( Melek ARSLAN 'dan...)
İyi çocuktur Emir. Yetişmesinde benim de emeğim vardır. Tamam, biraz şımarık büyüdü ama sevgi dolu bir çocuktu. Hayatı severdi, insanları... Ama o kadın... O şeytan... Mahvetti çocuğumun hayatını. Onu, kadın düşmanı biri haline getirdi. Emir için kadınlar, bir gecelik oyuncaktan başka bir şey değildi artık.
O sabah, mutfağa inip, asistanının eve geleceğini söylediğinde öyle şaşırmıştım ki. Eve çok az insanı davet ederdi. Gelen giden bir iki kişiyi geçmezdi. Arkadaşı Selim, Selim'in eşi Yeşim, Ahu ve... Giray Bey... Başka? Başka da kimse gelmezdi. Hele de o kokoş, yılışık asistanları asla. "Bu kız farklı galiba." demiştim içimden.
Geldiğinde yanılmadığımı anlamıştım. Holdinge giderdim bazen. O zaman görürdüm Emir'in asistanlarını. Açık saçık giyinirlerdi, yüzlerinde bir ton makyaj... Sanki işe değil de başka bir yere gelmişler gibi. Bu kızın en başta giyimi farklıydı. Spora kaçan bir takım giymişti. Pantolon-ceket... İçinde dekoltesi olmayan bir bluz vardı. Siyah uzun saçlarını toplamıştı. Belli belirsiz bir makyaj... Mavi gözler... Siyah çerçeveli gözlükler... Yüzünde ciddi bir ifade... Dimdik, saygılı bir duruş... Emir'in ona gülümsemesine rağmen, o tebessüm bile etmemişti. Kendini beğenmiş biri demiştim içimden. Soğuk bir tip... Ama helal olsun. Güveninin kazanmış Emir'in. Demek ki işini iyi yapıyor. Diğerleri gibi değil.
( Emir SAYLAN 'dan...)
Ben kahvaltımı yapıyordum, o portakal suyunu yudumluyordu. Ortamda sessizlik hakimdi. Başını çevirmiş, Boğaz'ı seyrediyordu. Bense onu izliyordum. Yine donuktu yüzü. Denize bakarken bile öfke vardı gözlerinde.
E: Kusura bakma. Yordum seni buraya kadar.
Bana döndü.
E: Ama bugün... Hiç çıkmak istemiyorum evden.
L: Sorun değil. İşim bu.
Dönüp manzarayı seyre koyuldu yine. Nasıl bir iş disiplini vardı bu kızda? Evime gelmişti, masamdaydı buna rağmen hala umursamazdı. O gün, tekrar emin olmuştum Leyla'yı işe almakla ne kadar doğru bir karar verdiğime.
E: Konuşmayı pek sevmiyorsun değil mi?
L: Dinlemeyi tercih ederim.
E: Harika. Bu devirde iyi bir dinleyici bulmak zor...
Tepkisiz kalmıştı yine. Bense susmayı tercih etmiştim. Kahvaltım bitmek üzereyken telefonum çaldı. Baktım. Yabancı bir numara...
E: Alo.
Şuh bir kadın sesi...
- Emir...
E: Buyurun. Benim.
- Nadide ben. Nasılsın?
E: Nadide?
Hatırlayamamıştım. Öyle çok kadın gelip geçmişti ki hayatımdan. Takılmazdım hiç birinin adına sanına, kim olduğuna. Yüzlerini bile anımsamazdım. Umurumda değildi ki hiçbiri. Onlar benim sevmediğim oyuncaklarımdı. Oynayıp attığım. Bir tanesi bile iz bırakmamıştı aklımda.
Kadın, onu tanımamama bozulmuştu.
- Hatırlamadın mı? O geceyi unutmazsın sanmıştım.
O gece? Demek ki bu da o tek geceliklerden biriydi. Sinsi bir gülümseme yayıldı yüzüme. Hemen, sahte bir samimiyet takındım.
E: O kadar da etkileyici bir gece değilmiş demek ki.
Bu sırada bakışlarım Leyla'ya takıldı. Yine tepkisiz ve umursamazdı. Gözü manzaradaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melek Misin Şeytan Mı?
RomanceGeçmişti onları bağlayan... Emir SAYLAN... Saylan Holding Yönetim Kurulu başkanı. Saylan ailesinin tek evladı. Gözbebeği... Eğitimini yurt dışında tamamlamış. Bu dönemde bir kadına aşık olmuş. Çok sevmiş. Ancak, hayatının en büyük acısını yine bu k...