24.BÖLÜM: KAYMAK 3

184 8 0
                                    

Diana'nın ağzından:

Bugün Adam'a bir sürpriz hazırladım. Eminim ki beğenecektir. Ahh çok heyecanlıyım. Siyah mini bir elbise giydim. Makyajımı bitirdiğim sırada kapı çaldı. Topuklu ayakkabılarımla merdivenlerden inerken ses beni rahatsız ediyordu. Kapıyı açtım ve Adam ile sarılıp öpüştük. Ona masaya geçmesini söyledim ve arkasından ben gittim. Yemek yememiz bitince

''Ne zamandır yemek yapıyorsun?'' diye sordu.

''Hiç bir zamandır. İnternette bir tarif buldum ve onu uyguladım.''

''Bu harikaydı.'' dedi. Yalan söylüyordu ben bile beğenmemiştim.

''Yalan söylüyorsun. Berbattı biliyorum. İğrenç yemek yapıyorum.''

''Tabii yemekler çaba ve sevimlilikle yapılımıyorlarsa.'' dedi. 

''Bunu özlemişim. Sanki uzun süredir yalnız kalmadık gibi. Sadece ikimizin cadı olduğumuz zamanları hatırlıyor musun?''

''Evet, her şeyi berbat edip diğerlerine söylemiştin.''

''Bazen kitabı hiç bulasaydım diyorum yine sadece ikimiz olurduk. Normal bir hayat.''

''Belki yarın da ben sana berbat bir şeyler pişiririm.'' dedi. Gülmeye başladık.

''Tatlı zamanı.'' dedim. Kalkıp yan sehpada tepside duran kremayı aldım. Dönüp seksi olduğuna inandığım bir bakış attım. Beğeni mırıltıları çıkardı.

''Kase mi alayım, kaşık mı?'' dedi. Elimi omzuna koydum.

''Hiçbirine ihtiyacımız olmayacak.'' dedim. Sonra kucağına oturdum. Koyulaşmış gözleriyle bana bakıyordu. Kremayı boynuna sıktım ve orayı yalamaya başladım. İşim bitince ona baktım.

''Bir yeri unuttun.'' dedi.

''Öyle mi?'' dedim ve boynunun diğer tarafına sıktım. Orayı da yaladım ve yine gözlerinin içine baktım. 

''Orası değildi.'' dedi ve elbisemin gösterdiği kadar görünen göğsüme sıkıp yaladı. Gülmeye başladım. Beni kucağına aldı. Ben de bacaklarımı beline doladım. Giderken bile göğüslerimi yalıyordu. Ahh çok güzeldi. Yatakta dizlerimizin üstündeydik. Elbisemin fermuarına aşağı indirirken delicisine öpüşüyorduk. Elbisemi üstten çekip çıkardı. Kollarımı boynuna doladım ve öpüşmeye devam ettik. Tişörtünü çıkardım. Siya iç çamaşırlarımla kalmıştım. Onun ise altında pantolon vardı. Elleri vücudumu keşfe çıkmıştı. Beni yatakta altına aldı ve boynumu öpmeye başladı. Telefonlarımız çalmaya başladı. O işibe devam ederken ben telefonlara ulaşmaya çalışıyordum. Alamayınca Adam'ı üstümden ittim ve telefonu aldım.

''Ne?'' dedi.

''Cassie. Başları belada.'' dedim.

Cassie'nin ağzından:

''Mesajını aldım.'' dedim. Eski evden içeri girerken.

''Ona da mı söyledin? Ne çeviriyorsun Melissa? Bir valizi açmak için kaç cadı daha gelecek?'' dedi Faye.

''6 sanırım.'' diye cevap verdi.

''Ne?'' dedi şaşkınlıkla Faye.

''Üzgünüm. Bilseydiniz geleceğinizi sanmıyordum. Ama sihrin işe yaraması için tüm topluluğa ihtiyacımız var.'' dedi Melissa. Sonunda dayanamadım.

''Neden? İçinde ne var?'' dedim.

''Melissa'nın Gölgeler Kitabı.'' dedi Nick.

''Gerçekten mi? Hadi bakalım.'' dedim sevinçle.

''Nden herkes lanet valizi açmak için acele ediyor?'' diye bağırdı Melissa. Oradan uzaklaşmak için

''Ben Adam ile Diana nerde kalmışlar bir bakayım.'' dedim.

''Acele etmelerini söyle. Mesajlarıma cevap vermiyorlar.'' dedi arkasını dönüp Melissa.

''Evet kesinlikle onlara acele etmelerini söyle.'' diye destekledi onu Faye. Bu sırada valiz oynadı.

''Bunu gördünüz mü?'' dedi Nick.

''Sorun nedir?'' dedi Melissa.

''Valiz kımıldadı.'' dedi Faye.

''Valizler kımıldamaz.'' diye cevap verdi Melissa.

''Bu kımıldadı.'' dedi Faye ve valizin yanına yaklaştı. Bu sırada valiz tekrar kımıldadı ve çığlığı bastık.

''Yine kımıldadı.'' dedi Faye.

''Ondan uzak durun.'' diye bağırdı Melissa.

''Melissa, valizde ne var?'' dedim.

''Göreceksiniz.'' dedi. Alnının içinden solucan geçince hepimizii bir ürperti aldı. Lanet olsun!! İçine şeytan girmiş.

''Yüzüne ne oldu be onun?'' dedi Faye.

''Heather'da da aynı şey vardı.'' dedim.

''Bir iblis mi?'' dedi.

''Sanırım. Daha önce hiç iblis görmedim. İnsanların derisinin altında sürünen solucan gibi duruyorlar.'' dedim.

''Buradan gidelim.'' dedi Faye fısıltıyla.

''Hayır, gidemeyiz. O şeyi içinden çıkartmalıyız.'' dedi Nick sinirle.

''Nasıl? Annem Heather'a yardım edemedi. Ve yaptıkları büyünün yarısını bilmiyoruz.'' dedim.

''Umrumda değil. Onu kurtarmalıyız.'' dedi kararlılıkla Nick.

''Haklısın.'' dedim.

''Pekala nasıl?'' dedi Faye.

''Çocuklar!'' diye bizi çağırdı içeriden Melissa.

''Bilmiyorum.'' dedim ve Melissa'nın yanına gittik. Gittiğimizde Adam'lar içeriye yeni giriyordu. Nick birden Melissa'nın kafasına vurdu.

''Bu da ne?'' dedi Diana.

''Düşündüğünüz gibi değil.'' diye açıklama yaptı Nick.

''Yakından uzaktan alakası yok.'' dedi Faye. Olanları anlattık ve Melissa'nın kollarını ayakalarını sandalyeye bağladık.

 ''Bence iblisin Heather'ın içinden çıkması mümkün. Bir şekilde Melissa'nın içine girmiş. Valizde ne var?'' dedi Diana.

 ''Herhalde Gölgeler kitabı yoktur.'' dedi Adam.

''Bunu ancak açarak öğrenebiliriz.'' dedim. Birden Melissa ayağa kalktı ve bağırmaya başladı.

''Onu yerde tut!'' diye bağırdı Faye. Hepimiz onu yere sabitlemeye çalıştık.

''Bırakın beni!'' diye bağırıyordu.

GİZLİ ÇEMBERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin