1.BÖLÜM: DENEME

787 29 7
                                    

Benim tatlı Cassie'm bu hayatı yaşamanı istemezdim. Ancak kaderden kolay kaçılmıyor. 

Arabamla yola koyulmuştum. Eve doğru yol alıyordum. Son ses müziğimi açıp ellerimle ritim tutuyordum. o arada yanımdan son hız bir araba kornaya basarak ilerliyordu.

Bu ne ya? Şaka gibi!

Ve bir anda lastiğim patladı. Kaza yapmamak için yoldan çıktım ve ani bir frenle arabayı durdurdum. Arabadan indim ve lastiğe baktım. Daha sonra yola baktım ve beni o hızla sollayan arabanın durduğunu gördüm.

''Hey! Hey!'' diye bağırmaya başladım. El salladım beni farketmesi için.

''Acaba...?'' dediğim an araba harekete geçti ve yoluna devam etti. Ben de arkasından şaşırmış bir halde bakakaldım. 

Annemi aradım 

''Alo?''

''Anne lastiğim patladı.'' Bu arada patlak lastiği çıkardım ve bagajda yedek lastiği aldım.

''Nerdesin?''

''Yakınlardayım. Oak Caddesi'nde.

''İyi misin peki? Yol Yardım'ı aradın mı?''

''Lastik değiştirmeyi biliyorum anne.''

''Geliyorum yanına.''

''Vay iyi fikir. Arabana atla gel. Ama dur. Arabanın lastiği patlak.''

''İyi işte, yürürüm ya da taksiyle gelirim.''

''Sanki lastik değiştirmeyi biliyorsun da. Ben hallettim.''

''O zaman yanında durup, seni izlerim, akıllı bıdık.''

''Ciddiyim ben, hallettim.''

Bu arada hat gider ve annesi Cassi'yi duymaz.

''Cassie?''

''Anne?''

''Alo?''

Annesi telefonu kapatır.

Annesin ağzından (Amelia):

Telefonda sesini alamıyordum Cassi'nin telefonu kapattım ve bir anda musluk patladı her tarafa su sıçrıyordu hemen elime bezi aldım ve kapatmaya çalıştım. Sonra birden ocak yanmaya başladı. Hemen altını kapattım. Her tarafım sırılsıklam olmuştu.

''Tanrım!''

Sonra tekrar ocak yandı. Ve tekrar kapattım. Ama kapattığım gibi tüm ocak en şiddetli ateşiyle yanmaya başladı. Ateş tezgaha doğru yayılmaya başladı ve bir anda dört tarafımda ateşle sarılmıştı. Telaş yaptım içeri geçmeye çalıştım ama ayağım kaydı ve yere düştüm. Bayıldım. Ve birden aklıma Cassie geldi hemen kendime geldim gözlerimi açtım.

''Cassie.''

Yerde sürünerek içeriye doğru ilerliyordum ki her taraf ateş aldı. Ve orada bağırarak yandım.

Aklımda yalnızca bir kişi vardı o da benim tatlı Cassie'm idi.

 Cassie'nin ağzından:

Arabayı sağa çektim ve şehre yukardan baktım. Annem öldükten sonra tam bir ay geçti. Gözümden düşen yaşlara engel olamıyordum. Çok fazla acı çekiyordum. Kendimi toparlamaya çalıştım ve arabaya bindim. Yola çıktım. Anneanneme gidiyordum. 

Geldiğimi farkedince arabayı kapının önünde durdurdum. Valizimi alıp demir kapıyı açtım. Eve doğru ilerlerken kapı açıldı ve anneannem çıktı. 

''Cassie.''

Bana doğru geliyordu.

''Merhaba''

Sarıldık.

''Merhaba, anneanne.''

''Tek başına araba kullanmana izin vermemem lazımdı.''

''Olsun, ben istedim zaten.''

''Nasılsın?

''İyiyim.''

Tekrar sarıldık.

''Gelmene çok sevindim.''

Cevap olarak yalnızca gülümsedim.

''Gel hadi.''

Eve girdik. Ben evi incelemeye başladım. 

''Demek annem burada büyüdü.''

''Hadi. Odanı göstereyim.''

Merdivenlerden yukarıya çıktık.

''İstersen bütün eşyaları çıkarırız. Gerçi şimdiye kadar halletmem gerekirdi. Ama daha 16 yıl oldu.''

''Burada annemle ilgili bilmediğim çok şey var. Neden bu eve hiç gelmedi?''

''Sebep olarak sana ne söyledi?''

''Pek bir şey anlatmadı. Sadece ana hatlarıyla anlattı.''

Bu arada odayı geziyordum.

''Baban kaza geçirdiğinde sen daha yeni doğmuştun. 

Çerçevedeki fotoğraflara bakıyordum. Anneannemde anlatmaya devam ediyordu.

''Burada yaşamak ona zor geldi. Galiba yeni bir başlangış istedi.''

''Evet. O da aşağı yukarı böyle anlatmıştı.''

''Sen güzelce yerleş. Akşam yemeği hazır sayılır.''

Anneannem odadan çıktı ve bende yatağa oturdum.

Banyoya girdim ve sıcak suyla güzel bir duş aldım. Kaç saattir oradaydım bilmiyorum. Pembe kısa bornozumu giyindim ve kıyafetlerimi yatağın üzerine bıraktım. Pencerenin önüne geldim. Perdeyi kapatacaktım ve karşı evin bir penceresi benim penceremin hizasındaydı. Pencerede bir çocuk vardı. Aynı yaştaymışız gibi görünüyordu ve o da buraya bakıyordu. Daha sonra bir elini pencereye yasladı ve bana poz verdi. Bende amacını anladım ona kısa bir gülüş attım ve gözüne baka baka perdeleri çektim. Sonra arkamı döndüm ve boy aynamın karşına doğru ilerlerken bornozumu çıkarıp tişörtümü girdim. Aynaya baktım ve yansımadan perdenin açık olduğunu gördüm. Şaşırmıştım hemen arkamı döndüm ve perdeyi tekrar kapadım. Ama karşı pencerede o çocuk yoktu. Ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Sonra annemin bana söylediği şarkıyı mırıldanırken yatağı açıyordum. Anneannem odaya girdi.

''Annen de bunu mırıldanırdı.''

''Sürekli. Ondan arakladım.''

Yanıma geldi.

''Yarın okul için hazır mısın?''

''Hazır olan var mıdır?''

''Uyuyamazsan diye söylüyotum annen yıldızları sayardı.''

Beni alnımdan öptü. 

''İyi uykular'' dedi ve odadan çıktı.

Gece lambasını kapattım ve yattım. Tavanda yıldızlar vardı. Ben de onlara bakmaya başladım. Telefonu elime aldım ve annemin fotoğraflarına bakmaya başladım. Gözlerim dolmuştu. Daha fazla düşünmek istemiyordum. Telefonu yerine koydum. Kafamı yastığa koydum. Uyudum. Yarın neler olacağını merak ediyordum.

GİZLİ ÇEMBERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin