10.Bölüm PİŞMANLIK

1K 66 21
                                    

Arkadaşlar yorumlarınız çoook ama çooookk tatlı :* hepinize ayrı ayrı çok teşekkür ederim 1000 kişi olmusuz çok mutluyum. internet olmadiğı için telefondan yazıp yayımlıyorum ve gerçekten çok yoruluyorum bu yüzden yazım hatalarım olabiliyor bunun içinde sizden özür diliyorum .neyse hikaye kısa oldu kusura bakmayın.:))

MERVE CANIM SANA MORAL OLURMU BİLMEM AMA BU BÖLÜMÜ SANA İTHAM EDİYORUM :D

Keyifli okumalar...

NEHİR

Bu yaşadıklarından daha kötü ne olabilirdi. Bunu mutlaka ögrenmeliydim. O yüzden dinlemeye devam ettim. Gökhan konuşmaya devam edince merakla onu dinliyordum.

"Mert ne kadar saklarsak saklayalım önünde sonunda bunu öğrenecek"

"Hayır gökhan şimdi ye kadar öğrenmemişse şimdiden sonrada öğrenmeyecek. Hem öğrense bile bizden öğrenmemeli Nehir ANNEYİ BABASININ ÖZ AİLESİ OLMADIĞINI 9ĞRENİRSE NE HALE GELİR BİLİYOR MUSUN?!"

Na...nasıl ya hayır ! Hayır bu kadar da değil hayır benim ailem... O kadar şey yaşamıştım ki ne tepki vereceğimi bile bilmiyordum .

Sanki bütün dünyanın derdi, yükü benim üzerimde yere düşmem için baskı yapıyordu bu kez gercekten yorulmustum ve sanırım düşmeme çok az kalmıstı.

Bu yasadıklarım yirmi yaşındaki bir genç kız icin fazlasıyla acımasızdı. Odaya dogru yavaşça ilerlerken mertin söyledikleri tekrar tekrar beynimde yankılanıyordu 'ÖZ AİLESİ DEĞİL ÖZ AİLESİ DEĞİL'

Bunlar beynim de yankılanırken kafayı yiyecek gibi oluyordum. İki elini başıma koydum sanırım sinir boşalması yaşayacaktım.

Elime geçen ilk şeyi karşımda duran ayna'ya fırlattım "yeter !!yeteeeer! Bunları söylerken hem çığlık atıp ağlıyordum hem etrafta ne varsa yıkıp döküyordum.

Sanki birikmiş ne varsa hepsini boşaltmıştım sanırım sinir krizi geçiriyordum. Ama bir şey daha vardı ki bunların hiçbirini isteyerek yapmıyordum tamamen isteğim dışında oluşuyordu.

Kızgınlık çok gürültülü iken kırgınlık ne kadar da sessiz miş oysa ...

İçimdeki kızgınlık kırgınlığım gibi sessizliğini koruyamıyordu .

İçimdeki NEFRET'İ kırgınlığı kızgınlığı hepsini boşaltmak istiyordum ama bir türlü azalmıyordu. sanki bunlardan kurtulmanın tek bir yolu vardı. Ve sanırım başka çarem kalmamıştı.

MERT

Nehirin odasından gelen seslerle başımı hemen o yöne çevirdim içeride neler oluyordu. Hemen odaya koştum.

Kapıyı açınca ufak bir şaşkınlık yaşadım bu odada ne oldu böyle nehir !nehir !nerede ? Ve Nehiri görüncede büyük bir şok dalgası kaplamıştı içimi.

Nehir dolabın yanına çökmüş baygın gözlerle bana bakıyordu. Nehir! ne yaptın sen elinde kırık cam parçaları vardı bileğinde de kan.

Sktr!

Bileğini keserek intihar mı etmişti?! Sanırım konuştuklarımızı duydu .Nehir bana bak nehir sakın uyuma !bak güzelim herşey geçecek. Nehiri kucağıma aldığım gibi arabaya binip hastaneye götürdüm. Hastanenin kapısına geldim arabadan iner inmez arabanın diğer tarafına ışık hızıyla geçip nehiri kucakladım her saniye Nehir'in aleyhine işliyordu. Hastanenin girişine girince

"ACİL SEDYE GETİRİN! ACİİL ! hastaneyi ayağa kaldırmıştım.

Biliyordum ! ona bu kadarı çok fazlaydı biliyordum!

Saatler olmuştu ve hâlâ ameliyat hane'nin kapısının önünde bekliyordum. Kapının açılmasıyla hemen doktorun yanina gittim

"Doktor nehir nasıl"

"Siz nesi oluyorsunuz" Evet bu soruyu biraz düsünmem gerekiyordu. Nehir'in neyi oluyordum ki ben onun için neden bu kadar telaşlanıyordum. Aklımdaki bu saçma düşünceleri bir kenara bırakıp

"Arkadaşıyım" dedim

"Tam zamanında getirdiniz. 2 dakika daha geç gelseydi onu kurtaramaya bilirdik şimdilik durumu iyi ama hayati tehlikesi devam ediyor bu günü atlatabilirse hayati tehlikeyi de atlatmış olur yarına kadar bekleyeceğiz. Siz yine de herşeye hazırlıklı olun"

Ne demek herşeye hazırlıklı olun. Doktor nehir'i tanımıyordu. Onun ne kadar güçlü bir kız olduğunu bilmiyordu o iyileşecek. İyileşmek zorunda!

Saatin kaç olduğunu bilmiyordum. Nehir'e yoğun bakım penceresinden bakıyordum. Onu bu hale ben getirmiştir, üstelik onun hiç bir suçu yokken, hem babası kendi öz babası da değildi.

O yüzden onunla bir işim kalmamıştı iyileşirse onu serbest bırakacaktım.

Nedenini bilmediğim bir duygu var dı içimde çok huzursuzdum. Onun bu hâle gelmesine sebep olan bendim.

Ya iyileşmezse ?

Ya ayağa kalkmazsa?

Bunu düşünmek bile istemiyordum. Evet itiraf ediyorum PİŞMANDIM.

Arkamdaki sesin sahibini bakınca bu düşünceleri bir kenara bıraktım. Gökhan elinde 2 bardak gelmişti. İçinde kahve vardı

"Hadi mert al iç şunu"

"İçmeyeceğim canım istemiyor"

"Oğlum ne oldu sana yoksa nehire mi üzülüyorsun"

"Kendimi suçlu hissediyorum benim yüzümden bu hale geldi."

"İyi de senin istediğim de bu değil mi zaten "

"Gökhan oğlum sen gerizekalı mısın babasının kızı olmadığını bilmeme rağmen ve babasının umursamadığını bilmeme rağmen üstelik ilgiye ihtiyacı olduğunu bilmeme rağmen hiç suçu olmayan bir kıza bu tür şeyler yaşatmaya devam edeceği mi düşünmüyorsun herhalde"

"Ee peki şimdi ne olacak ?"

"Babası sandığımızdan daha tehlikeli ama bu cezasını çekmeyeceği anlamına gelmiyor!"

"Nehir'e ne olacak "

"İyileşince serbest bırakacağım "

Derken doktorların koşarak yoğun bakım odasına girdiğini görünce içimde bir burukluk hissettim. Ona ne olmuştu!?

Doktorlarla içeriye girmeye çalışırken hemşirenin lütfen dışarda bekleyin demesi ile kendimi dışarda buldum. Aradan on dakika geçmişti doktor çıktı. Hemen yanına gidip ne olduğunu öğrenmeliydim. Ama ayakların sanki geri geri gidiyordu. Neden bilmiyorum ama duyacağım şeylerden gerçekten korkuyorum.

Ben MERT SOLMAZ ilk kez nehir yüzünden korkuyu tatmıştı.

"Doktor nehir???" Evet duyduğum şeyler karşısında beynimden vurulmuşa döndüm

"Elimizden geleni yaptık ama olmadı hastayı kaybettik başınız sağ olsun"

NEFRETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin