1, 2, 3, 4
Ensemi tutan eli hafifledi,ama orada kaldı.
5, 6, 7, 8
İtiraz etmedim,karşılık vermedim.Hareket bile etmedim.
9,10,11
Geri çekildi. Artık sinirli bakmıyordu. Daha farklı bakıyordu. Kafamı toparlayamadığım için bakışlarının ne anlamaya geldiğini çözmeye çalışmadım.Gecenin karanlığında parlayan gözlerinde kendimi görebiliyordum. O yansımada gördüğüm kendi gözlerimde ise boş bir bakış vardı.
İkimizde konuşmadık. Ne diyecektim ki?
Ne diyecekti ki?Tekrar eğilmeye başladığını gördüm. Bu seferki yavaştı, sanki iznimi alıyor gibiydi.Bunun bir bahanesi olmayacağını bildiğim için, hemen başımı çevirdim ve ona değmemeye çalışarak dar aralıktan çıktım.
Ve gittim.
Gözlerimi çevirdiğim o iki saniyede hala orada, benden geriye kalan boş duvara baktığını gördüm.
///
"Ne!" Rose elleriyle gözlerini kapadığında başını geriye attı. Dün gece eve geldiğim anda yaşadıklarımı kafamdan silmeye karar vermiştim.Ertesi sabah uyandığımda her şeyi unutacağıma ve sıradan bir gün yaşayacağıma dair kendime söz bile vermiştim. Fakat Rose bunu engellemişti, bu sıradan bir gün olamazdı.Çünkü Rose aşık olduğunu söylemişti.
"Şaka yapıyorsun değil mi? Şaka yaptığını söyle! Yah!" Ellerini yüzünden çekmeye çalıştım ama inatçıydı.
"Aah,bilmiyorum Lisa. Sadece o kadar güzel vakit geçirdik ki!"
"Ne demek vakit geçirdiniz? Seni sadece evine bırakacağını zannediyordum?" Kafasını salladı.Çok fazla sırıtıyordu ve bu sinir bozucuydu.
"Yolda oradan buradan sohbet etmeye başladık ve...Birşeyler içmeye karar verd-Hey! bana öyle bakma kahve içmekten bahsediyorum!" Gözlerimi devirdim.Rose mutlu olmayı en çok hakeden insanlardan biriydi,ama bunun nedeninin Jungkook'un arkadaşı olması beni tedirgin ediyordu.
"İşte biraz konuştuk,kendimizden bahsettik.Daha sonra beni partisine davet etti."
"Rose, gerçekten o çocukla görüşmek istediğinden emin misin? Biliyorsun o Ego deposu Jungkook'un arkadaşı ve ben ne ona ne de onun arkadaşlarına güvenmiyorum."
"Lisa, açıkçası ben onların sandığımız kadar ukala insanlar olduklarını düşünmüyorum." İşte Rose böyleydi, insanlara düşünmeden bir şans verirdi.Onun ikna olması için Taehyung denen çocukla bir saat vakit geçirmesi yetmişti.Ben ise asla emin olmadan hareket etmezdim. Şimdilik uzatmadım.Rose'a güveniyordum ama o çocuğu gözlemleyecektim.
"Açıkçası ben sandığımızdan da beter olduklarını düşünüyorum.Dün akşam Jungkook'u aradığımda arkadan bir sürü kız sesi duydum.Şu Taehyung denen çocukta muhtemelen o kızlarla takılıyordu."
"Sahi, Taehyung bana bunun bir ilk olduğunu söyledi. Jungkook ilk defa öyle bir ortamı bırakıp gitmiş.Senin onun için değerli olduğunu düşünüyor."
"Benim ona muhtaç olduğumu bildiği için egosunu tatmin etmeye geldi yanıma,arkadaşına öyle söylersin.Onun hiçbir kıza değer verebileceğini sanmıyorum."
"Sen öyle diyorsan." En son hocada sınıfa girdiğinde önüme döndüm ve tüm dikkatimi derse vermeye çalıştım.
"Çocuklar, yaramazlık yapmayın! Yerlerinize geçin, kitabınızda sayfa...."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
E.G.O
Fanfiction''Jungkook denen adi herif hanginiz?" Hepsi ne oluyor dercesine birbirine bakmaya başladığında tek bir kişi masaya kolunu koydu ve çenesini avucuna yaslayıp umursamazca bana doğru eğildi. "Ne için lazımdı?" ➖➖➖ Belki de birbirimizi ilk gördüğümüzde...