17.Bölüm YENİ TATLAR

781 56 30
                                    

SELAAAAM:) UMARIM HEPİNİZ İYİSİNİZDİR.. HER NEYSE ARKADAŞLAR BİR ÇOĞUNUZ YORUM YAPAMIYOR BU YÜZDEN YORUMLARINI BANA ÖZELDEN YORUMLUYOR AMA BEN BİR ÇOĞUNUZA GERİ DÖNÜŞ YAPAMIYORUM YANİ MESAJLARINIZA CEVAP VEREMİYORUM KUSURA BAKMAYIN.. HEPİNİZİ ÇOKK ÖPÜYORUM :*BÖLÜM KISA OLDU ÖZÜR DİLİYORUMMM

KEYİFLİ OKUMALAR...

NEHİR

Hani insan karanlık bir sokakta bardaktan boşalırcasına yağan yağmurun altında tek başına yürür ya işte bu his hem huzur verir hem korku...

Benimde merte hissettiğim duygu tam da bu aslında. 

Biraz korku...

Biraz huzur...

sonunun hayal kırıklığı olmasından korkan ama devamlı onun için atan bir kalp...

Bu şey bir çok anlam yükler benliğine..Mert için bu şey başlamadan bitmişti. Benim içinse başlayıpta bitemediği bir şeydi ...

Herkes'in böyle bir hikayesi yok muydu? Başlayıp da bitiremediği .Çünkü kimsenin dinlemediği...İçine atmak diye bir şey varken,anlatmaya ne gerek vardı?

Mertle olduğum her saniyede akıl almaz bir şekilde yara alıyordum...

Duygularıma...

Hislerime...

Umutlarıma...

Hiç gerçekleşmeyecek hayallerime...

Ve en önemlisi AŞK'IMA...

Benim yaram avucumun içindeydi aslında. Yara en çok avucunun içindeyse sana aittir ya hani; Sıkarsın avucunu, Canın yanar ama senden başka kimse bilmez neden acıdığını... Ve sonunda öğrenirsin

Aşkta biter... Ve sen kurduğun düşten düşersin...

"Nehir bak iki gündür hiç bir şey yemiyorsun. Yeter artık gözümün önünde böyle eriyip gitmene izin veremem"  Başak durmadan konuşuyordu ama sesi sanki bir uğultu gibi geliyordu kulağıma. Aklım öyle karışık duygularım o kadar yoğundu ki onun hiç bir lafını algılayamıyordum.Sadece başımı sallamakla yetiniyordum.

Odanın kapısı açıldı.Bakmıyordum ama hissediyordum. Gözlerimi bir yere sabitlemiş öylece bakıyordum.

Aldattı diyordum evet aldatılmak bir erkekle bir kadının ilişkisi olduğu halde adamın başka kadınlarla birlikte olması değildir ki. Ben ona aldanmıştım o ise aldatmıştı..

Bir sözüyle..

Bir gülüşüyle..

Bir öpüşüyle..

Aslında sorun bu değildi sorun kaderin bu yıl içinde bana inanılmaz şeyler yaşatarak ağzıma s*çmasıydı... Ben güçlü bir kızdım yoksa nasıl kaldırabilirdim ki bu kadar yük'ü?

Ama şu da bir gerçek insan bazen güçlü olmak değil, mutlu olmak istiyor...

Başak mert'in işaretiyle kapıya doğru ilerleyip odanın dışına çıkıp kapıyı kapatmıştı. Ve ardından mertin sesi

"Nehir konuşmamız lazım" Artık onun söylediği hiç bir şeyi merak etmiyordum çünkü söyleyeceği şeylerin altında hep bir hüzün saklıydı.Boğazımı temizledim titrek ve tok çıkmasını dilediğim sesimle

" Seni dinliyorum"

"Bak bu sene okulda son yılımızdı ve biz hiç gitmedik. Ben son seneyi torpille atlattım. yani dördümüzü başak sen ben ve barış. İstanbulda kalmayacağız. Ankarada yeni kimliklerle ünüversite de okuyacağız" Söylediği bu şeyin karşısında sevinsem mi üzülsem mi bilemiyordum.

Belki de bu şehirden gidersem tüm yaşadıklarımı, acılarımı geride bırakırım. Ve yeni hayat, yeni yaşam, yeni okul, yeni arkadaş, ve belkide yeni AŞK bana huzur ve mutluluk verebilirdi.

Ama mertle gitmemek dışında. Yoksa mertle gidersem yeni şehir bana yeni yeni acılar tattırır ve ben bu acıların ağırlığını daha fazla taşıyamadan düşerim...

"Mert ben seninle hiç bir yere gitmiyorum!!"

"Nehir ben sana bir seçenek sunduğumu hatırlamıyorum!!Gidiyoruz diyorum bitmiştir" Anlaşıldı bu yeni şeylerin içinde eski bir şey olması şart sanırım mertinde yokluğu can sıkıntısı varlığı can yıkıntısı be ya haklısın be iç ses. Peki öyle olsun bekle beni ankara ben geliyorum...

NEFRETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin