"Gelmek istemediğinden emin misin, son kararın mı?" Rose aynada mükemmel fiziğine yakışan ve üzerine tam oturan elbisesini düzeltirken gözlerini umutla bana çevirdi. Ben ise pijamalarımla yatağımda bağdaş kurmuş peluş aslanıma sarılıyordum. Her ne kadar çocukken bile oyuncaklarla oynamamış olsamda peluş hayvanlara karşı büyük bir ilgim vardı.
"Evet,Rose. Gerçekten hiç keyfim yok. Biliyorsun Jimin işinide hallettim." Ona dün olanları anlatmıştım,ama Jungkook ile aramızda geçenleri anlatmamıştım. Ne öpüştüğümüzü ne de dün geceki tartışmamızı söylememiştim. En yakın arkadaşımdan bunları saklamak her ne kadar vicdan azabı çekmeme neden olsa da ona bundan henüz bahsedemezdim. Çünkü eğer konuşursam kendime bile açıklayamadığım şeyler tekrar gün yüzüne çıkacaktı.
"Evet ama orada tanıdığım hiç kimse olmayacak, ve daha önce sensiz hiçbir partiye gitmedim!" Ona defalarca onunda gitmemesi gerektiğini söylemiştim. Ama Taehyung ile gerçekten ilgileniyor ve onunla konuşmak istiyordu.
"Biliyorum Rosie, seni tek başına oraya göndermeyi gerçekten bende istemiyorum. Ama gidemem, Jungkook orada olacak ve onu bir daha görmek istemiyorum."
"Pekala, bende fazla kalmayacağım zaten. Dönüşte buraya gelirim ve partinin kritiğini yaparız, ne dersin?" Kafamı olumlu anlamda salladım. Üzerine deri ceketini giyip çıktığında kendimi yatağa bıraktım.
"Sen de benim çok kötü bir arkadaş olduğumu düşünüyorsun, değil mi?" Kendimle birlikte yatağa yatırdığım peluş hayvanla konuşmam delilik olabilirdi, ama beni yargılamayacak ve sadece iyice dinleyecek birine ihtiyacım vardı.
"Ama anlamıyorsun! O ego kuruntusunu tekrar göremem.Çünkü onu gördüğümde içim bir tuhaf oluyor.Aklıma saçmasapan şeyler geliyor ve-"
"Neymiş bakalım aklına gelen saçma şeyler?" Jennie kapının aralığından kafasını uzatıp sorduğunda aniden kalktım.
"Yah! Ödümü kopardın!"
"Özür dilerim.O peluşla dertleşmene bende katılabilir miyim?" Kafamı salladım ve yatakta ablama yer açtım. Yatmadan önce topuz yaptığı saçlarını açtı ve yastığa dökülmesine izin verdi. Toplu saçlarla asla yatamazdı. Bense saçımı toplamadan asla yatamazdım. Oysa bu ikimizin zıt olduğu konulardan sadece biriydi.
"Evet dinliyorum. Neymiş o aklındaki düşünceler?" Ablam son birkaç gündür iyi görünüyordu. Ne olduğunu bilmiyordum ama buna memnundum. Benim aksime onun mutlu olması benide mutlu ederdi.
"Önemli şeyler değil.Okulum, üniversite heyecanı falan. Sende birkaç gündür birşeyler var neler olduğunu sorabilir miyim acaba?"
"Birşey yok.Sadece artık Jungkook ile ilgilenmemeye karar verdim. Kendimi yıpratmayacağım Lisa. Üzülmekten yoruldum. Hem sanırım onunla o kadarda uyumlu bir çift olmazdık." Kaşlarımı kaldırdım. Ablam ne kadar çok değişmişti! Aylardır bitiremediği sevgisini bir anda bitirmeye karar vermesi şaşırtıcıydı.
"Unni, iyi misin? Sana aylardır söylediğim şeyi iki günde yaptın!"
"Aslında hepsi senin sayende oldu. O gün beni bulupta özür dilemeseydi,kendimi daha çok yıpratabilirdim. Onu hala seviyorum, onun iyi bir insan olduğuna da inanıyorum ama artık gözlerinde benim istediğim şeyi bulamayacağıma emin oldum." Ablam kadar bilgili olmayı diledim. Her zaman mantıklı bir insan olmuştu ve bu şimdide kendini gösteriyordu.
"Senin adına gerçekten sevindim Jennie. Seni gerçekten seven biri en yakın zamanda karşına çıkacaktır, buna eminim." Biraz daha yaklaşıp sarıldığında yüzümü boynuna gömdüm. Gıdıklandığını biliyordum, ki hemen kahkaha atmaya başladı. Uzun zamandır duymadığım kahkahası evde yankılanırken ikimizde öyle uyuyakaldık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
E.G.O
Fanfiction''Jungkook denen adi herif hanginiz?" Hepsi ne oluyor dercesine birbirine bakmaya başladığında tek bir kişi masaya kolunu koydu ve çenesini avucuna yaslayıp umursamazca bana doğru eğildi. "Ne için lazımdı?" ➖➖➖ Belki de birbirimizi ilk gördüğümüzde...