Kris polislerle olayın detaylarını konuşurken Chanyeol Baekhyun'un başucunda uyanmasını bekliyordu. Chanyeol yaşanan vahşetin izlerini taşıyan salonda Baekhyun'un cansız, soluk bedenini kucaklayarak odasına taşımıştı.
Sara ve Nana'nın ölü bedenlerinin yanında açıkça ölüm tehditti içeren bir not bulunmuş ve polisler tarafından incelemeye alınmıştı. Chanyeol bu durum karşısında oldukça şaşkın ve üzgündü. Aklı almıyordu bir türlü, böyle bir caniliği kim neden yapardı?
Baekhyun usulca gözlerini açtığında Chanyeol'un ona bakacak cesareti yoktu. Bakarsa eğer Baekhyun neler olduğunu soracak ve ona cevap vermek zorunda kalacaktı. Nitekim korktuğu gerçekleşti. Baekhyun yattığı yerden hafifçe doğruldu ve sorgulayan gözlerle bakındı. Baekhyun bir kâbus olmadığını odaya dolan telsiz seslerinden anladı.Delirmiş gibiydi. Yerinden kalkmaya yeltendi. Chanyeol onu omuzlarından tutup kalkmasına engel oldu. Baekhyun kollarında çırpındı, karşı koymaya çalıştı.
"Burada kal Baekhyun." Chanyeol'un endişesi sesinden yansımıştı. Baekhyun'un omzundaki elini daha kuvvetli sıktı.
Baekhyun'un yavaş yavaş hareketleri azaldı ve birkaç saniye sonra tamamen kesildi. Ağlamamak için çenesi sıktı. Gözleri gözyaşlarıyla dolduğunda daha fazla buna engel olamayacağını anladı. Chanyeol gözyaşları hıçkırıklara dönüşmeden önce Baekhyun'a sımsıkı sarıldı. Baekhyun onun kucağında küçüldükçe küçüldü kendini şefkatli kollarına teslim ederken sessiz hıçkırıklarına hâkim olamadı. Chanyeol dostça sırtını sıvazladı.
"Çok üzgünüm Baek."
Baekhyun yüksek sesle hıçkırdı, sanki odada yeterince oksijen yokmuş gibi soluklanmaya çalıştı. Göğsü sıkışmıştı. Başını Chanyeol'un boynunu gömdü ve kısa bir süreliğine gözlerini kapattı. Her şey dönüyordu ve Baekhyun düşüyordu. Gözlerini kıpıştırdı derin derin nefesler alarak tekrar yumdu, Chanyeol'un hoş kokusuna odaklanmaya çalıştı.
Zemin altından kayıyor, uğultudan başka bir şey duyamıyordu. Baekhyun kayıplarıyla birlikte yavaşça dibe çekiliyordu. Chanyoel kucaklamaya ara verip Baekhyun yüzüne baktı.
"Nefes al Baekhyun." Chanyeol parmaklarının ucuyla Baekhyun çenesi kaldırdı ve sıcak gözyaşlarına dokundu.
"Yanındayım tamam mı? Geçecek Baekhyun. Ben hep yanında olacağım."
Baekhyun'un bakışları Chanyeol'un tenini yakıyordu. Bunu daha fazla kaldıramacağı için onu yeniden kucakladı. Bu sefer ilkinden de büyük bir kuvvetle sarılmıştı.
'Özür dilerim Baekhyun. Acını dindiremediğim için özür dilerim.'
Sabaha karşı Kris ve Chanyeol Baekhyun'u yalnız bırakmak istemedikleri için soluğu odada almışlardı. Chanyeol Kris'in yer yatağını hazırlamasına yardım etti.
"Sakinleştiriciyi içti mi?" Kris kısık bir sesle sorduğunda endişeyle bakışlarını Baekhyun'a çevirmişti.
"İçti."
"Yanında olursak uykuya dalması daha rahat olur."
"Umarım dediğin gibi olur Kris. Saatlerdir bu şekilde oturuyor. Onun için endişeleniyorum."
"Farkındayım Chanyeol. Biraz zamana ihtiyacı var. Düzelecektir."
Kris Baekhyun'un yanına gidip kolunda tuttu.
"Onu yatırmama yardım et."
İkili Baekhyun'un koluna girdi ve yavaşça uzanmasına yardım ettiler. Chanyeol üzerini örttü. Kris yanına kıvrılıp ona sıkıca sarıldı. Chanyeol'da diğer yanına uzanıp başını sırtına yaslayarak ona arkadan sarıldı. Ve bu şekilde Baekhyun'un acısını biraz olsun paylaşabilmek ve teselli etmeyi edebilmeyi istiyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Suskun Sevgilim...
FanficKapat gözlerini ve bırak seni bastıran hislerini. Kapat gözlerini ve hiçbir şey için endişelenme. Eğer gözlerini kapatmazsan, konuşabileceğimizden daha fazla söz söyleyeceğim...