Bölüm 8

5.2K 201 3
                                    

( Leyla BAYRI 'dan...)

O günden sonra çok değişti. Artık, hiç aksatmıyordu işini. Bana da çok samimi davranıyordu. Ben uzak durmaya çalıştıkça o, daha çok üstüme düşüyordu. Zaman geçtikçe direnmemeye başladım. Onun, işine böyle dört elle sarılması, hayatını bir düzene sokması ve tüm bunların benim sayemde olduğunu söylemesi gardımı düşürüyordu. Mutlu, iyi ve başarılı olsun istiyordum.

( Emir SAYLAN 'dan...)

Tam, her şey yoluna girdi dediğim sırada, holdinge bağlı fabrikalardan birinde bir sorun çıktı. Zarar ediyorduk ve müdürlerin birçoğu, bu fabrikayı kapatmamız gerektiğini söylüyordu. Bu hiç içime sinmiyordu ama başka çare de yok gibi görünüyordu. Yine kendimi başarısız hissetmeye başlamıştım.

Müdürlerle toplantıdaydık. Kısa bir süre ara vermemizi isteyip odama geçtim. Sıkıntılı bir halde otururken, Leyla geldi içeri. Her zaman ki yerinde dikildi yine. Göz göze geldik.

L: Kapatacak mısınız fabrikayı?

E: Bilmiyorum. Ama...

( Leyla BAYRI 'dan...)

Sıkıntıyla, alnına götürdü elini.

E: Başka çaremiz yok gibi.

( Emir SAYLAN 'dan...)

L: Yani?

Tekrar yüzüne baktım. Gözlerinde büyük bir öfke vardı.

E: Kapatacağız.

L: Onca insan işsiz mi kalacak. Aileleri... Çocukları... Hayatları mahvolacak.

Seslerimiz git gide yükseliyordu.

E: Benim bunları düşünmediğimi mi sanıyorsun?

L: Düşünseniz, böyle kolayca kapatacağız demezsiniz.

E: Leyla yeter! Başka çare yok. Anlamıyor musun?

L: Var. Ama siz yine kolay olanı seçiyorsunuz.

Sinirlenmiştim.

E: İleri gidiyorsun!

Donuklaştı birden.

( Leyla BAYRI 'dan...)

Beynimden vurulmuşa döndüm. İlk kez böyle bağırmıştı bana. Haklıydı. İleri gitmiş, haddimi aşmıştım. Ama... O insanların düşebileceği durumu düşündükçe...

( Emir SAYLAN 'dan...)

Başını önüne eğdi. Kötü olmuştu. Onu öyle görünce söylediğimden pişmanlık duymuştum.

E: Leyla...

Yüzüme bakmadı. Dönüp, koşar adım çıktı odadan.

( Leyla BAYRI 'dan...)

Sinirle yaklaştım masama. Derin bir nefes aldım. Beynimin zonkladığını hissettim. Gözlüğümü çıkarıp, masaya bıraktım. Başparmaklarımla, şakaklarımı bastırdım. Tam bu sırada...

( Emir SAYLAN 'dan...)

Pişmanlığım içimi yakmıştı. Hemen kalktım yerimden. Hışımla çıktım odadan. Masasının başında, sırtı bana dönük olarak dikilen Leyla'nın kolundan sertçe tutup kendime çevirdim. Habersiz olduğu için dengesini kaybetti. Fazlaca yakınlaşmıştık. Neredeyse yüz yüzeydik ve göz göze geldik.

Allah'ım! Gözlükleri yoktu ve şaşkınlıktan kocaman açılan gözleri masmaviydi. O an nefesimin kesildiğini hissettim. Çok güzeldi gözleri. Sonsuz bir maviliği andırıyordu. Büyülenmiştim sanki. Öylesine etkilenmiştim ki... Ne söyleyeceğimi unutmuştum.

Melek Misin Şeytan Mı?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin