22. BÖLÜM: KAYMAK

142 5 0
                                    

Nick'in ağzından:

Dün geceden sonra olanları düşündüm ve Melissa'ya olan duygularımı. Melissa'yı seviyordum artık. Normalde bu kadar uyumazdı ama bugün  çok uyudu. Tek dizimi yatağa koydum ve belinden dürterek

''Uyan hadi, geç kaldık.'' Hareket etmeyince 

''Öldün mü yoksa?'' dedim. Sonra bana baktı ve yatağa sırtını dayadı. Olumsuz sesler çıkararak 

''Ahhh başım çok ağrıyor.'' dedi. Tekrar yatınca omzundan öptüm ama öptüğüm gibi beni itti.

''Çekil!!!'' diye bağırdı.

''Ne halt ediyorsun?'' dedim.

''Başım ağrıyor dedim ya? Kusura bakma, kendimi iyi hissetmiyorum.'' dedi. Mahçup bir sesle daha fazla üstelemeden odadan çıktım.

Cassie'nin ağzından:

Buzdolabından kahvaltılıkları çıkarırken

''Dün gece uyuyabildin mi?'' dedi büyükannem.

''Eh işte.'' dedim.

''O korkunç kazaya tanık olduğuna inanamıyorum. Zavallı kadın.''

''Biliyorum.''

''Annenin arkadaşıydı o kadın. Heather Barnes biliyor muydun?''

''Hayır.'' dedim.

''Çok uzun zamandır hastaydı. Evinden çıkamıyordu. Bu mahallede ne yapıyordu, tahmin bile edemiyorum.'' dedi. Kafamı bilmem anlamında oynattım.

''Sen ne yapıyordun dün gece?''

''Hiçbir şey. Eve dönüyordum.'' dedim.

''Nereden dönüyordun?''

''Hiç, öyle takılıyordum.''

''Diana'yla mı? Yoksa Faye Chamberlain'le mi? O kızlarla mıydın?''

''Evet. Kötü bir şey mi bu?''

''Hayır, hiç değil. Bu kadar çabuk arkadaş edinmene seviniyorum. Zaten birbirinizi bulmuş olmanız gayet mantıklı.''

''Nasıl yani?'' dedim.

''Çok ortak noktanız var. Aileleriniz de çok iyi arkadaştı.'' Kafamı salladım.

''Sonuçta burası küçük bir kasaba, ondandır.'' dedim.

''Annen ve arkadaşları birlikte çok şey yaşadı. Bir sürü trajedi.'' dedi. Derin bir nefes aldım.

''Benim gitmem lazım. Malum, okul.'' dedim.

''Bu akşam şöyle güzel bir yemek hazırlayayım mı? Umarım yetişebilirim.'' dedi.

''Tabii.''

''Benimle konuşamayacağın hiçbir şey yok. Biliyorsun, değil mi?'' dedi çantamı hazırlarken. Kafamı olumlu anlamda salladım ve evden çıktım.

Melissa'nın ağzından:

Bugün kendimi hiç iyi hissetmiyorum. Nick'e de kötü davrandım. Offf! Okula girdim. Başımın ağrısından duramıyordum. Biri bana çarptığında

''Dikkat et!!'' diye cırladım. Çarpan kişiye baktığımda Bayan Chamberlain'i (Okul müdürü) gördüm. Lanet olsun!!! Günüm bu kadar kötü geçemezdi. Offff!!!!!

''Çok özür dilerim, Bayan Chamberlain. Bugün içime ne girdi bilmiyorum, kendimi berbat hissediyorum.'' dedim.

''Tamam, önemli değil. Sadece gittiğin yere dikkat et.'' dedi.

''Ederim. Kusura bakmayın.'' dedim ve arkamı dönüp dolabıma ilerledim.

Cassie'nin ağzından:

Okula girmeden Diana ile karşılaştım.

''Neden anneanneme söylemiyorum? Belki o bize yardım eder.'' dedim.

''Ya babama söylerse? Ya da birimizden birinin ailesine? O zaman ne olacak?'' dedi.

''Hiçbir fikrim yok. Sen söyle.'' dedim.

''Bize hayatımız boyunca yalan söylediler. Belli ki bilmemizi istemiyorlar, bildiğimizi öğrenirlerse hepsi elimizden kaçabilir.'' dedi.

''Büyülerimiz mi? Nasıl?''

''Kitabımızdaki son yazılardan birinde, ailelerimizin çemberin yaptıkları yüzünden cezalandırıldığı, güçlerinin elinden alındığı yazıyor.''

''Kim almış?''

''Kitapta Kıdemliler'den bahsediliyor. Bize göre onlardan önceki nesiller anlamına geliyor.''

''Anneannem gibi yani. Onun da hala güçleri var mı?''

''Sanırım var. Pratik yaptığımızı söylemememizin bir sebebi de bu.''

''Yalan söylemekten nefret ederim. Bu akşam birlikte yemek yiyeceğiz. Olmadığım biri gibi davranacağım bir gece daha yani.''

''Anlıyorum, inan. Ama kendimizi ifşa ettiğimizde ya 16 yıl önce olanlarla ilgili cevabı bulamazsak?'' dedi. Bunu üstüne bir şey diyemedim.

Dawn'in (Faye'nin annesi/ Okul müdürü) ağzından:

Odama girdiğimde Charles koltukta oturmuştu. Gözlerimi devirip koltuğuma oturdum.

''Heather Barnes dün gece Blake'lerin evinin önünde ölmüş.'' dedi.

''Evet, gayet farkındayım. Çocuklarımızın gözü önünde.''

''Sence onlara bir şey söylemiş midir?''

''Hayatının sonuna kadar katatonik kalması gerekiyordu. Kendi evinin kapısından bile nasıl çıktığını anlamış değilim. Ama Çemberi mühürlemelerinin istediğimiz kadar dikkat çekeceğini de biliyorduk.'' dedim.

''Ben böyle bir tehlikleyle karşılaşacaklarını düşünmemiştim. En azından bu kadar çabuk.''

''Bunlarla karşılaştıkça daha çok araştıracaklar. Ve onları bulacakları şeyden koruyacak ekipmanımız yok.''

''Koruyacağız. Bu gece Kanlı Ay var, her şeyi hazırladım. Saat 10'da teknede olacağız. Kaçırmak istemeyiz.''

''Evet, istemeyiz. Bu tür sohbetleri eskisi gibi telefonda yapsak?'' dedim kapıyı açıp ona yol gösterirken

''Seni şahsen görmek güzel oluyor.'' dedi ve çıktı.

Faye'nin ağzından:

Charles'ı annemin odasında çıkarken gördüm. Bu adam neredeyse her gün annemin odasındaydı. Diana yanıma geldi.

''Baban burada. Muhtemelen okuldan uzaklaştırılacaksın.'' dedim.

''Bilmiyor musun?'' dedi.

''Neyi?''

''Babamla annen çıkıyor. Ne şeker, değil mi?'' dedi otuz iki dişini gösterek güldü. Onların yanına gitti ve babasının kolunun altına girdi. Bense şaşkınca onlara bakıyordum. Lanet olsun!!!! Ciddi değiller değil mi? Ağphğhhhhhhhhğh

GİZLİ ÇEMBERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin