Başında korkunç bir ağrı hissetti. Sanki bedeni tonlarca ağırlığın altında kalarak ezilmişti ve hareket etmesine olanak yoktu. Usulca gözlerini kırpıştırdı.Henüz nerede olduğunu algılayacak vakit bulamadan tanıdık bir erkek sesi işitti.
"Tanrım! Yesung uyandın. İyi misin?" dedi Dong Hyun, sesinin tonu hiç olmadığı kadar heyecanlı çıkmıştı.
Yesung, zihninde canlanan anılar sayesinde saniyeler içinde neden burada olduğunu anımsadı.
"Baekhyun nerede? O... iyi mi? Neler oldu?" Diye sordu, Baekhyun'u göremediği için panik olmuştu. Baekhyun sesi duyar duymaz koşarak yatağın diğer kenarına geçti ve nazikçe Yesung'un elini tuttu. Yesung, onu görür görmez derin bir nefes alıp başını yastığa geri yerleştirdi.
"Gördüğün gibi o iyi? Bizi neredeyse korkudan öldürecektin. Şimdi Nasılsın? Bir yerin ağrıyor mu?"
"İyiyim ben. Bir şeyim yok."
"İyiymiş. Kendini beğenmiş serseri. Hiç uyanmayacaksın sandım. Tanrım uyanman neden bu kadar uzun sürdü. Bu sondu. Anladın mı beni? Eğer bir daha seni hastanede görürsem bizzat kendi ellerimle öldüreceğim.
"Yaa! Bunlar ölümden yeni dönmüş birine söylenecek sözler mi? Bu kadar acımasız olduğunu bilmiyordum?"
'Tabi ki uyanmalıydım. Henüz duymam gereken bir ses var.'
"Serserilik yetmedi birde beni kafaya alırsın ha. Gel buraya bu işi bugün bitirelim."
Baekhyun Dong Hyun'un kolundan yakaladı.
"Dua et Baekhyun burada, yoksa elimden kurtulamazdın? Ben doktora haber verip hemen geliyorum." Dong hyun odadan çıkar çıkmaz bakışlarını Yesung'a yöneltti ve hemen ardından telefonuna sarıldı.
"Gerçekten iyi misin?"
"İyiyim Baekhyun. Ne zamandır uyuyorum?"
"Üç gün yoğun bakımda kaldın. İyileşme belirtisi gösterdiğin için bugün ayrı odaya alındın." Diye yazdı Baekhyun.
Yesung Baekhyun'un gözlerini kaçırdığını anladığında kendini daha fazla tutamadı.
"Baekhyun neden gözlerime bakmıyorsun?"
Baekhyun yere bakmaya devam etti. Nasıl davranacağını nasıl özür dileyeceğini kestiremiyordu.
"Gözlerime bak Baekhyun."
Baekhyun yine bakmadı. Yesung doğrulmaya çalışırken korkunç bir acı hissetti.
"Ahh" diye sızlandı Yesung, eski pozisyonunu almaya çabalarken yine canı yanmıştı fakat ilki kadar umursamamıştı çünkü Baekhyun endişeyle ona bakıyordu.
"Ben özür dilerim. Benim yüzümden bu hale geldin. Ben çok üzgünüm Yesung." Diye yazdı.
Yesung sinirle kaşları çatıldı. Kendisini suçlayıp, vicdan azabı çekiyordu.
Kendi davranışı bu sonucu doğurmuştu. Ve bu olayda hiç kimsenin suçu yoktu. Her ne yaptıysa kendi hür iradesiyle yapmıştı. Ondan ayrılmak pahasına da olsa, yaptığın şey için asla pişmanlık duymayacaktı.
"Baekhyun bana bir şey borçlu değilsin. Bu yüzden özür dileme. Kendini suçlamanı istemiyorum."
"Benim yerime bıçaklandın, büyük bir ameliyat geçirdin ve neredeyse ölüyordun Yesung. Nasıl kendimi suçlamam? Hepsi benim hatam."
"Baekhyun saçmalamayı kes lütfen. Buraya gel."
Yesung elini ona doğru uzattı. "Baek sen gelmezsen ben kalkacağım. Ve inan bana gerçekten çok acıtıyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Suskun Sevgilim...
FanficKapat gözlerini ve bırak seni bastıran hislerini. Kapat gözlerini ve hiçbir şey için endişelenme. Eğer gözlerini kapatmazsan, konuşabileceğimizden daha fazla söz söyleyeceğim...