Okula gitmek için hazırlanırken bir yandan Owen'ın sesine katlanıyordum. Marketten ayrılmıştım, Zayn'e olan borcunu ödediğine göre daha fazla çalışmama gerek yoktu. Ara tatil bitmişti ve biz son döneme girerken, sınava çok az bir zaman kalmıştı. Sadece derslere odaklanmam gerekiyordu.
"Sen neye bulaştığının farkında değilsin."
Gözlerimi devirip kapıdan çıkmak için hamle yapmıştım fakat kolumdan tuttu.
"Bıraksana!"
"Kendine gel, Berry. Sen böyle biri değildin. Zayn'le ne işin olabilir amına koyayım? Onun nasıl bir manyak olduğunu biliyorsun."
"Bu seni ilgilendirmez. Çevremdeki en büyük manyaklar sen ve o sikik arkadaşlarındı ve ben buna senelerce katlandım. Şimdi beni düşünesin mi tuttu?"
Sinirle bir nefes verdi ağzından. Umurunda olan asıl şeyin ben olmadığını biliyordum. Zayn'den korkuyor ve onu en ufak yakın çevresinde bile istemiyordu. Bencil sikik.
"Ne bok yersen ye ama sonra gelip bana ağlama."
Cevap vermeden kapıyı çarpıp evden çıkmıştım. Kafama takacağım ve sözünü dinleyeceğim son kişi bile değildi Owen.
Okula vardığımda, sınıfa girip sırama yerleştikten sonra kitaplarımı çıkartmıştım. Dersleri çok aksattığımı biliyordum ve toparlanmam gerekiyordu.
Zayn'le hastaneye gittiğimiz günden sonra ikimizde evlerimize dönmüştük. Yaklaşık bir haftadır hiç görüşmemiştik. Mesaj bile atmamıştı. Ancak onun her zaman aklında olduğumu biliyordum. Belki de bana bir şeyleri düşünmem için fırsat vermişti.
Ama ben ne yapmak istediğimden emin değildim.
Onu bir psikoloğa götürüp terapi almasını mı sağlamalıydım? Ya da kendi yöntemleriyle düzelmesini sağlayabilir miydim? Bilmiyorım.
Hiçbir şeyi bilmiyormuş gibi hissediyordum ilk defa. Onun annesi değildim, zorla düzeltmek için çabalamam saçmaydı. Ama içimdeki hisler tam tersini söylüyordu bana. Bu şekilde bir hayat sürmesini istemiyordum. Ona acıyor muydum? Ya da düzelmesini ve benimle normal bir ilişki kurmasını mı düşlüyordum?
Dersin bittiğine dair zil sesi kulaklarıma dolduğunda, derin bir nefes verip başımı masaya koymuştum. Kendimi yorgun hissediyor ve ilk defa okulda uyumak istiyordum. Zaten düşünmekten dersi bile düzgün dinleyememiştim.
Saçlarımın üzerinde bir el hissettiğimde hızlıca başımı kaldırıp kim olduğuna baktım. Ela gözlerle karşılaşmayı beklemiyordum tabii. Bir daha okula gelmeyeceğini söylemişti, burada ne işi vardı?
"Seni özledim."
Yüzüme doğru eğilip sadece benim duyabileceğim şekilde fısıldadığında irkilmiştim. Ama onu görmek bana iyi hissettirmişti, sanırım ben de özlemiştim.
"Burada ne yapıyorsun?"
Onun aksine duygularımı hiçbir şekilde belli etmeden böyle bir soru yönelttiğimde gülümsemiş ve sıramın üzerine oturmuştu. Başımı hafif kaldırarak gözlerimi onunkilerle birleştirdim.
"Seni görmek için gelmiştim. Çıkışta bir şeyler yaparız diye düşündüm."
Tereddütle gözlerini etrafta gezdirdikten sonra devam etti,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mad about you | zm
Fanfic''Buz gibi soğuksun. Üşüyorum ve beni hasta ediyorsun, beni öldürüyorsun.''