Bölüm 22

3.5K 127 5
                                    

( Melek ARSLAN 'dan...)

Kahvaltıyı hazırlamış,Emir'in odasına gitmek için merdivenlere yönelmiştim ki... Merdivenleri, yüzünde koca bir gülümsemeyle, koşar adım inen Emir'i gördüm. Yanıma geldiğinde yanağıma bir öpücük kondurdu.

E: Günaydın Meleğim!

M: Günaydın oğlum. Doğum günün kutlu olsun. Allah hayırlı ömürler versin.

E: Sağol annem.

Sarılıp öpüştük yine. Sonra, beni bırakıp, çıkmak için kapıya yöneldi.

M: Nereye kahvaltı yapmadan?

E: Cennete.

M: Hııı... Ne güzel.

Duraksadım.

M: Ne? Cennete mi? Ne cenneti?

Peşinden yürümeye başladım.

M: Saçmalama oğlum. Ağzından yel alsın.

E: Niye? Cennete gitmemi istemez misin?

M: Git tabi. Yani, gitme. Yani git de... Şimdi değil. Aman! Sapıttım iyice.

Yüzünde muzip bir ifade, gülüyordu halime.

E: Dışarı çıkıyorum.

M: Sabahın köründe, kahvaltı yapmadan?

Beni dinlemeye niyeti yoktu.

E: Gidiyorum!

Yanağıma bir öpücük kondurup, çıkıp gitti. Şaşkın kalakalmıştım.

M: Ne cenneti ya? Allah korusun kendine bir şey... Saçmalama kadın!Nasıl neşeliydi görmedin mi? Leyla'yla bir ilgisi var mı acaba? Kesin vardır. Bir tek, o söz konusu olunca böyle gülüyor. Gözleri parlıyor. Canım benim! Neyse... Hakkımızda hayırlısı. Melek! Bu aralar uçtun iyice. Böyle kendi kendine konuşmaya devam edersen... Sus artık! Tamam sustum. Sus!

( Emir SAYLAN 'dan...)

Yarım saat sonra, Leyla'nın kapısının önündeyim. Arabayı durdurup, Leyla'yı aradım.

L: Alo!

E: Leyla, kapıdayım ben.

L: Tamam. Geliyorum hemen.

E: Bekliyorum.

Aşağıya inip arabaya yaslandım ve Leyla'yı beklemeye başladım. Çok geçmedi, göründü kapıda. İçim yine kıpır kıpır olmuştu. Saçları açıktı, spor giyinmişti ve saçlarını savurarak bana doğru geliyordu.

( Leyla BAYRI 'dan...)

Arabaya yaslanmış beni bekliyordu. Geldiğimi fark edince, sıcacık bir gülümseme yayıldı yüzüne. Öyle güzel gülüyordu ki... İçime ılık ılık bir şeyler akıyordu sanki. Kalbim mutluluktan deliye dönüyordu.

L: Günaydın!

( Emir SAYLAN 'dan...)

E: Günaydın!

Arabanın kapısını açtım.

E: Buyurun!

Yüzüme bakıp, tatlı tatlı gülümsedi.

L: Şımarırım ama...

E: Süper! Bugün benim de şımarasım var.

L: Öyle diyorsanız.

Arabaya bindi Leyla. Kapısını kapatıp, yerime geçtim ben de.

( Leyla BAYRI 'dan...)

Kısmen sessiz geçen bir yolculuğun ardından kahvaltı edeceğimiz mekana vardık. Deniz kenarında, ağaçlarla kaplı, gözlerden uzakta, şirin bir yerdi. Karşılıklı sandalyelere oturup, başladık kahvaltıya. Pek konuşmadık kahvaltı bitene kadar. Kahvaltı bittiğindeyse elini kaldırıp garsonlardan birine seslendi.

Melek Misin Şeytan Mı?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin