"Baekhyun, beni buradan götür."
Chanyeol'un ona bakması bile midesini bulandırmaya ve kalbinde oluşan sızının yeniden baş göstermesini sağlıyordu. Bunu ona nasıl yapabilmişti? Chanyeol onun sesini bile duymaya tahammül edemezken, Junsu arsızca karşısına çıkarak yüzüne nasıl bakabiliyordu?
Hemen buradan gitmeliydi? Yoksa artmakta olan nefretine yenik düşecek ve vahşi bir hayvan gibi üzerine atlayacaktı. İlk şoku atlatıp da arkasını dönüp gitmeye hazırlanırken Baekhyun hala tutmakta olduğu eli sıktı ve kendisine çekti, onu arkasından sürükleyerek salondan uzaklaştırdı.
"Chanyeol, lütfen! Konuşalım. Beni dinlemen gerekiyor. Lütfen Chanyeol."
İkili arkalarında yalvaran Jusnu'nun sesini duymazdan gelerek kapıyı kapamıştı.
Baekhyun onu kendi odasına getirmiş ve yatağına oturtmuştu. Chanyeol'un sinirden elleri titriyor konuşmamak için kendini sıkıyordu. Birden ayağa kalktı ve odadan çıkmak istedi. Gidip Junsu'nun yüzüne bir yumruk geçirmek ve hesap sormak istiyordu. Fakat Baekhyun erken davranıp onu yatağa geri oturtmuş ve okuması için bir şeyler yazmıştı.
"Sakin ol. Tamam mı? İçeri gidip konuşmak istemediğini ve gitmesi gerektiğini söyleyeceğim."
Tam o esnada Kris odaya girdi ve soru soran gözlerle ikiliye baktı.
"Artık biri bana ne olduğunu açıklayacak mı?" sesinden sabırsız olduğu anlaşılıyordu.
"Önce onu buradan gönder." Dedi Chanyeol'un sesi hiç olmadığı kadar kızgındı.
"Chanyeol neyin var. Aranızda ne geçtiğiyse konuşu...."
"Sana onu buradan 'GÖNDER' dedim!" Bu sefer en ufak bir tereddüt etmeden avazı çıktığı kadar bağırmıştı."
Kris sözünün kesilmesinin yanı sıra duyduğu cevap karşısında donakaldı. Chanyeol çok garip davranıyordu? Delirmiş gibiydi.
Baekhyun ortamı yumuşatacak tek bir söz bulamayınca çareyi Kris'i kolundan tutarak odanın dışına çıkarmakta buldu.
Hızla yazıp telefonu ona uzattı.
"Kris onunla konuşmak istemiyor. Evden gidene kadar sakinleşeceğini sanmıyorum. Gitmesini söyle."
"Anlamıyorum Baek. Neden bu kadar sinirli. Konuşarak halledebilirler. Her kavgalarından sonra mutlaka barışırlar.
"Bilmediğin şeyler var. Bu öyle kolay kapanabilecek bir konu değil. Anlıyor musun? O iyi değil. Ona biraz zaman tanı."
Kris önce tereddüt etti fakat sonra Chanyeol'un yüzü aklına geldiğinde itiraz etmenin yanlış olacağına karar verdi.
"Sanırım haklısın. Şimdi gidip konuşacağım. Ve sonra ne olduğunu bana anlatacaksın. Tamam mı?
Baekhyun kafa salladıktan hemen sonra odaya girdi ve kapıyı arkasından kapattı.
Kris derin bir nefes verdi ve yapacağı şeyin vermiş olduğu rahatsızlıkla salona doğru yürümeye başladı.
Birkaç dakika sonra Baekhyun'un odasına giderek Junsu'nun gittiğini söyledi ve hep birlikte salona geçtiler.
Chanyeol ve Baekhyun kanepede Kris ise onların yanındaki tekli koltukta oturmuş meraklı gözlerle konuyu dile getirmelerini bekliyordu.
Kimseden en ufak bir ses çıkmıyordu, sanki ortada müthiş bir sır varda tek bilmeyen kendisiymiş gibi hissediyordu.
Gergin sessizliği bozan Chanyeol oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Suskun Sevgilim...
FanfictionKapat gözlerini ve bırak seni bastıran hislerini. Kapat gözlerini ve hiçbir şey için endişelenme. Eğer gözlerini kapatmazsan, konuşabileceğimizden daha fazla söz söyleyeceğim...