Chanyeol'u son görüşü o gündü. İşe artık gelmiyordu, yerini başka biriyle değişmişti. Baekhyun ilk başta kızgın olmasına rağmen sakince durup düşündüğünde bu kararı almasına içte içe hak vermişti.
Kendisini görmek istememesi kadar normal ne olabilirdi ki. Zorlanıyor olmalıydı, belki de bu yöntemle kendine koruma altına almaya çalışıyordu. Kai'nin odasına taşınması ve Jay ile takılması bu yüzdendi.
Aradaki mesafenin giderek bir uçuruma dönüşmesi belki de en iyisiydi. Sonuçta eskisi gibi arkadaş kalamaz, hiç olmamış gibi davranamazlardı.
Yesung sudan çıkıp koşarak yanına geldiğinde nefes nefeseydi.
"Su çok güzel sende girmelisin."
Baekhyun kitaptan bir an olsun gözlerini ayırmadan başını salladığında, Yesung yüzünde hınzır gülümsemesiyle havluyla kurutması gereken saçlarını ileri geri salladı.
Baekhyun kitabına dökülen bir kaç su damlasıyla birlikte kaşlarını çatıp başını yukarıya doğru kaldırmıştı.
"Hadi, Baekhyun bugün izin günün ve sen benimle ilgilenmek yerine kitap okuyorsun."
Baekhyun derin bir iç çekti ve ardında telefonunu alıp ona cevap yazmaya koyuldu.
"Kendimi iyi hissetmediğimi söylemiştim Yesung. Israr etmen bunu değiştirmiyor."
"Günlerdir aynı şeyi söylüyorsun. Bazen varlığımdan rahatsızlık duyduğunu düşünüyorum. Buradasın. Ama bir o kadar uzaksın.
Canını sıkan şeyleri neden açıkça konuşmuyoruz. Hatam ne? Benden uzaklaşmanı sağlayacak ne yaptım, merak ediyorum."
"Neden en ufak hareketimden bile kendine bir pay çıkartmayı kesmiyorsun? Sadece keyifsizim hepsi bu."
Kai el salladı."Selam çocuklar." Yanında kısa boylu çocuk vardı ona bir şeyler söyledi ve hemen ardından kızgın kumların üstünde paytak adımlarla onlara doğru yürüdü.
Yesung kurulanmayı bırakıp ona selam verdi.
"Vay canına Baekhyun, izin gününde bile burdasın! Burayı bu kadar sevdiğini bilmiyordum."
"Böyle düşünen bir ben değilmişim." Yesung imalı bir şekilde söylediğinde Baekhyunla otomatik olarak bakışmışlardı.
"Bende sizi arıyordum, tesadüfen gördüğüm iyi oldu.Bu akşam bir planınız var mı?"
Baekhyun şüpheyle baktığında Yesung atılmıştı. "Belli bir şey yok."
Baekhyun şezlogta bacaklarını bağdaş yaptığında Yesung kenara oturup kolunu omzuna atmıştı.
"Pekala o zaman akşam mutlaka gelmelisiniz. Chanyeol'ün doğum günü için küçük bir parti veriyoruz."
Baekhyun'un bir anda kaşları çatıldı. 'Yesung ve Chanyeol ile bir arada.' İsimlerinin aynı cümlede geçmesi bile yeterince kötüyken aynı ortamda olabilecekleri düşüncesi ürpermesine yetmişti.
Yesung Baekhyun'un yüz ifadesine bakar bakmaz "Neden olmasın?" Baekhyun şaşkınlık korku karışımıyla ona baktığında Yesung tutuşunu sıklaştırıp onu kendine doğru çekmişti.
"Birlikte.... Gideriz değil mi Baekhyun?" Yesung gülümsediğinde Baekhyun bu gülüşün içtenlikten çok uzakta olduğuna yemin edebilirdi.
"Pekala size yeri mesaj atarım. Akşama görüşürüz," diyerek oradan ayrıldı.
"Bana sorma gereği bile duymadan nasıl cevap verirsin?" Baekhyun mesaj attığında öfkesini kontrol altında tutmaya çalışıyordu.
"Sevgili ev arkadaşının doğum gününü kaçırmazsın diye düşündüm."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Suskun Sevgilim...
FanfictionKapat gözlerini ve bırak seni bastıran hislerini. Kapat gözlerini ve hiçbir şey için endişelenme. Eğer gözlerini kapatmazsan, konuşabileceğimizden daha fazla söz söyleyeceğim...