Bölüm 23

3.5K 124 13
                                    

( Emir SAYLAN 'dan...)

Sinemaya gelmiş, Leyla'nın isteği üzerine, bir komedi filmi izlemeye karar vermiştik. Salona geçip, yan yana koltuklarımıza oturduk. Çok geçmeden ışıklar söndü ve film başladı. Hareketli müzikleri, komik sahneleriyle oldukça eğlenceli bir filmdi.

Tüm dikkatimizi filme vermiştik. Sadece, ara sıra birkaç kelime konuşuyorduk. Birbirimizi duyabilmek için de yakınlaşmamız gerekiyordu.

L: Çok güzel.

Leyla'ya doğru eğildim. Gözümüz perdede...

E: Bir şey mi dedin?

Leyla da bana doğru eğdi başını.

L: Manzara diyorum. Çok güzel. Masmavi deniz, dağlar yemyeşil...

E: Haklısın. Harika bir görüntü.

L: Böyle bir yerde olmak vardı şimdi. Şehrin gürültüsünden, kalabalığından uzakta....

E: Sakin, huzurlu bir yerde...

L: Doğayla iç içe...

E: Hiçbir şey düşünmeden...

L: Aynen öyle.

Susmuş, filmi izlemeye koyulmuştuk yine. Benim ise aklımda düşünceler... "Böyle bir yerde, her şeyden uzakta, Leyla ve ben... Sadece o olsa yanımda." Hiç de fena bir fikir değildi.

Filmin ortalarına yaklaşmıştık. İşte en hoş sahnelerden biri... Esas oğlan, babasını bulabilmek için, internette araştırma yapacak. Arama motoruna girip, babasının adını yazıyor. Arama sonuç sayfasının üzerinde bir not, bir Google klasiği... "Bunu mu demek istediniz?" Esas oğlan sinirleniyor.

- Ne ukala alet ya... Onu mu demek istediniz, bunu mu demek istediniz.

Salonda kahkahalar havada uçuşuyor. Bu sırada gözüm Leyla'ya takıldı. Öyle güzel gülüyordu ki... İçten, sıcacık... Ömür boyu böyle mutlu olsun diye canımı bile verebilirdim. Onu izlemeye dalıp gitmişim.

( Leyla BAYRI 'dan...)

Sahne, öyle hoşuma gitmişti ki... Gözüm perdede Emir'e doğru eğildim.

L: Güzel tespitti.

Gülerek döndüm sonra ve göz göze geldik. Öylece bakıyordu yüzüme.

( Emir SAYLAN 'dan...)

Bir süre göz göze kaldık. Utangaç bir edayla öne eğdi başını. Sonra yine yüzüme baktı.

L: Komikti ama. "Ukala alet!"

Gülmeye başladı yine. Onunla birlikte ben de gülüyordum.

Arada, dışarıya çıktık. Leyla lavaboya gitti. Ben mısır aldım.

Lavabo dönüşü, elimdeki mısır kutusuna gülerek baktı.

L: Oooo! Mısır mı yiyeceğiz?

E: Sinemanın tadı böyle çıkar.

Salona girip yerlerimize oturduk. Mısır kutusunu Leyla'nın kucağına bırakmıştım. Hem filmi izliyor hem de mısır yiyordu. Ben ise çoğunlukla onu izliyordum. Mısır kutusunu bana doğru uzattı.

L: Hadi ama. Hiç mısır yemediniz.

E: Tamam kızma. Yiyorum.

Ufak bir gülüşme oldu aramızda. Şimdi aynı kutudan mısır yiyorduk ve ellerimiz sık sık karşılaşıyordu.

( Leyla BAYRI 'dan...)

Filmin heyecanına kaptırmıştık kendimizi. Ellerimiz sık sık değiyordu birbirine. Önceleri tedirgin olsam da... Söz vermiştim kendime. Anı yaşayacak, kalbimden geçeni yapacaktım. Ben de öyle yaptım. Onun sıcaklığını elimde hissetmek, anlatılmaz bir mutluluktu.

Melek Misin Şeytan Mı?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin