( Emir SAYLAN 'dan...)
Ameliyat başlayalı 4 saat olmuştu. Ama o 4 saat bana asır gibi gelmişti. Aklımda ameliyat sonrasına dair onlarca senaryo... İyi şeyler düşünmeye çalışıyordum. Leyla'nın ameliyattan sonra her şeyi hatırlıyor olabileceği gibi. Gözlerini ilk açtığında beni karşısında görünce "Aşkım!" deseydi yine. "Aşkım, unutmadım seni." Dünyalar benim olurdu. Yer yüzünün en mutlu insanı olurdum. Leyla iyileşir iyileşmez ilk işimiz nikah günü almak olurdu. Sonrasında düğün! Mutlu bir yaşam... Ama bu çok düşük bir ihtimaldi. Ya da hafızasını kaybetmiş olsa bile kısa sürede hatırlayabilirdi her şeyi. Yani hafıza kaybı geçici olabilirdi. Peki kalıcı olursa? Olsun. Yeter ki hayatta olsun. Uğraşır yine aşık ederdim onu kendime. Her şeye en başından başlar, sonunda mutlu bir evlilikle taçlandırırdı aşkımızı. Kötü düşünmüyordum hiç. Onu kaybedebileceğimi ya da benden nefret edebileceğini aklımın ucundan bile geçirmek istemiyordum.
( Ahu BULAK 'dan...)
Ameliyat sorunsuz devam ediyordu. Leyla'nın başında sürekli dua ediyordum. Her şey yolunda gitmeliydi.
Ama bir ara, tansiyonu düşmeye başladı. Kalp atışları zayıfladı. Kemal Bey'e baktım.
A: Hocam! Nabzı yavaşlıyor. Bir sorun mu var?
K: Endişelenme Ahu. Ama yine de kalp uzmanına haber verelim.
Ameliyathanede bulunan hemşirelerden biri dışarıya çıktı hemen. Döndüğünde Levent'in geleceğini söyledi.
Leyla'nın nabzı yavaşlamıştı iyice. İçimi büyük bir korku kapladı. Kemal Bey'in isteği üzerine bir iğne yaptık Leyla'ya. Nabzının normale dönmesini beklerken o acı ses yükseldi makineden.
- Dııııııt!
Kalbi durmuştu. Herkes de bir panik... Ameliyatı bıraktı Kemal Bey.
K: Levent Bey nerde kaldı?
Bu durumda soğuk kanlı olmam gerekirdi ama söz konusu arkadaşım olunca...
A: Leyla! Leyla lütfen! Bunu bize yapma! Leyla!
Elini tutmuş bağırıyordum. Kemal Bey hemşireye döndü.
K: Levent Bey'i bulun. Çabuk!
Sonra bana döndü.
K: Ahu! Sakin ol lütfen.
Hemşirenin koşarak çıktığını gördüm. Kemal Bey bu arada kalp masajına başlamıştı.
( Selim GÜLGÖREN 'den...)
Ameliyathanenin önünde beklerken bir hareketlilik oldu. Giren çıkan... Herkesi büyük bir endişe kaplamıştı. Ayaklandık. En çok da Emir telaşlanmıştı. Sağa sola bakıyor, ne olduğunu soruyordu. Sonra bir doktorun koşarak ameliyathaneye geldiğini gördük. Tam bu sırada ameliyathanenin kapısından çıkan bir hemşire, seslendi o doktora.
- Levent Bey! Acele edin. Hasta...
L: Tamam hemşire hanım.
Doktor içeri girdim hemen. Ama Emir... Hemşirenin sözüyle, çıldırmış gibi onun üzerine yürüdü.
E: Ne oldu hastaya? Bir şey mi oldu? Kötü bir şey mi oldu?
Hemşire korkmuş, kocaman gözlerle bakıyordu Emir'e.
- Sakin olun beyefendi. Lütfen!
E: Söyle! Ne oldu? Leylama bir şey mi oldu?
Herkes birbirine bakıyordu korkmuş gözlerle. Zeynep Hanım ağlamaya başlamıştı Feride Teyzenin kollarında. Yeşim de onların yanında... Biz ise Emir'i sakinleştirme derdinde...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melek Misin Şeytan Mı?
RomanceGeçmişti onları bağlayan... Emir SAYLAN... Saylan Holding Yönetim Kurulu başkanı. Saylan ailesinin tek evladı. Gözbebeği... Eğitimini yurt dışında tamamlamış. Bu dönemde bir kadına aşık olmuş. Çok sevmiş. Ancak, hayatının en büyük acısını yine bu k...