2.1

6.6K 594 410
                                    

Sanırım uzun süre yb atmayınca okuyucularda gitti, geçen bölüm çok az yorum vardı açıkçası üzüldüm ama neyse toparlarız💖
-

Açelya'ların evinin önüne geldiğimizde heyecandan ellerim titrerken ceketimi çıkarmış ve civcivli tişörtümün gözler önüne çıkmasını sağlamıştım. Eh, sonuçta Civciv babacığımın gözüne girmek önemliydi. Kapı birden açılınca yol kenarından aldığım çiçeği babamın elinden hemen alıp kendi elime aldım ve kocaman gülümsedim. Açelya, arkasında Beste abla ve onun arkasında Savaş abi gülümseyerek içeri girmemizi bekliyordu.

Aslında Savaş abi pek gülmüyordu, aksine çatılı kaşlarla bana bakıyordu. Neyse önemi yok.

"Bu hal ne salak?" dedi Savaş abi üstüme bakarken. Şu an bana daracık olmuş civciv baskılı tişört ile saçma sapan duruyor olabilirdim ama bozmayıp gururlanarak gösterdim. "Senin için giydim Civciv babacım."

Gülmemek için kendini zor tuttuğu belli olunca zaferle gülümsedim. Bu iş olacaktı, hadi Uzay devam et böyle. "Allahım niye karşıma hiç akıllı çıkmıyor?" diyerek içeri girince kapının girişinde Açelya ve ben kalmıştık.

Açelya bana bakmayıp halının desenleriyle oynarken elimdeki çiçeği ona uzattım. Tamam, şu an ikimizde utançtan ölen iki ergen aşıklardık ve ilkokul çocuğu gibi birbirimize bakamıyorduk. Açelya kafasını sonunda kaldırıp hayran olduğum gülüşünü bana sununca ben de onun gibi gülümsedim. "Nasılsın?" dedim utançtan öldüğüm besbelliyken. "İyi." diye mırıldandı.

Bir şey diyecekken kafama sert bir darbe yememle ağzımdan koca bir çığlık kaçtı. Arkamı dönünce Savaş abi bana sinirle bakıyordu. "Yürü lan içeri ne yapıyorsunuz burada?"

"Ya baba bir şey yapmıyoruz, bana çiçek almış." dedi Açelya gülerek. Ben de zorla gülmeye çalışmıştım.

"Evet baba- aman Savaş abi, çiçeği vermiştim." dedim masum bir çocuk gibi boynumu bükerken. Küçük Emrah'a da benziyor olabilirdim.

Savaş abi bana dümdüz bakıyordu, hayır bir tepki verse tamam da böyle korkuyordum lan. Bir anda ensemden tutulduğum gibi salona atılmıştım. Ciddi ciddi beni salona fırlatmıştı. "Sana gıcığım konuşma."

Salondakiler endişeyle bana bakarken üstümü düzeltip güldüm. "Önemli bir şey yok ya, baba-oğul kavgası."

Civciv ellerini yukarı açıp sabır dilerken Açelya kolumu sıkmıştı. "Salak mısın ya? Buraya aranız düzelsin diye geldiniz sen iyice batırıyorsun."

"Ama Açelya'm ne yapayım babanın bana alerjisi var ne yapsam dayak yiyorum."

Bir şey demeden öylece suratıma baktıktan sonra yemek masasına oturdu. Herkesin yemek masasında olduğunu görünce mutlu olmuştum çünkü hayvan gibi açtım. Masada uzun bir sessizlik oluşunca gerilmiştim. Tam karşımda oturan Savaş abi öyle bir bakıyordu ki masadaki bıçağı her an bana saplayacakmış gibi hissediyordum. Gerginlikle yutkunup ona bakmayı kestim ve yanındaki Beste ablanın onu sakinleştirmek adına kolunu sıktığını görünce derin bir nefes verdim ve Savaş abinin diğer yanında oturan Açelya'ma baktım. Göz göze gelince gülümsedi.

Tipini yediğim ne güzel gülümsüyordu ya. Civciv yüzünden ayrı düşmüştük zaten. Pis Civciv, ıyy.

Ben de annem ve babamın ortasında oturuyordum. Annem Beste ablayla yine gözleriyle bir şeyler konuşurken onları anlamadığım için diğer yanımdaki garip babama döndüm. Öylece tabağın desenlerini inceliyor ve yüzünden, 'ne zaman yemek yiyeceğiz' bakışı belli oluyordu. Bu masada en masum kişi babamdı, salak ve masum babam.

"Beste kalk biz yemekleri getirelim." dedi annem Beste ablayı da alıp mutfağa giderken. O an babamın yüzü gülmeye başladı. Ben başımı masadan kaldırıp Açelya'ya bakamıyordum çünkü büyük bir Savaş sorunumuz vardı. Ya bu adam iliskimize izin vermedi mi, niye hala böyle yapıyor?

Yemekler gelince herkes yemeğe gömülmüştü. Masayı yine derin bir sessizlik hakim alırken Açelya bana seslenmisti. "Uzay tuzu uzatır mısın?"

Hemen kafamı kaldırıp güldüm ve tuzu alıp ona uzattım. "Al bebeği-" sözümü diz altıma yediğim sert bir tekme bölmüştü. Ağzımdan acı dolu bir bağırış çıktı ve bakışlarım bana kısık gözlerle bakan Savaş abi- pardon katil civciv ile kesişti. "Düzgün konuş."

"Ya sevgilim o benim ne diyeyim, amca oğlu mu diyeyim, aslan parçası mı diyeyeyim, tertip mi diyeyim? Bebeğim diyorum ulan, aşkım bebeğim hayatım diyorum. Ne yapacaksın!?"

Masada ayağı fırlayıp söylediğim şeyler herkeste şok etkisi yaratmıştı. Tamam ben de nereden gelmişti bu anlamamıştım. Savaş abi kocaman gözlerle bakarken son saniyelerim olduğunu düşünmüştüm. Allahım daha Açelya'm ile doğru düzgün kavuşamadan gerçekten bu sefer ölecektim galiba.

"Ulaş ben helva mı yapsam?" diyen annemin sesini duymamla dahada tedirgin olurken babam eklemişti. "Fıstıklı olsun, iyi gider."

Bunlar nasıl anne baba ya?

"Ne dedin sen?" dedi Savaş abi yavaş yavaş ayağı kalkarken bana doğru gelirken yutkundum ve gülümsemeye çalıştım. "Haha şaka ya. Şaka valla şaka. Allah belamı versin şaka, iki gözüm önüme aksın ki şaka. Sen kendini yorma ya ben öldürürüm kendimi gerçekten hiç zahmet etme."

Hızlı hızlı konuşmuştum ve nefesim tıkanmıştı. Yardım ister gibi Açelya'ya baktım ve koşarak yanımıza gelip babasının koluna yapıştı. "Kıyma baba, daha yeni kavuştuk biz."

Masadaki annem babam ve Beste abla dizi izlermiş gibi bizi izlerken hala dik dik bakan Savaş abiye bakmıştım. Ölmek için çok gencim.

"Seni öldürmemem için bir sebep söyle bana." dedi içindeki tatlı Civciv gitmiş de katil gelmiş gibi. Hayatımda ilk kez Savaş abiden bu kadar korkuyordum. Aklıma gelen ilk şeyi uydurdum.

"Beni öldüremezsin, çünkü ben hamileyim!"

Bağırmamla herkes aynı anda 'Ne?' demişti ve bana salakmışım gibi bakıyorlardı. Tamam salağım ama ne yapayım başka bir şey aklıma gelmemişti, bu taktik dizilerde tutuyordu!

Savaş abi öylece bakmayı kesmiş ve bir kahkaha patlatmıştı. Onunla birlikte Açelya ve ben hariç herkes gülmüştü. Biz Açelya ile öylece olup biteni anlamaya çalışırken birbirimize salak salak bakmıştık. Sonunda gülmelerini kesip Savaş abi bir koluna beni bir kolunada Açelya'yı alıp sarılmıştı. Ben şaşkınlıkla ne olduğunu hala anlamamışken omzumdaki koluyla saçlarımı karıştırmıştı.

"Zaten izin verecektim salak çocuk, sadece sen fazla abartıp benden korkunca biraz oyun oynadık. Tamam Açelya'yı biriyle paylaşamam ama birbirinizi seviyorsunuz, hala kıskansamda yapabileceğim bir şey yok. Benim salak kızımda senin gibi bir salağa aşık olmuş. İkinizde benim küçük bebeklerimsiniz nasıl karşı çıkayım size? Ama çok komiktiniz."

Şaşkınlıkla ve mutlulukla gülerken Savaş abiye sarılmıştım. "Ya sen varya gördüğüm en adam gibi adamsın. Adam sözcüğünün anlamı sensin ya."

"Kes lan içinden ne küfürler etmişsindir bana." dedi gülerken. Yani biraz öyle oldu. Ehe.

"Ee Açelya'yı öpebilir miyim şimdi?"

"Höst hayvan, hayır tabii." demişti Savaş abi ama onu dinlemeyip Açelya'mın dudaklarına öpücük kondurduktan sonra evden kaçmıştım ve salak Civciv de beni iki sokak koşturmuştu. Ama amacıma ulaşmıştım be, simdi gerçekten de aramızda hiçbir engel yoktu!

-

Bende erken bölüm yazamama hastalığı var sanırım yok olmuyor deniyorum ama hep geç oluyor eh neyse umarım güzel olmuştur ben daha güzel yazabilirim diye düşünmüştüm ama bu kadar oldu beğenirsiniz inşallah

Açelya | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin