0.7

9.3K 795 503
                                    

Her şey çok güzeldi.

Her şey gerçekten çok güzeldi ama ben değişiktim. Hislerim bana yabancı geliyordu, eskiden böyle hissetmiyordum. Şimdi neden daha garip hissediyordum?

Sinemada Açelya'nın dizlerinde uyuyakaldıktan sonra aptal bir rüya görmüştüm. Rüyamda o benim sevgilimdi.

Açelya ve ben sevgiliydik. Aşırı saçmaydı. Gördüğüm en saçma rüyaydı.

Olması imkansızdı bir de, hah! Açelya ve ben çıkamazdık. Onunla büyümüştüm, en rezil anlarımı bile onunla yaşamıştım.

Küçükken inadına altıma yapar ve ona, "Kuyruğumdan şu akıyor!" diye neşeyle söylerdim. Evet, kuyruk o tahmin ettığiniz şey.

Yani imkansızdı, onun benimle olması imkansızdı. Sürekli veled diyip dururdu. Veled dediği birini mi sevecekti? Komik.

Her neyse, saçlarımı çekerek uyandırmıştı beni. "Kalk şuradan beyinsiz, uyuştu!" diye bağırması da cabasıydı.

Sinemadan çıkınca koluma girmişti ve tek tek tüm mağazaları gezdirmişti. Eh, üç beş eşya da bana aldırmıştı. O mavilerini kocaman açarak bana bakınca reddetmem tabii ki imkansızdı.

Eve bıraktığımda kapının önündeyken bana kocaman gülümsemişti, göğüs kafesimde çiçekler açmıştı.

Ardından o tehlikeli hareketi yaptı, yanağıma o güzel dudaklarını bastırdı. İşte o an ki duygu bana çok yabancıydı. Kalp atışlarım düzensizleşmişti. Ellerim titremeye başlamıştı ve ben zorla gülmeye çalışmıştım.

Beni küçükken bir çok kez yanağımdan öperdi. O zaman da çok mutlu olurdum ama şimdi bambaşkaydı. Neler olmuştu bana son zamanlarda? Kafayı yememe az kalmıştı sanırım.

O evine geçince ben de evime doğru giderken yol boyunca elim sürekli öptüğü yerde, yüzümde sarhoş bir gülümseme vardı. İyice delirmiştim, evet kesinlikle delirmiştim.

-

Şu iğrenç okul yüzünden yine sabahın köründe alarmla kafamı yastıktan kaldırmıştım. Bu okulu neden sabahın köründe yapıyorlardı ki?

Uykusuzluk bedenimi ele geçirirken bir kez daha uykuya aşık olmama lanet ettim. Gerçek anlamda uykuya aşıktım. Her yerde, her zaman uyuyabilirdim. Eh, bunu anlamışsınızdır zaten.

Zar zor ayağa kalkıp banyoda işlerimi hallederken diğer işlerimi de halledip uykulu uykulu okula doğru yürüdüm. Belki uykum açılır diye yürümeyi tercih etmiştim ama bir boka yaradığı söylenemezdi.

Gömleğimi bile düzgün giyememiş, kravatla hiç uğraşmadan cuma günü nasıl çıkardıysam aynı geri takmıştım.

Saçlarımı hep dağınık severdim zaten, Açelya da öyle severdi.

Açelya nereden gelmişti aklıma durduk yere!? Of.

Okula varınca kendimi okul bahçesine attım. Bizimkileri arayacak halim bile yoktu. Bakışlarımı köşedeki banka çevirdim. Şurada uyusam ne olurdu?

Saçma fikrime kendi kendime göz devirirken mavilerim en güzel ayrıntıya dokundu. Açelya...

Arkadaşlarıyla ne konuştuğunu bilmiyordum ama eğleniyor gibiydi. Heyecanla ara sıra o da bir şeyler söylüyor, arkadaşlarının dediklerine kahkaha atıyordu.

Bu kadar güzel olması suç değil miydi?

Uykulu halim onun melodik kahkahası ile son bulurken az öncekinin aksine neşe bulmuş gibiydim. Deli gibi gülümsüyordum okulun ortasında. Biri gelip bana niye mal mal sırıtıyorsun diye sorsa cevap veremezdim.

Onun mavileri de benim gözlerime değince bir an elim ayağıma dolaşsa da göz kırptım. Gülüp bir kaç saniye arkadaşlarına dönüp bir şey söyledi ve bana doğru gelmeye başladı.

Önümde durunca, ben çiçek kokusuyla bir kez daha mest olurken, o kahkaha atmakla meşguldü. Neye gülüyordu umrumda değildi ama, güzel gülüyordu.

"Bu halin ne? Savaştan mı geldin?"

"Hı?" diyebilmiştim sadece. Acaba üzerimdeki etkisinin farkında mıydı?

Gülmeye devam edip elini gömleğimin düğmelerine attı. Yuh, ne!

"Ne yapıyorsun tavşancık?" dedim kendimi geri çekerken. İzin vermeyip yakalarımı daha da kendine çekti ve üst düğmelerimi açtı.

Muhtemelen yanlış iliklemiştim çünkü kendisi yeniden ilikliyordu. İşi bitince ciddi yüz ifadesiyle kravatımı çözüp yeniden bağladı. Ben de onu izledim.

Kirpiklerinin gölgesi elmacık kemiklerine düşerken, karşımda hiç sıkılmadan kirpiklerinin her telini sayabileceğimi düşünmüştüm.

Kravatımla da işi biterken birden başını kaldırmasıyla ne ara bu kadar yakın olduğumuzu anlamasam da burunlarımız çarpıştı.

Nefesim hızlandı, nefesi hızlandı.

Ben sertçe yutkunurken o sadece gözlerime bakıyordu. Gözlerinde değişik şeyler vardı ama o kadar karışıktı ki çözemiyordum.

Gözlerim dudaklarına kaymamak için üstün bir çaba sarf ederken hormonlarım inatlaşıyordu. Dayanamayarak dudaklarına inen bakışlarımı lanet bir ses engelledi.

"Uzay!?" diye çığıran Bersu ile hızla benden ayrılan Açelya, bakışlarını ona yöneltmişti ve pembeleşen yanakları bu sefer sinirle kızarmıştı.

"Efendim?" dedim tüm sakinliğimle. Sakinliğim karşısında daha da sinirlenen Bersu'yu umursamak yerine Açelya ile, o gelmese ne olacağını düşünüyordum.

"Hah," dedi bana doğru gelirken. Dibimde durup kollarını birleşti. "Aptal, seninle kaç kez vakit geçirmem için yalvardın bana. Kabul edince de beni ektin!"

"Özür dilerim." Suçluydum, biliyordum ve o yüzden özür diliyordum. Ona söz verip ekmem hataydı ama Açelya karışısında savunmasızdım.

"Özürle bitecek bir şey mi bu? Ne yapacaktın, Bersu ile buluşacakken onu ortada bıraktım diyerek tüm okula havalı olduğunu göstermeye mi çalışacaktın?"

Dişlerimi sıkarken eş zamanlı yumruğumuda sıkmıştım. "Ben öyle biri değilim, Bersu."

"Tam olarak öylesin! Eh, tabii seninle buluşmayı defalarca reddedince gururuna yediremedin ve aklınca intikam aldın deği-"

"Yeter!" diyerek alçak ama bir o kadarda sert sesiyle araya girdi Açelya. Çevredekilerin dikkati bize geçmesin diye sesi kısıktı.

"Sen kendini kraliçe falan mı sanıyorsun? Kendini bu kadar önemseme, bu okulda senden daha güzelleri var buna emin ol. Ayrıca bir daha Uzay ile bu şekilde konuşursan ben başka türlü konuşurum, biliyorsun."

Bağırmamıştı veya küfür etmemişti ama sözleri o kadar ağırdı ki ben bile tırsmıştım. Ve beni koruması...

"Hah, çatlak." diyerek yanımızdan ayrılan Bersu'yu umursamadan Açelya'yı izlemeye devam ettim. Bir süre Bersu'nun arkasından zafer edasıyla bakarken bana döndü. Ardından gülümsedi ve saçlarımı karıştırdı.

"Benim sivrisineğime kimse karışamaz."

_

Size göre belki kısa ama bana göre uzun bir bölüm ile karşınızdayımmmm ya siz bölümleri beğenince sürekli bölüm atasım geliyor sizi yerim

Neyse umarım keyif almışsınızdır. Bu arada unutmadan söyleyeyim Uzay şıp diye hoşlanmaya başlamadı, önceden de vardı ama yeni yeni anlamaya başladı. Sonra demeyin ne çabuk sevdi diye sggxghsgxh

Açelya | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin