*Hikaye günceldir, 10 yıl önce yazdığım için sadece düzenlemeye karar verdim ve bölümleri düzenli olarak yüklüyorum. Okumadan önce haberiniz olsun istedim, belki hikayenin eski ve artık devam etmediğini düşünenler olabilir diye. İyi okumalar diliyorum <3 010914*
Güneş ışınları içimi yakmak istercesine tenimi ezip geçiyordu. Gözlerimi, sabitlediğim ders kitabından kaldırıp pencereye doğru yöneltmiş ve perdeyi sonuna kadar çekmiştim. Gölgenin verdiği rahatlıkla artık ders çalışabilirdim. Fakat sınıfa kısa bir bakış attığımda, bunun pekte mümkün olmadığını anlamıştım. Her zamanki gibi bütün aptallar toplanmış, kimisi şarkı söylüyor, kimisi bağıra çağıra birbiriyle muhabbet edip gülüyordu. Sıkıntılı bir nefes çıktı dudaklarımdan ve bir kez daha bulunduğum ortamdan nefret ettim. Keşke hepsi tam şu an yok olsaydı.
Dersin başlamasına kısa bir süre kaldığı için kantine gidip su almaya karar verdim. Sıkışık sırayı zorlukla ileri çekip sınıftan ayrılmak üzere adımladığımda, koridordan gelen bağırış seslerini umursamamıştım. Ne halt ettikleri hakkında en ufak bir fikrim yoktu ama sinirlerim yeterince bozulmuştu. Bu okuldan da, içinde bulunan herkesten de nefret ediyordum. Tek amaçları -bütün aptalların olduğu gibi- eğlenmek, gırgır şamata yapmak ve boş bir şekilde zamanlarını öldürmekti sadece. Benim ise ideallerim, hayallerim ve prensiplerim vardı. Her sabah kalkıp okula gitmek, dersleri zorlukla dinlemeye çalışmak, hayvanat bahçesinden farksız olan bu ortamda hedeflerime ulaşmaya çalışmak epey bir zordu. Bunlara katlanıyordum.
Bradford'un boktan farksız olan bu ücra köşelerinde sikik bir liseye gidiyor, keş ve işe yaramaz bir abi ile hayatta kalmaya çalışıyordum. Hayatım okul ve derslerden ibaretti. Yaşadığım andan beri bir tane bile arkadaşım olmamış fakat bundan rahatsızlıkta duymamıştım. Kendi halimde olmak ve ders çalışıp kitap okumak beni yeterince memnun ediyordu. Gelişmek ve bu iğrenç hayattan kurtulmak için elimden gelen her şeyi yapıyordum. Tek isteğim hiçbir insanın, hatta mümkünse hiçbir canlının benimle muhatap olmaması ve kendi işine bakmasıydı.
Uzun koridorda düşüncelere dalmış bir şekilde ilerlerken bağırış sesleri fazlasıyla yakınlaşıp kulağımı tırmaladığında, başımı kaldırıp sesin geldiği yöne doğru baktım. Siyah saçlı esmer çocuk, altına aldığı kişiye öldürmek istercesine yumruklarını geçiriyor, aynı zamanda da yüzüne haykırıyordu. Adımlarım durdu. Gözlerimi karşımda bulunan dehşet verici manzaraya sabitleyip öylece izliyordum. Gözlerinden neredeyse ateş fışkırtacak çocuk, durmaksızın kanlı elleriyle yumruklarını geçirmeye devam etti. Bağırış ve yumruklarından gelen tok sesler kulağımı tırmalamıştı. Rahatsız olmuş bir şekilde kaşlarımı çatıp başımı başka bir tarafa çevirdim. Fakat hâlâ hareket etmiyordum.
Onları ayıran ya da kavgaya dahil olan başka hiç kimse yoktu koca okulda. Herkes sınıflarının kapısından çıkmış, onlara yaklaşmadan uzak bir şekilde izliyordu bu manzarayı. Esmer çocuk, son bir yumruk daha geçirdikten sonra altındaki kişinin nefretle yüzüne tükürüp, yavaş bir şekilde doğrulmuş ve gözlerini kendisini izleyen kalabalığa çevirmişti.
''Gözlerinizi ayırmayın orospu çocukları, benim neler yapabileceğimi iyi kavrayın.''
Sırıtarak söyledikleri üzerine kesik kesik nefesler alıyordu. Sol elini kaldırıp ağzından akan kanı gelişigüzel silerken o sırada gözlerimiz buluştu. Bedenim buz kesmiş bir şekilde onun gözlerine bakıyordum. Vahşi bir boğanınkini andıran ela gözleri içime işlerken, oldukça yakınımda önüme serilmiş bir şekilde yatan kan içindeki bedene çevirdim gözlerimi. Siktir. Yaşıyor muydu?
Zilin tiz sesi kulaklarıma dolduğunda kendime gelip titrek bir nefes verdim. Hızlıca arkamı döndüm ve sınıfa doğru adımlamaya başladım. Lanet olsun. Teneffüsümü bu saçma sapan olayı izleyerek çöp etmiştim. Burada olan hiçbir şey umurumda değildi. En ufak dahil olduğum şeyin bana zarar vereceğini biliyordum zaten. Teneffüsümü çalarak susuz kalmamı sağlamak, gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mad about you | zm
Fanfiction''Buz gibi soğuksun. Üşüyorum ve beni hasta ediyorsun, beni öldürüyorsun.''