suçlu

2.3K 203 23
                                    

"Ne yapmayı düşünüyorsun?" Rose yatağımda uzanırken, bende sandalyemde oturmuş tavana bakarak dönüyordum. Bu benim düşünme seansımdı. Bu sayede her zaman işe yarar fikirlerim olurdu. Ama şu anda sanki beynim yerinde değilmiş gibi hissediyordum.

"Jungkook'un haklı olmasından nefret ettiğim kadar bunu göremediğim için kendime kızgınım." Rose kafasını koluna dayayarak yatakta bana döndü.

"Bunu kimse akıl edemezdi. Jimin Jennie'ye her zaman dost gibi yaklaştı. Hatta kız arkadaşları bile oldu!"

Haklıydı. Jimin'in geçmişte birçok kız arkadaşı olmuştu,ama hiçbiri uzun sürmezdi.

"Belkide farkettirmemek için çok uğraştı ve başardı. Hatta o kadar başarılıydı ki böyle bir şeyi düşünmedim bile."

"Peki, neler hissediyorsun? Lisa, açıkçası hayal kırıklığına uğramış gibisin."

"Bilmiyorum, eğer hoşlandığı kişi başkası olsaydı onu kazanmak için çabalardım. Ama o kişi ablam olunca...Bir şey yapamam Rose." Kafasını salladı. Jennie bunu öğrenirse ne olurdu diye düşündüm. Belkide birbirlerine çok uyumlu olduklarını farketmeye başlardı ve...

Aniden sandalyeden kalktım.Başım döndüğü için ayakta durmakta bir süre zorlandım ama daha fazla oyalanamazdım. Hemen telefonumu elime aldım.

Ne yapacağımı biliyordum.

"Bu bakışını biliyorum,hiç iyi şeyler olmayacağı kesin." Rose endişeyle yatakta oturduğunda kafamı salladım.

"Tamamen inanmam için gözlerimle görmem gerek Rosie. Bunun içinde Jungkook'un planına ihtiyacım var. Ama onun planınında bir plana ihtiyacı var."

Kafasının karıştığı belliydi. Telefonumu kulağıma götürdüm, ikinci çalışta açılmıştı.

"Bu şerefi neye borçluyuz?"

"Hemen konuşmamız lazım. Nerdesin?"

"Meşgulüm. Bir arkadaşla-" Gözlerimi devirdim. Arkadan gelen kıkırtı sinirimi bozmuştu. Bu çocuk hiç boş duramaz mıydı?

"Arkadaşın bekleyebilir. Sen mi gelirsin ben mi geleyim?" Hareket ettiğini duyabiliyordum.

"Geç oldu. Ben geliyorum,konum at." Arkadan gelen seslere aldırmadan telefonu kapattım. Gitmemesini söyleyen kızların yakarışlarını dinleyemeyecektim.

"Kimdi o?"

"Jungkook, buraya geliyor."

"Ne, Jungkook buraya mı geliy-" Elimle ağzını kapattım. Ablam büyük ihtimalle uyumuştu ama bu Rose'nin rahat rahat bağırması anlamına gelmiyordu.

"Şş, delirdin mi! Onu evin önünde karşılayıp başka bir yere götüreceğim.Tabii sen ablamı uyandırıp haberdar etmezsen." Kafasını salladığında elimi ağzından çektim. Hava esmeye başladığı için üzerime hırkamı giydim. Pijamalarımı çıkarmaya üşenmiştim.

"Ben de geliyorum, siz ikiniz yalnız kalınca iyi sonuçlar doğmuyor.Yine başka bir iddiaya girersiniz falan."

"Biz iddiaya girmedik. O ondan kurtulmam için seçenek sundu ve bende kabul ettim."

"Seçenek dediğin şey aslında iddia." Bezgince nefesimi verdim. Bu kız her zaman doğruları konuşmak zorunda değildi.

Kapının önünde beş dakika kadar bekledikten sonra uzaktan gelen gölgesini gördüm. Yine siyahlar içinde gecenin karanlığına karışmıştı. Siyah bir pantolon siyah bir tişört ve üzerine siyah bir kot ceket. İyi göründüğünü inkar etmedim. Yanında biri daha vardı. Tanımıyordum ama o gün kafede gördüğüme emindim.

E.G.OHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin