Sabah annesinin ona seslenişiyle uyandı.
-Sabah saat daha 7:30 off bu saatte niye kaldırıyosun.
-Kızım baban aşağıda işe gideceksiniz hadi
-Off doğru ya zaten bir bu eksikti
-Hadi kızım hazırlan
-Tamam anne
Güneş yataktan kalktı banyoya gidip duş aldı. Ardından dolabı açtı. Üzerine askılı yeşil renkte bir bluz ve sarı renkte diz üstü bir etek giydi . Topuklu ayakkabıları pek sevmezdi. Sadece özel günlerde giyerdi. Yeşil renkteki haberlerini de giydikten sonra saçlarını tarayıp hafif bir makyaj yaptı.
Aşağı indiğinde babasının kahvesini içip gazetesini okuduğunu gördü. Güneş kahvaltıda birşeyler atıştırdıktan sonra babasıyla birlikte evden çıktılar. Şoförleri bir hafta boyunca izinliydi. Arabayı babası kullanacaktı. Babası sürücü koltuğuna geçti. Güneşte babasının yanına oturdu.
Radyoda çıkan şarkıyı duyunca şarkının sesini biraz daha açtı ve camdan dışarıyı izlemeye başladı.
Meğer onun gelicem dediği kalbimin sevginin hakkından gelişiymiş
Meğer onun dönücem dediği verdiği sözlerden yemişlerden dönmekmiş
Meğer onun alıcam dediği en sonunda benim günahımmış
Geceler usandı acılar usandı
Çığlıklar usandı şarkılar usandı
Ondan ne kaldıysa kalbime dolandı
Bekliyorum gelsin bir tek canım kaldı
Ateşe verseler dünyayı kaç yazar
Yanması kimse böyle benim içim kadar
Çekip gitsem bir gün dilinden dünyadan
İnan ki aşkın beni baştan yazar
Şirketin önüne gelmişlerdi. İlk önce güneş sonra babası arabadan indi. Babası şirkete girince bütün çalışanlar ona selam verdi.
Güneş in Anlatımından;
Babamın odasına doğru ilerledik. Babam kendisine ve bana kahve söyledi. Bende yandaki koltuğa oturup kendi kahvenin gelmesini bekledim. Kahvelerimiz geldi onları içerken kapı çaldı ve ardından uzun boylu 40 la yaşlarda ama daha genç gösteren bir adam girdi. Arkasından da yakışıklı benim yaşlarımda bir genç. Bir dakika bu çocuk o dünki motorcu.
-Bir dakika senin ne işin var burada
-Babamın şirketine girerken senden mi izin alacaktım ? Asıl senin ne işin var burada?
Babamın şirketi derken. O babamın şirketi mi dedi? Hayır olamaz!
Emin Bey : Siz tanışıyorsunuz galiba
Güneş : Evet dünki motorcu çocuk
Emin Bey : O çocuk sen miydin?Neyse bir kaza olmuş. Ben sizi tanıstırayım. Ortağım Mehmet Bey ve oğlu Rüzgar bu da kızım Güneş
Mehmet Bey gayet genç bir adamdı. Oğlu Rüzgar ise artistin tekiydi. Kahverengi gözleri toprağın rengini andırıyordu, canlıydı. Boyu uzundu ,kahverengi saçları vardı. Babamın anlattığı kadarıyla fotoğraf çekmek hobisiymiş motor ve araba düşkünüymüs bana ne ondan ya
Neyse kahvelerimizi içtikten sonra şok haber üzerine orda bayılabilirdim.
Güneş : Rüzgarla aynı odada çalışmak mı? Baba ne diyorsun sen ?
Emin Bey : Dediğini dedim ben .Sekreterin Emel Hanım odanızı göstersin size.
Sekreter Emel önde Rüzgar ve ben arkada ilerliyorduk.
Odamıza geldiğimizde Sekreter Emel bizi baş başa bırakıp kapıyı kapatıp odadan çıktı. Bir koltuğun üzerine oturup telefonunu kurcalamaya başladım. Rüzgar ın beni işlediğinin farkındaydım. O da gelip yanıma oturdu ve elimden telefonu aldı.
Rüzgar : Bak dün için gerçekten özür dilerim.
Güneş : Özür dinleyince de geçti zaten
Rüzgar : Geçmek zorunda artık aynı ortamda çalıştığımıza göre iyi anlaşmamış gerek.
Güneş : Ben kimseyle iyi anlaşmak istemiyorum.Herkes işini yapar çeker gider.
Rüzgar : İyi sen istedin
O gün fazla iş yoktu Rüzgarla muhatap olmamak için bütün gün şarkı dinledim. Saat 18:00 olmuştu. Babam odaya girince çantamı aldım.
Güneş : Hadi gitmiyor muyuz?
Emin Bey : Siz gidiyorsunuz
Güneş : Nasıl yani?
Emin Bey : Benim biraz daha işlerim var seni eve Rüzgar bırakacak
Güneş : Gerek yok ben taksiyle giderim deyip odadan hızlıca çıktım.Rakamdan Rüzgar an geldiğinin farkındaydım. Birden kolundan tuttu ve beni kendine doğru çevirdi.
Rüzgar : Nereye küçük hanım babamı duymadan galiba
Güneş : Sende beni duymadım galiba gerek yok dedim.
Rüzgar : Geliyor musun herkesin içinde seni kucağıma alıp arabaya kadar taşımamı mı istersin ?
Güneş : Sen delirmişsin
Rüzgar : Geliyor musun ?
Güneş : İyi tamam bee
Birlikte yürümeye başladık.Son model bir arabanın önüne geldiğimizde durduk. Kapıyı açtı aman çokta kibarmış.Ben oturduktan sonra kendi de sürücü koltuğuna oturdu ve arabayı çalıştırmaya başladı.
Rüzgar : Sen hep böyle misin?
Güneş : Nasıl yani ?
Rüzgar : Hep böyle inatçı mısın herkesi tersler misin yoksa bana özel mi?
Güneş : Hep böyleyimdir özellikle de senin gibi artistlere
Rüzgar : İltifatınız için teşekkürler
Güneş : Salak şey
Birşey demedi sadece gülümsedi sessizce oturduk.
Rüzgar : Evinize geldik küçük hanım
Güneş : Teşekkürler
Rüzgar : Rica ederim . İyi akşamlar
Güneş : İyi akşamlar artist
Eve geldiğimde büyük bir sürprizle karşılaşmıştım. En yakın arkadaşım Gamze gelmişti. Gamze 2 ay önce Amerika ya gitmişti. Çok iyi bir kızdı. Siyah uzun saçları kahverengi gözleri vardı. Çok güzel bir kızdı.
Uzunca sarıldık hasret giderdik. Babamdan geldikten sonra akşam yemeğini yedik ve odamıza çekildik. Gamze bu gece bizde kalacaktı. Ona babamın beni iş için zorladığını ve Rüzgarı anlattım.
Gamze : Hani şu arabayla seni eve bırakan çocuk mu?
Güneş : Evet
Gamze : Yakışıklı he
Güneş : Amann neresi yakışıklı onun ( Yakışıklı aslında şu iç sesim bir sussa çok güzel olacak)
Gamze : Eh peki sen öyle diyosan
Gizemle uzun uzun sohbet ettikten sonra uyuyakaldık.
Gizem in Anlatımından
Güneş çok iyi bir kız ve çok güzel . Çok asi bir kızdır. Önceden böyle değildi. O Kerem den sonra çok değişti. Kerem onun tek aşkıydı. Çok seviyordu. Evlenme hayalleri kurmuşlardı. Güneş liseyi bile Kerem için bitirmişti. Ama Kerem onu bir haber bile vermeden terkedip İtalya ya gitti. O günden sonra kimseye güvenmeyen hırçın bir kız oldu. Aslında içinde pamuk kalpli bir Güneş var. Onu çok seviyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GELECEĞİM OLUR MUSUN?
Chick-LitSevmek , mesafelere engellere tüm zorluklara rağmen sevmek gerek . Gözlerine baktığında kendini görmek en ufak bir zorlukta çekip gitmemek sevmek .