1⋆

3.4K 340 208
                                    

Chaeyoung

"Chaeyoung! Hadi hazır mısın?" Jisoo'nun heyecanlı sesini duymak, benim daha da panik olmama neden oluyordu.

"Jisoo, maskemi bulamıyorum!"  diyerek etrafa bakınmaya devam ettiğimde; bir anda onun elinde salladığı maskeyle birlikte kapıda belirmesini fark etmiş ve rahat bir nefes alarak gülümsemiştim.

"Omo! Sen harikasın!" yanına gidip, maskeyi aldım ve yanağına küçük bir öpücük bıraktım. Jisoo, son bir dokunuş yapıp, sincaplı maskemin kenarlarını güllerle süslemiş ve bu da benim çok hoşuma gitmişti.

Taksinin gelmesini beklerken, telefonumu elime alıp, Yoongi'den gelen herhangi bir mesaj var mı diye kontrol ettim fakat yine hayal kırıklığına uğramak beni şaşırtmamıştı. Gerçekten son zamanlarda bu kadar ilgisiz olması, canımı sıkmaya başlamıştı.

Taksiye bindiğimiz andan itibaren içime bir yerleşen korkuya kapılıp gecemi mahvetmek istemediğim için önemsememeye çalıştım. Bunun sebebi ise belki de partilerin beni hep germesiyle kaynaklı olabilirdi. Çünkü; asla normal bir partiye gidemiyorduk. Her ne kadar bazen katılma taraftarı olmasam da, sevgili kuzenim Jisoo'yu yanlız bırakmak istemiyordum.

"Chaeyoung, artık maskeni takmalısın!" dedi heyecanlı bir şekilde.

Karanlık yollardan geçerken, Jisoo'nun heyecanını yatıştırmak için biraz erken inmek istemesi normal gelmişti ama etrafın böylesine sessiz olması da benim pek hoşuma gitmemiş ve daha çok tedirgin olmamı sağlamıştı.

Karanlık yollardan geçerken, Jisoo'nun heyecanını yatıştırmak için biraz erken inmek istemesi normal gelmişti ama etrafın böylesine sessiz olması da benim pek hoşuma gitmemiş ve daha çok tedirgin olmamı sağlamıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Jisoo'nun adımları yavaşlayınca durdum ve bakışlarımı ona çevirdim. "Sence nasılım, Chae?" hâlâ çok heyecanlı görünüyordu. Aslında buna alışmıştım çünkü; o, Jin ile tanıştığı günden beri hep böyleydi.

Jisoo'yu baştan aşağı süzdüm ve düşünür gibi yaptım. Sonra da kıkırdayarak; "Tabi ki muhteşem görünüyorsun. Jin seni görünce küçük dilini yutacak" dedim.

"Ah! Bakalım nişanlısını maskeyle bile tanıyabilecek mi?!" dedi, heyecanla.

Cadılar bayramı için maskeli baloyu düzenleyen Jisoo'nun nişanlısı Jin'in en yakın arkadaşlarından biriydi. Zengin, fazlasıyla şatafatlı, özenti ve yapmacık bir çevreleri vardı ama içlerinde tam tersi olan insanlar adına benim için katlanılabilir bir ortam oluyordu. Her zaman olmasa bile onlarla partilerde karşılaşmayı ve sohbet etmeyi çok sevdiğim için özenle hazırlanmayı da ihmal etmiyordum.

Yoongi, Jin'in üvey kardeşiydi ve biz de katıldığımız bir partide tanışmıştık. Herşey bir anda geliştiği için ne zaman sevgili olduğumuzu bile anlayamamıştım. Hoş, artık sevgili miydik onu da tam olarak bilemiyordum. Yoongi ile yaklaşık üç aydır beraberdik ama artık ilişkimizin iyi gitmediğini düşünüyordum. Benden soğumuş olmalıydı ki, ilgisiz davranmaya başlamıştı. Ya da zaten benimle sadece eğlencesine takılmıştı. Aslında onu seviyor muydum, bundan bile emin değildim. Ama onu beğendiğimi de hiçbir zaman saklamamıştım. 

Blood, Sweat & Tears | RoséKook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin