9.BÖLÜM:MÜHÜR 3

266 10 1
                                    

Bugün festivaller vardı. Çarşı tıklım tıklım doluydu. Ben de anneannem ile çarşıya çıktım. Çarşı da paten kayan çocuklar, kaykaylı çocuklar, balonunu elinden kaçırmış çocuklar, yediği çikolatayı ağzına, burnuna bulaştırmış çocuklar ve nicesi vardı. 

''Sally şurada. Bensiz sıkılmazsın değil mi?'' diye sordum anneanneme.

''Yok canım. Eğlenmene bak sen. Evde görüşürüz artık.'' dedi kolumu sıvazlayarak. 

''Hey!'' dedi Sally.

''Selam.'' dedim.

''Gelmezsin sanıyordum. Faye, seni bana karşı doldurdu sandım.'' dedi.

''Faye beni ancak kendine karşı doldurur.'' dedim.

''İşte şimdi arkadaş olduk.'' dedi.

''Ne yapmam gerekiyor?'' diye sordum.

''Aslında çok basit. Sadece bilet satacaksın.''dedi ve biletleri bana verdi.

''Tamam, harika. Bugün tek ihtiyacım biraz basitlik.'' dedim gülümseyerek. Biletleri yırtıp dizerken Diana yanıma geldi. 

''Merhaba, Cassie. Gönüllülük çukuruna kim attı seni?'' dedi.

''Kafa dağıtıyorum işte.''dedim.

''Adam bana dün gece pratik yaptığınızı anlattı. İstersen bir ara ben de yardımcı olabilirim. Sana ihtiyacımız var.Çember'i sensiz kuramayız.''dedi.

''Kusura bakmayın. Başkasını bulmanız gerekiyor.''dedim.

''Başkası yok ki. Altı aileden biri de seninki. Anladığını sanıyordum.''dedi.

''Hayır, bunların hiçbirini anlamadım. Benden istediğiniz şey çok aptalca. Böyle bir şeyi gözü kapalı kabul edemem.''dedim.

''Kabul etmesi zor, biliyorum.'' dedi.

''Çok fazla hem de. Yapamam.'' dedim.

''Korkuyorsun.''

''Tabii ki de korkuyorum, kim korkmaz ki? Ne zaman bir şey hissetsem, etrafımdaki bir şey patlıyor.''

''İşte bu yüzden Çember'i mühürlemeliyiz. Enerjimiz bir ritmi ya da bir amacı olmadan hava da uçuyor. Birileri gerçekten zarar görmeden kontrol altına almalıyız. ''dedi.

''Kusura bakma. Size yardım edebileceğimi sanmıyorum.'' dedim ve Tekne Evi'ne doğru yürümeye başladım. 

Nick'in ağzından:

Faye ve Melissa yine o oyunu oynuyordu. İkisi de bu oyunda çok iyiydi. Yanlatına gittim.

''Öcü'' diye onları korkutunca Melissa'nın dikkati dağıldı ve yuvarlağı çubuğa sokamadı. Faye

''Ben kazandım.'' dedi. Melissa

''Dikkatim dağıldı.'' dedi.

''Bu oyunun eğlencesi kaçtı.'' dedi Faye.

''O zaman beni takip edin bayanlar eğleneceğiniz güzel bir şey biliyorum.'' dedim. Arka taraftaki bir depoya girdik.

''Bu iksirin yapımında siyah kazan kullanılmadığını belirtirim.'' dedim. Elimdeki küçük bir tüpü göstererek. 

''Aç bakayım.'' dedim Faye'e o da ağzını açtı ve şişesen bir damla ona damlattım.

''Ne var bunun içinde?'' diye sordu Faye.

''Tamamen doğal bitki ve baharatlar, sıvılaşana kadar kaynatıldı.'' dedim.

''Tarçın tadı geliyor. Bunu Diana'nın kitabımda mı gördün? diye sordu Faye.

''İşe yarar mı dersin?'' dedim. Ben de ağzıma bir damla damlattım. Faye Melissa'ya sende deneyecek misin?'' diye sordu.

''Yok, ben iyiyim. Sağ ol.'' dedi. Tam da ondan beklenecek cevap. Faye ile nasıl takılıyor anlamadım.

''Diana'ya ne diyeyim? Şu mühürleme ritüeli zırvalığı bitmeyecek gibi.'' deim. Faye

''Ritüelini münasip bir şekilde değerlendirmesini söyle.'' dedi. Güldüm. Tam benim kafa dengimdi Faye. 

''Ama Cassie buraya geldiğinden beri her şey rayından çıktı. Kız penceremi kırdı. Toptan paramparça etti.''

''Bence Diana'yı dinleyelim. Ne de olsa kurallar kitabı onda.'' dedi Melissa. 

''Sadece daha çok pratik yapmalıyız. Daha çok pratik, daha çok güç.'' dedi Faye. 

''Muson yağmurunu başlattın ama sonlandıramadın.'' dedi Melissa. Ben gülmeye başladım. Faye ise

''O olayı bir aşabilir miyiz?'' dedi. Melissa yanımızdan ayrıldı ve biz damlaları damlatmaya devam ettik.

Dawn'nin (Faye'nin annesi/ Okul müdürü) ağzından:

Çarsıda geziniyordum. Henry'nin burada olduğunu gördüm. Henry'i arkamda hissedince

''Eğleniyor musun, Henry?'.

''Ethan Conant, Chales Meade'nin kendisini büyüyle tehdit ettiğini söyledi. Charles Cassie Blak'le annesi hakkında konuştuğunu duyunca Signa büyüsü yapmış.

 ''İnanmıyorum. Ethan yeterine güvenilir bir kaynak değil. Adam alkolik. Charles'ın da hiç gücü yok. Hiçbirimizin kalmadı. Senin Çember'in hepimizin icabına baktı.'' dedim.

''Eğer buna tanık olmasaydım sana katılabilirdim.'' dedi.

''Henry, kimsenin büyü yaptığı yok. O günler eskide kaldı.'' dedim. Bu adamı inandırmak ne zordu böyle.

''Çocukları gördüm bugün. Senin kızın da onlardan biri.''

''Faye mi?'' dedim soru sorar bir biçimde.

''Kasabaya yeni gelen Blake'le Çemberleri tamamlanıyor. Tam potansiyele ulaşabilirler. Onları durdurmalıyız.''dedi. Her işe burnunu sokmazsan olmaz değil mi, Henry?

''Onlar hiçbir şey bilmiyor. Biz her şeyi sakladık onlardan.'' dedim.

''Bu işi ben halledeceğim. Sizin Çemberinize olanların yaşanmasına bir daha asla izin vermeyeceğime yemin ederim.'' dedi.

''Henry, dur. Senle ben farklıyız, biliyorum. Ama ben kocamı kaybettim. Faye'e birşey olmasına asla izin vermem. İzin ver, yardım edeyim. Ne yapabilirim, söyle.'' Bir müddet düşündükten sonra kafasıyla onayladı. En azından önceden ne yapabileceğini öğrenebilirdim. Bu da bana avantaj sağlardı. Konuşmamız bittikten sonra Charles'ın yanına gittim.

''Aklından ne geçiyordu senin? Başka birine söylemeyeceğini mi? Kafanı kullan!'' diye bağırdım.

''Çok ileri gitmiş olabilirim, ama Ethan'ın Amelia hakkında konuşmasına göz yumamayız. Her şeyi mahvedecekti.'' diye savunmasını yaptı. 

''Hayır, o işi sen zaten yaptın.''

''Henry'i ne yapacağız?'' diye sordu.

''Sen, bana o kristali vermekten başka hiçbir şey yapmayacaksın. Sahip olduğumuz tek güç, o. Tüketirsek hiçbir şeyimiz kalmaz. Boş yere harcamayız.'' dedim.

''Tamam. Fikrini söyledin.'' dedi ve ceketinin iç cebinden kristali çıkarıp bana verdi.

''Bak, anlıyorum. Tekrar büyü yapabilmek çok güzel duygu. Baştan çıkarıcı. Ama zeki olmamız gerekiyor, Charles. Bu olaya daha geniş bir çerceveden bakalım.''dedim.

GİZLİ ÇEMBERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin