6.Bölüm İNTİKAM

1.2K 89 13
                                    

Arkadaşlar bu bölümü 3. kez yükleyişim fakat bilmediğim bir sebepten dolayı kayıp oldular okuyanlarınız  vardır okumayanlarınıza da 

KEYİFLİ OKUMALAR

MERT

''İşte buradasın Nehir...'' 

Nehir ölü gibi kollarıma düşünce onu alıp arabaya bindirdim, her şey yeni başlıyordu.Kardeşim, onun intikamını çok acı bir şekilde alacaktım Mehmet Bektaş ve ailesine öyle şeyler yaşatacağım ki keşke bu dünyaya hiç gelmeseydik diyecekler...

Öfke ile soluyordum bunun farkındaydım, bir yandan gaza yüklenirken bir yandan Nehir'e dönüp nefretimi kusmak istedim ama baygındı ayıldığı zaman görüşeceğiz...

Her şeyi ayarlamıştım, gideceğimiz köşkü kalacağımız yerleri Nehir'in başına getireceğim şeyleri sabırsızlıkla bekliyordum.MERAK ETME KARDEŞİM SEN MEZARINDA RAHAT UYU.

NEHİR

Ah boynum, bu ağrı da ne böyle? Ne oldu bana, neredeyim ben?

Arabada olduğumu fark ettiğim anda başımı bir anda çevirip yanımdakinin kim olduğuna baktım MERT!!! 

Olamaz öğrenmişmiydi her şeyi? 

Boynum da ki ağrı, az önce arabada baygın oluşum ve Mert'in yüz ifadesi her şeyi açıkça ele veriyordu MERT BENİ KAÇIRMIŞTI!!

İçinde bulunduğum durumu fark ettiğim anda Mert'e dönüp:

''Se...Sen ne yaptığını sanıyorsun, durdur arabayı ineceğim. SANA DURDUR DEDİM! ''

"Kes sesini Nehir, uslu bir kız ol yoksa"

"Yoksa ne! Karşında çocuk yok senin durdur dedim" diyerek elimi direksiyona uzattım, araba bir sağa bir sola gidiyordu 

"Gerizekalı çek ellerini kaza yapacağız! " diyerek beni sertçe itekledi, bunun sonucunda başım arabanın kapısına çarptı ahh başım ağrıyordu zaten...

Ortamdaki müthiş sessizlikten sonra

"Mert yalvarırım bırak beni, benim hiçbir suçum yok, lütfen bırak."

"Senin suçun yok ama baban bir katil ve sen de bir katilin kızısın, baban seni çok seviyor Nehir, sen babanın en büyük zaafısın, o yüzden babanı en hassas yerinden vuracağım, tıpkı onunda bana ve aileme yaptığı gibi."

İnanamıyorum Mert'e neler olmuştu böyle gözlerinden ateş fışkırıyordu, Benim aşık olduğum; geceleri onu hayal ederek uyuduğum adam bu değildi, o bu kadar cani, bu kadar acımasız değildi  olamazdı olmamalıydı...

Dizlerimi kendime çekip sessizce ağlamaya başladım, bana ne yapacaktı? 

Mert'ten babamdan herkesten ve her şeyden nefret ediyorum ben...  ben ölmek istiyorum ama bunu yapabilecek kadar cesaretli olmadığımı da biliyordum...

Göz kapaklarımı ağır bir şekilde açarak beni sertçe dürten kişiye baktım

"haydi kalk beni uğraştırma"  Çok yorgundum, olamaz rüya değilmiş sadece gerçeklerin arasında uyukuya dalmıştım, akşam olmuştu nereye geldik böyle, ormanlık gibi bir yer e hiç ev yoktu soğuktu üşüyordum.

Mert'in kolumdan sertçe çekiştirmesiyle arbadan çıkıp ormanın içine doğru ilerlemeye başladık, delirmişmiydi bu nereye geldik böyle burada hiç ev falan yok, ayrıca çok üşüyorum. Açıkçası ondan çok korkuyorum.

Ama korktuğumu belli etmemem gerekiyor yoksa bu onun çok hoşuna gider ve... düşünmek bile istemiyorum.

"Canımı acıtıyorsun bırak kolumu!" yüzündeki ifade adeta bir NEFRET'i anımsatıyordu,yüzünde

birazcık bile yumuşama belirtisi yoktu bu kadar mı vicdansızlaşmıştı, ne yapıp edip elinden kaçmam gerekiyordu yoksa:

"Bak Nehir sana şunları söyleyeyim aklına iyice yerleştir çünkü bir daha tekrarlamayacağım, öncelikle aklından kaçma fikrini sil çünkü nereye gidersen git seni bulacağıma emin olabilirsin."

Bu herif neydi böyle aklımdan geçenleri mi okuyordu

"Sen de babanda, ailende cezanızı çekeceksiniz. Baban zevki için kardeşimin hayatını kararttı.

Burakla birlikte benim duygularımı ailemin ise yaşama sevincini elimizden aldı.Ben de babanın bana ve aileme yaşattığını fazlasıyla size yaşatacağım ve leşini de babanın önüne atacağım."

Bu sözler karşısında kanım donmuştu, ne yapacağımı bilemez hale gelmiştim, ormanın içine doğru attığımız her adımda korkum katlanarak artıyordu, bana ne yapacaktı, bir şeyler düşünmek için zaman kazanmalıydım...

"Yoruldum"

"Banane"

"Sana yoruldum diyorum biraz dinlenmezsek bayılıp başına kalacağım" Kolumu sıkan elleri hafif gevşeyince bunun evet olduğunu kabul ederek yere çöktüm, korkuyordum , hava hala karanlıktı , kurt sesleri sanki yanıbaşımızdaymış gibi geliyordu .. Mertin telefonu çalınca arkasına dönüp yavaş adımlarla ilerleyerek konuşmaya başladı.. yerdeki taşı görünce hemen cesaretimi toplayıp taşı alıp yavaş adımlarla merte doğru ilerlerken aynı zamanda beni farketmesin diye dualar ediyordum.. Elimdeki taşı kaldırıp ensesine vuracakken elim yanağımda yanağımdaki sıcaklık ve acıyla kendimi  yerde buldum , bana tokat atmıştı...!

Salak Nehir adamın kafasını yarıyordun, tutup alnından mı öpsün seni. iç sesime küfür ederek susturdum...

"Sana bu tür şeyleri yapma demiştim... bu ne cesaret ne o babana mı özendin!."

"Benim babam katil değil" bu söylediğime ben bile inanmamıştım.

"Kes sesini ve kalk hadi! sana acıyıp dinlenmene izin verdim, hata bende, kalk dedim!"

Beni kolumdan çekiştirip kaldırmaya çalışınca ona destek verip kalmaya çalıştım çünkü canımı çok acıtıyordu.

Ormanın derinliklerine doğru ilerlerken yazlığa benzer bir ev görüldü .. Bu ev ne kadarda gizli bir yerdeydi böyle bana ulaşmaları iyice imkansızlaşmıştı ...

Eve geldiğimizde kendimi tekrar yerde buldum. Hayvan herif beni yere itmişti , ah dizlerim acıyordu...

"Mert bak hata yapıyorsun, bırak beni gideyim lütfen"

"Kes sesini neyin doğru neyin yanlış olduğunu senden mi öğreneceğim..zavallının tekisin.."

Söylediği sözler karşısında boğazım düğümlenmişti gözyaşlarımı daha fazla tutamayarak serbest bıraktım benim ona hissettiklerim...  onun bana yaşattıkları... bu hiç adil değildi...

"Neden geldik buraya ?" Sorum yine cevapsız kalmıştı , tam yerden kalkacakken

"sağdan 2. oda"

"ne"

"odan sağdan 2. oda oraya gir ve ben çık diyene kadar dışarıya çıkma yüzünü bile görmek istemiyorum"  

Bu nasıl bir NEFRET'ti böyle , ben ona ne yapmıştım , sevmekten başka...

Gözlerim tekrar dolarken odaya doğru ilerledim , içeriye girdiğimde küçük bir odayla karşılaştım odada kahverengi bir dolap beyaz bir yatak ve küçük bir penceresi vardı. Pencereye doğru ilerledim ve pencereyi açtım sabaha karşıydı ağaçların kapladığı müthiş bir manzara vardı gözlerim hala doluydu gözlerimi kapatıp iki damla gözyaşının akmasına izin verdim , ama o iki damla gözyaşı sadece yanaklarıma değil aynı zamanda yüreğime akıyordu.. 

Kendimi çok halsiz ve yorgun hissederek yatağa doğru ilerledim yatağın içene girdim uyumaya çalışıyordum..tam uykuya dalacakken ayağıma bir şeyin değmesiyle aniden yerimden fırlayıp ne olduğuna bakmamla çığlığı basmam bir oldu "yılaan!"

NEFRETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin