32.BÖLÜM: CANLANMAK 4

72 3 2
                                    

Cassie'nin ağzından:

Okuldan sonra terk edilmiş evde toplanmıştık.

''Jake'i şehirde kalmasına ikna etmeliyiz ama onu nasıl ikna ederiz bilemiyorum.'' dedim.

''Başka yerde bir hayatı var. Bırakın kendi haline.'' dedi hemen Adam. Zaten hemen kabul etmeyeceğini biliyordum.

''Jake olmasaydı Cassie ölebilirdi. Ona karşı olan şu şeyini bırakmalısın'' dedi Diana.

''Bu bir 'şey' değil. Jake babamı kullandı. Onu kandırdı.'' dedi Adam.

''İnsanları kandırmak onun uzmanlık alanı.'' diyerek Adam'ı destekledi Faye.

''Yani bu işe karşı mısın?'' dedi Diana.

''Ben fikrimi değiştirmeyeceğim peki ya sen?'' dedi Faye.

''Tüm sorunlarımızı bir kenara koymalıyız. İşaretlendik ve peşimizde psikopatın biri var. Tüm güce ihtiyacımız var.'' dedim.

''Jake'e güvenmezsek onsuz daha güçlü oluruz. Nick kusursuz değildi fakat arkamızı kolladığını biliyorduk. Ayrıca Jake için yeterli bir neden yok.'' dedi ve merdivenlerden aşağı indi Adam.

''Jake ile birlikteyken bir çeşit bağ sağlamış gibiydin. Sence ona güvenebilir miyiz?'' dedi Diana.

''Gitmesine izin verirsek bunu asla bilemeyiz.'' dedim. Diana aldığı cevaptan sonra Adam'ın peşinden gitti. Faye de koltuktan kalkarak yanıma geldi.

''Jake ile sen birlikte miydiniz?''

''Hayır.''

''Uyarmak için söylüyorum, seninle yatar sonra terk eder ve seni milyon parçalara bölünmüş halde bırakır. Ama belki de sen böylesini istiyorsundur.'' dedi ve beni orada tek bırakarak o da gitti. Bu kızın derdi neydi. Galiba hala onu seviyordu. Telefonumu çıkardım ve kulaklığımı takıp müzik dinleyerek eve doğru yola çıktım. Neyse ki arada fazla mesafe yoktu. Yürümek benim için sıkıntı değildi ama böyle bir durumda bu saatte tek başıma yürümem de mantıklı değildi. Eve girdiğimde direkt odama çıktım ve üzerimi değiştirip yattım. Sabah anneannem beni uyandırmıştı. Kahvaltıyı hazırlamış. Üstümü değiştirip aşağı indim. Kahvaltımızı yaptıktan sonra salonda oturduk. Geçen gece eve giren o garip kız hakkında konuşuyorduk.

''Çok hızlıydı.'' dedim.

''Geri döneceğini farz ederek hareket etmeliyiz.'' dedi ve kalkıp kitaplığa doğru gitti. Orada bulunan bir masa saatini aldı. Eski bir şeye benziyordu. Yanıma gelip saati masaya koydu ve döndürdü. Ne yaptığını merakla izliyordum. Saatin içinden bir elmas çıkardı ve bana doğru uzattı. Bunu bana annem vermişti. Ve eğer Amelia burada olsaydı bunu sana verirdi. Gülümsedim ve elinden aldım.

''Melissa'nın üzerinde bunu kullanmıştın.'' dedim.

''Bunu gücünü arttıran bir mercek olarak düşün. Topluluk ile yapılan büyü karmaşıktır. Diğer kişilikleri, diğer özellikleri içerir. Kristal daha basittir. Bu senin bir yansımandır.'' dedi.

''Benim senin düşündüğün kişi olduğumu sanmıyorum. Daha topluluğu bir arada tutamıyorum.'' dedim ve kristali ona geri vermek için elimi uzattım fakat almak yerine avucumu parmaklarımla kapattı ve alimi okşadı.

''Senin kim olduğunu çok iyi biliyorum.'' Bana güveniyordu ve bu hoşuma gidiyordu. Ona gülümsedim. Koltuktan kalktı ve mutfağa doğru giderken durup arkasını döndü.

''Kristalin sende olduğunu kimse bilmemeli. Topluluğun geri kalanı bile. Bu en çok istenen sihir ondadır. Ama bu durum insanların en kötü yönlerini ortaya çıkarabilir. Tamam mı?'' böyle söyleyince onu başımla onayladım.

GİZLİ ÇEMBERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin