( Emir SAYLAN 'dan...)
Saat epey ilerlemiş, vakit hayli geç olmuştu. Enes Bey ve eşi Zeren Hanım, bu "güzel" gece için teşekkür edip, müsaade istediler. Hep birlikte bahçe kapısına kadar eşlik ettik onlara. Tekrar eve döndüğümüzde, Leyla, daha içeri girmeden gitmek için müsaade istedi.
L: Efendim, ben de gideyim artık.
Hiç hoşlanmamıştım bu istekten. Bu güzel gece bitsin, Leyla yanımdan gitsin istemiyordum.
E: Hemen mi gideceksin? Ben bırakayım seni o zaman.
L: Yok! Gerek yok. Arabam burada. Giderim ben.
Kolumdaki saate baktım. Sonra yine Leyla'ya.
E: Çok geç oldu. Bu saatte yalnız başına... Olmaz. Ben bırakırım seni.
Gülümsedi.
L: Teşekkür ederim ama siz bu haldeyken, sizin arabanıza binmem.
E: Ne varmış halimde?
L: Direksiyonun başına geçemeyecek kadar alkollüsünüz.
Cevabı güldürmüştü beni.
E: Sarhoş olmadığımı söylemiştim.
L: Sarhoşsunuz demedim zaten. Araba kullanmamanızı gerektirecek kadar alkol aldığınızı belirttim.
İnadı tutmuştu yine. Haklıydı da. Reflekslerim zayıflamıştı. O ise, bir kadeh rakısını bile bitirmemişti. Ama yine de yalnız yollayamazdım onu bu geç vakitte.
E: Tamam. Sen kazandın. O zaman... Ahmet Abi bıraksın seni.
L: Emir Bey! Gerek yok. Gerçekten.
E: Leyla! Saat gecenin bilmem kaçı. İstanbul gibi bir şehir... Yalnız başına olmaz.
L: Olur! İlk değil ki bu. Şimdiye kadar bir şey olmadı. Bundan sonra da olmaz.
E: Ya olursa?
L: Olmaz.
E: Asıl, yalnız başına gitmen olmaz.
Şimdiye kadar, şaşkın gözlerle bir Leyla'ya bir bana bakan Melek Annemin sabrı taşmıştı anlaşılan.
M: Aaaaaa! Yeter! Ne bu canım çocuklar gibi. Kimse bir yere gitmiyor. Leyla bu gece misafirimiz olacak. Odasını hazırladım bile.
Şaşırmıştı Leyla.
L: Ne?
Ben ise bu fikre bayılmıştım.
E: Süper bir fikir.
L: Yok Melek Anne. Ne gereği var? Giderim ben.
M: Olmaz küçük hanım. Emir haklı. Saat kaç oldu. Yalnız başına... Hem bugün yeteri kadar yoruldun. Hiç itiraz kabul etmiyorum. Hadi bakalım! Herkes doğru odasına.
L: Melek Anne!
Melek Annem, dinlemiyordu Leyla'yı. Koluna girip merdivenlere doğru çekiştirdi onu.
M: Odanı göstereyim ben.
Çaresizce Melek Anne'nin peşinden gitti Leyla. Tabi ben de arkalarından...
Yukarı çıktığımızda, benim odamın yanındaki kapıyı işaret etti Melek Anne.
M: Bu odayı hazırladım sana. Evimizin en güzel odasıdır. En değerli...
Haklıydı Melek Annem. Bu oda, gerçekten de evin en değerli odasıydı. Dedemle babaanneme aitti. Onların büyük aşklarının tanığıydı bu oda. Benim çocukluğumun geçtiği yerdi. Babam onların tek çocuğuydu, ben de tek torunları. Bu yüzden, hiç yanlarında ayırmazlardı beni. Leyla'ya bakıp gülümsedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melek Misin Şeytan Mı?
RomanceGeçmişti onları bağlayan... Emir SAYLAN... Saylan Holding Yönetim Kurulu başkanı. Saylan ailesinin tek evladı. Gözbebeği... Eğitimini yurt dışında tamamlamış. Bu dönemde bir kadına aşık olmuş. Çok sevmiş. Ancak, hayatının en büyük acısını yine bu k...