1.2

7.5K 642 512
                                    

Yine uzun süre bölüm atmadım biliyorum bahanesi yok ama üzgünüm benden sık sık bölüm atmamı beklemeyin bu imkansız zhhxbzhx

-

"Yok abi, kafayı yiyeceğim nasıl bu çocukla konuşabilir?" dedim dizlerimi saniyede yirmi kez titretirken. Eş zamanda tırnaklarımı kemiriyordum ve ben tırnak kemirmekten nefret ederdim. O derece sinirliydim şu an.

O günün üstünden 3 gün geçmişti. Orada oturup bir süre daha ağlamıştım o ise beni izlemişti. Sonra da okuldan kimseye görünmeden çıkmıştım. 3 gündür okula gitmiyordum, onu görmeye hazır değildim. Bir çocukla konuştuğunu söylemişti onu da görmeye hazır değildim. Hem de hiç.

Tam olarak depresyona girmiştim. Evet, imkansız gerçekleşmişti. Sabahlara kadar Müslüm Gürses, Orhan Gencebay dinleyip efkarlanmıştım. Tabii annemde sonra odaya dalmış, 'Kıs lan şu müziğin sesini yavşak' diyerek beni azarlamıştı ve efkarımın içine sıçmıştı. Ondan sonrada kısık sesle açıp gizli gizli dertlenmiştim.

Acımızı da yaşayamıyoruz ebesini satayım.

Depresyonda olan ergenler sanki ciğerleri yamulmayacakmışcasına sigara tüttürürdü ama tabii ki bunu ben yapamazdım çünkü annem o sigarayı alır götümde söndürürdü, annemi biliyorsunuz.

Şimdi ise arka fonda Batsın Bu Dünya çalarken Açelya'nın flörtünü -her diyişimde içim kan ağlıyor- stalkluyordum. Gömer Ömer piçi baya yakışıklıydı ve bu benim sinirlerimi tamamen alt üst ediyordu.

Bu hayat bir kere de sevimli erkekleri gör be!

Evde göt büyütürken birazcık Çağrı salağından araştırmasını istemiştim ve canım arkadaşım hemen kabul etmişti. 

Yalan, tehdit ettiğimde kabul etmişti.

Neyse, şu Gömer Ömer bizimle birdi, yan sınıflardan bir çocuktu. Futbol takımının kaptanıymış. Hah, piç. Hepte böyle olurlar zaten. Ya futbol ya basketbol. Popüler erkeklerin vazgeçilmez sporları.

Popüler erkeklerin çoğu bir takımda olduğu için ben de geçen sene basketbol takımına girmiştim her şey güzel giderken daha ilk antrenmanda sakatlanınca beni klüpten atmışlardı. Pislikler.

Popüler olmasam da okulda tanınırdım. Bu çoğunlukla 'deli çocuk' , 'şu salak' veya 'çatlak' olsa da çoğu kişinin bana özendiğini biliyordum. Ego için söylemiyorum, onlar hayatı çok umursarlar ama ben öyle değilimdir. Ben bu hayata bir kere geliyorum ve neden kendimi kısıtlayıp belki de daha sonra hiç görmeyeceğim insanları kafaya takayım ki? En rahatı hiçbir şeyi umursamamak.

Düşüncelerimden zar zor arınıp elimdeki telefondan çocuğu stalklamaya devam ettim.

Düşüncelerimden zar zor arınıp elimdeki telefondan çocuğu stalklamaya devam ettim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

omerince7: uykulu.

312 beğeni - 47 yorum

F: Bu kim ya keşfetimde çıktı

F: Neyse yakışıklıymış takip edeyim

-

"Iy çok çirkin." dedim yüzümü buruştururken. Çirkin falan değildi sadece böyle yaparak kendimi inandırmaya çalışıyordum. "Ben daha yakışıklıyım be, şu masmavi gözler sarı dalgalı saçlar kimde var? Millet mavi gözlere hayran."

Kendimi gazlayıp yataktan kalktım ve aynaya baktım. Kendime bakarken saçlarımı havalı bir şekilde geriye atarken şu dizilerde ki piç çocukların attığı gülüşde eksik etmedim. Ulan be tam bir kötü çocuğum.

"Sen benimsin, başkalarıyla görüşemezsin!" diyerek aynaya doğru sesimi kalınlaştırarak klişe bad boy repliğini söylerken dışarıdan özürlüye benzediğimi bilmiyordum ta ki annemin kapıda şok olmuş  bakışlarla beni izledigini fark edene kadar.

"Ulaş koş, oğlumuz şizofren olmuş!"

Annemin salondaki babama bağırmasıyla ofladım. İki skeç oynamıyorlar insana!

"Ezgi zaten şizofrendi o kendi haline bırak." diye babamın sedi duyuldu salondan. Görüyorsunuz ailem beni çok seviyor!

Oflayıp kendimi yatağa attım. "Ailem bile beni sevmiyor kahpe hayat, bu bana reva mıydı?"

"Oy oy benim minik bebeğimi kim üzmüş." diyerek yanıma oturan annem yanaklarımı koparmaya and içmişcesine sıkmıştı.

"Üç gündür depresyondayım anne yeni mi fark ettin?"

"Yok oğlum ben rahattım üç gündür bana bulaşmıyorsun diye de baktım sen hala düzelmedin ben de merak ettim, neyin var yavrum?" dedi annem güzel gülümsemesini bana sunarak. Annem diye demiyorum fena güzel kadındı ya. Maşallah tü tü tü tü.

"Hayat bana tekme atıp duruyor anne, karnında sana attığım tekmeler yüzünden benden intikam alıyorlar."

"Karnımı yırtacaktın tekme ata ata valla en sonunda sinirden karnımı bıçaklayacaktım baban zor tuttu."

"Ne!" Anneme şaşkınca dönerken güldü. "Yok be o kadar da değil. Sen benim ilk ve tek bebeğimsin sana nasıl kıyayım?"

Dudağımı büzerken annem saçlarımı öpmüş ve ayağı kalkmıştı. "Aç mısın yavrum ne yersin?"

"Yok tokum anne, hayattan kazığı çok güzel yedim."

Annem bir şey diyemeden kapı çalmıştı annem kapıya giderken ben yatağa yayılıp hayatı sorgulamaya devam etmiştim. Sonra annemin bana seslenmesiyle düşüncelerim adeta götüme kaçmıştı.

"Uzay, hadi gel. Açelya gelmiş."

-

Yazmakta zorlanıyorum artık ya ve kısa olduğunu biliyorum ama uzun yazamıyorum ayrıca bu hikaye zaten texting ama ben düz yazı daha çok sevdiğim için hep düz yazı yazdım o yüzden kısa demeyin bence shxhsjhxns neyse umarım sıkıcı bir bölüm olmamıştır sizi seviyorum<3

Açelya | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin