Bölüm 3

7K 223 5
                                    

3.BÖLÜM

(Emir SAYLAN 'dan...)

Ertesi gün, erkenden gelmiştim holdinge. Ve tabi ki Leyla yine oradaydı. Üç ay boyunca bir kere bile atlamamış, erken de gitsem geç de gitsem hep masasında karşılaşmıştı beni. Asla seviyesini bozmamış, sınırlarını aşmamıştı. Hatta fazla mesafeliydi. Çok da ciddi. Güldüğünü hiç görmemiştim mesela. Her zaman soğuk bir ifade taşırdı yüzünde.

Odama geçtim. Kahvemi getirdi hemen. Kendi yapmıştı yine. Onun yaptığı kahvenin tadı çok daha güzel oluyordu. Bu arada kahve içmeye alışmıştım. Her sabah içiyordum kahvemi. Kahve faslından sonra toplantı dosyası üzerinde çalışmaya başladık. Hem de toplantı saatine kadar ara vermeden. Hiç gıkını çıkarmadı. Öğle yemeği bile yememiştik.

« « » »

Toplantı odasında Enes Bey'le baş başaydık. Bir tek Leyla vardı yanımızda. İlk dakikalar gergindi Enes Bey. Asık yüzlü... Ama çaylar ince belli bardakta gelince gülmeye başlamıştı.

EN: Bu muhabbet güzelleşecek gibi.

İlerleyen dakikalarda, samimiyeti arttırmıştık Enes Bey'le.

EN: Sevdim seni delikanlı.

E: Sağ olun abi. Asıl ben, sizi tanıdığım için çok mutluyum.

Aileler hakkında konuştuk biraz. Askerlik anıları derken...

EN: İşte sohbetin en tatlı yeri...

E: E o zaman... Bu tatlı sohbeti, bir tatlıyla pekiştirelim.

EN: Tatlı mı?

E: Sevmez misiniz?

EN: Bakacağız.

Leyla'ya döndüm.

E: Leyla!

L: Hemen efendim.

Az sonra, tatlılarla girdi içeri. Enes Bey, tabakta sevdiği tatlıyı görünce daha bir içten gülümsedi. Öyle bir yiyişi vardı ki... "Tamam." dedim içimden. "Bu iş oldu."

Toplantı sonunda yanılmadığımı anlamıştım. Enes Bey, şirketinin basın departmanını arayıp medya kuruluşlarına haber verilmesini, saat beşte, basının huzurunda imzayı atacağımızı söylemiş sonra da elini omzuma koyup "Genç bir dost kazandım." demişti.

( Leyla BAYRI 'dan...)

Toplantı boyunca dikkatle takip etmiştim onu. Ne kadar farklıydı. Saygılı, olgun... Tam bir iyi aile çocuğu gibi... Hoş sohbeti, saygılı samimiyetiyle kendine hayran bırakmıştı Enes Bey'i.

( Emir SAYLAN 'dan...)

İmza için basın salonuna indiğimizde büyük bir kalabalık karşılamıştı bizi. Kısa bir ortak konuşma yapıp imzaya geçtik. Önce Enes Bey attı imzayı sonra ben. Ardından tokalaştık. Tam bu sırada eğilip bir şeyler fısıldadı kulağıma.

EN: Sana bir itirafta bulunayım mı delikanlı? İrmik helvası, asla hayır diyemeyeceğim tek tatlıdır. Bugün de öyle oldu.

Sonra gülerek sarıldı bana. Ben de ona. Bu sırada gözüm, bir kenarda sakince bizi izleyen Leyla'ya takılmıştı. Bu başarıda büyük payı vardı, buna rağmen zerre gurur belirtisi yoktu yüzünde. Gülümseyip göz kırptım ona. O ise hafifçe başını eğmekle yetinmişti. Gülümsememişti bile.

( Leyla BAYRI 'dan...)

Basının karşısında imza atarken öyle mutlu ve gururlu görünüyordu ki. İlk kez samimi bir ifadeyle gülümsemişti bana. Göz kırptı. Başarısını benimle paylaşır gibi.

Melek Misin Şeytan Mı?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin