür dilerim. Bir daha karşına çıkmayacağım."

"Ve bu insan üniversite okuyor?"

"O insan başarı puanından dolayı okuldan burs alıyor, bunu biliyor muydun?" İşte bu beni gerçekten şaşırtmıştı. Ablam yüzümü görünce sırıttı.

"Eminim arkadaş grubuda bunu duysaydı aynen böyle bakardı. Ama o bunu kimseye söylemedi, ben bile tesadüfen öğrendim."

Demek beynini egolarının altında saklıyordu. Bir insan bunu niçin yapardıki?

"Bu kendini beğenmişin teki olduğunu değiştirmiyor." Jennie kafasını salladı.

"Her insan kendini beğenmiştir. Jungkook bunu dışarıya farklı yansıtıyor. Bende neden bunu yaptığını bilmiyorum."

Konuyu değiştirdim ve yine ablamla sarılarak konuşabilmenin keyfini yaşadım.
————
"Yani Jimin sunbae Jennie unni'den hoşlanıyor?" Rose ile haftasonunu geçirmeyi en sevdiğimiz yer olan pizzacıda buluşmuştuk. Koca bir dilimi tek seferde ağzıma sokmaya çalışırken kaşlarımı çattım.

"Hayır, teknik olarak bu bilgiden emin değiliz. Sadece Jungkook serserisi kendi tahminine göre öyle dedi. Sence bu mümkün mü?" Hala bunun mümkün olabileceğine inanmıyordum. Ablamla Jimin daima kardeş gibiydiler.

"Bilemiyorum ama...Bir yandan da olabilir diyorum. Çünkü Unni ne zaman biriyle çıksa Jimin hep asabi davranır sende biliyorsun. Hatta birgün bizide peşine takıp ablanı takip etmiştik hatırlıyor musun?" Rose'nin bahsettiği olayı hemen hatırlamıştım. Lisedeyken ablamın lisenin en kötü çocuğuyla çıktığı dönemdi. Jimin'in gizli takip ve araştırmaları sonucu çocuğun kötü
niyetli olduğunu öğrenmiştik. Hatta Jimin çocuğa yumruk bile atmıştı!

"O konuda hep abi gibi davranıyor bilirsin. Bana teklif eden erkekleride sorguya çekerdi."

"Orası doğru. Her neyse.Ablan seni bu kadar çabuk affettiği için şanslısın. Yaptığın çok çocukçaydı." Omuz silktim. Pişman değildim, sadece saha profesyonel bir plan yapabilirdim. Son dilimide yedikten sonra şişen karnıma baktım.

"Bu devleşen göbeği tek birşey eritebilir..." İkimizde ellerimizi yumruk yapıp birbirine vururken aynı anda bağırdık.

"Bowling!"

Rose ile yine haftasonu yapmayı en çok sevdiğimiz şey bowlingti. Her hafta birlikte oynar,yenilen kişi kazanan kişinin istediği tatlıyı alır ve onu yerdik. Sanırım yemek yemek için yaşıyorduk.

"Bugün burası ne kadar kalabalık böyle." Havalar soğumaya başladığı için insanlar dışarıda takılmaktansa oyun salonlarına yönelmiş olmalıydılar. Şortumdan dolayı üşüyen bacaklarım yaklaşan kışın habercileriydiler.

Sık sık geldiğimiz için artık çalışanlar tarafından tanınıyorduk. Ayakkabılarımızı alırken her zamanki bölümümüzü aldık ve oyuna başladık.

İlk topumu her zaman bilerek yanlara atardım, bunun bana şans getirdiğine inanırdım. Zaten şimdiye kadar bowlingte çok az yenilmiştim.

Hiçbir labutu deviremediğimde Rose kasten atmadığımı bilmesine rağmen sevinç çığlıkları attığında güldüm.

"Vay,vay vay. Bu kadar yeteneksiz olduğunu bilmiyordum. Gördüğüm en kötü atıştı."

Birden yüzümdeki gülümseme silindi, düz bir ifadeyle sesin sahibine döndüm. Elleri ceketinin cebinde tek kaşı kalkık bir şekilde bana bakarak sırıtıyordu.

Jungkook denen ego benim imtihanım olmalıydı.

E.G.OHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin