Gözlerini kapatmış, mikrofona eğilmişti. Elleri gitarda kendinden emin bir şekilde dolaşırken şarkıyı söyleyen sesi kısık ama bir o kadarda güçlüydü. Bu şarkıyı biliyordum.Lütfen beni sadece hayaller ve fantezilerle yaşayan biri olarak görme
Lütfen beni göremeyeceğim birine uzanacak biri olarak gör
Elimi tut ve yarın nerede uyanacağımızı görelim
En iyi planlar bazen sadece ayakta kalınan bir gecede ortaya çıkar
Hadi kendi gözyaşlarımızda sarhoş olalımGözümden akan damla yanağımdan aşağıya inerken silmek için hareket etmedim.Bambaşka biri gibi görünüyordu. Kafasını geriye atıp gitarı çalmaya devam ederken gözlerini hala açmamıştı. Açmasını isteyip istemediğimden emin değildim. Şuan beni göremezdi, görmemeliydi çünkü tamamen savunmasız hissediyordum. Ama o gözler açıldı ve kısa bir süre sonra beni buldu. Etraf fazla aydınlık değildi ama bir şekilde bana baktığını biliyordum.
Cesaretin yokmu bizim en iyi hatıralarımızın bize üzüntü getirmesine izin vermeye
Sayfayı çevir belki yepyeni biten bir şey buluruz
Gözyaşlarımızın içinde dans ettiğimiz yerde
Ama hepimiz kayıp yıldızlar değil miyiz,karanlıkta parlamaya çalışan?
Biz kimiz? Sadece galaksideki bir toz tanesi mi?Şarkının sonlarına geldiğinde muzip bir gülümseme yüzüne yerleşti. Bu tanıdık gülümsemesi her zamanki gibi hissettirdi. Kalbim yerinden çıkacakmış gibi atıyordu. Şuan buradan gitmem gerekiyordu ama sanki hareket etmeyi unutmuştum. Beni bu kadar etkileyen sesi miydi, yoksa söylediği şarkı mı emin değildim. Belkide bana bakan gözlerinin hissettirdikleriydi. İnsanlar alkışlayıp ıslık çalmaya başladığında şarkının bittiğini yeni fark etmiştim. Dikkati artık bende değil ona tezahürat yapan insanlardaydı. Daha fazla oyalanmadan yerimden kalktım. Yoongi'de kalkıyordu ama onu durdurdum.
"Yalnız kalmaya ihtiyacım var."
"Özür dilerim Lisa, artık burada çalışmadığını sanıyordum." Kafamı salladım ve arkamdan seslenmesini umursamadan hızla çıkışa doğru gittim. Kapının önüne geldiğimde durdum. Serin havayı içime çekerken kararımı vermiştim. Bu sefer kaçmayacaktım. Bugün ne konuşulması gerekiyorsa konuşulacaktı.Biraz daha toparlandıktan sonra tekrar içeri girdim.Yoongi ile Jungkook gergin bir konşma yapıyor gibi görünüyordu.Yanlarına gittiğimde ikiside sustu.
"İyi misin? İstiyorsan gidebiliriz." Kafamı iki yana sallarken Yoongi'ye değil Jungkook'a bakıyordum.
"Hayır. Jungkook ile konuşmamız gereken bir mesele var." Jungkook bana 'öyle mi' dercesine baktığında Yoongi'ye döndüm.
"Özür dilerim, ama bu geceyi başka bir zamana ertelebilir miyiz? Söz veriyorum bu sefer ne istiyorsan yaparız." Yoongi omuz silkip gülümsedi.
"Pekala,bu sefer sözümü aldığım için rahatlıkla iptal edebiliriz" Yoongi Jungkook'la birbirlerine soğuk bir selam verdikten sonra gitti.Birkaç saniye birbirimize baktık.Sessizliği ilk bozan o oldu.
"Konuşmayacağını sanıyordum."
"Seni bir daha görmeyeceğimi umuyordum."
"Bunun için bu semti terketmen gerek güzelim.Buralarda biraz popülerimdir." Dediği kısmen doğruydu.
"Pekala popüler çocuk.Hadi şu işi bitirelim."
"Kaçmayacaksın yani." İki gündür görmezden geldiğim arama ve mesajları yüzüme çarpmasını tabiiki bekliyordum.
"Kaçmıyordum, sadece meşguldüm."
"Yoongi ile meşguldün heralde.Şu senin 'Jimin Oppa'na ne oldu?" Sesinden sinirli olduğu anlaşılıyordu.Bana böyle hesap sormaya devam ederse bende sinirlenebilirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
E.G.O
Fanfiction''Jungkook denen adi herif hanginiz?" Hepsi ne oluyor dercesine birbirine bakmaya başladığında tek bir kişi masaya kolunu koydu ve çenesini avucuna yaslayıp umursamazca bana doğru eğildi. "Ne için lazımdı?" ➖➖➖ Belki de birbirimizi ilk gördüğümüzde...