İlk dersin bitmesiyle karnım acıkmıştı. Evden getirdiğim sandviçi çıkarıp yemeye karar vermişken bir yandan sırça fanus isimli kitabı okuyordum. Bugün okulun son günüydü ve hafta sonuna girecektik. 2 gün tatilimi ise okulun kütüphanesinde test çözerek geçirecektim büyük ihtimalle. Evdeyken test çözmek kabus gibi bir şeydi.
Geçenlerde Zayn' den yumruk yiyen, ön sıramda oturan çocuk ara sıra arkasını dönerek bana öldürücü bakışlar atıyordu fakat umurumda olduğu söylenemezdi. Yine de ağzını açıp tek bir laf bile söylememişti bana.
Zayn' le apartmanın önünde yaşanan o garip olayı bir süre düşünüp daha sonra hiç olmamış gibi yapmaya karar vermiştim. Daha fazla aklımı bu saçmalıklarla doldurmak istemiyordum. Gereksiz şekilde sinirlenip duygularımın esiri olmak bana göre değildi. İnsanları bu zamana kadar asla ama asla umursamamıştım.
Çünkü biliyordum zaten hepsinin ne kadar değersiz ve aptal olduğunu. Sadece zamanlarını öldürmek, eğlenmek ve öylesine boş bir yaşam sürmek için hayattalardı. İnsanların varlığını yutarak onları kendi içimdeki odaya hapsetmiştim uzun zaman önce. Ölene kadar çıkarmayı da düşünmüyordum.
Sandviçimin yarısına gelmişken sınıfa giren tanıdık yüze çevirdim bakışlarımı. Zayn, elleri cebinde keyifli bir şekilde tam da bana bakarak yanıma doğru ilerliyordu. Sıkıntıyla bakışlarımı ondan hemen çektim ve kitabıma geri döndüm. Onunla ilgilenmeyecektim, baktığım zaman bir şekilde musallat oluyordu.
Hemen yanı başımda dikildiğinde o yokmuş gibi kitabıma odaklanmaya devam ettim. Ne diye gelmişti ki zaten?
''Merhaba, Berry.''
Adımı nereden öğrendiğini düşündüm bir süre. Daha sonra kafamı kaldırıp yüzüne baktım ve cevap vermeden sadece bakmaya devam ettim. Ne diyecekse desin ve bir an önce defolsun istiyordum.
Masada duran kitabımı ve sandviçimi elleriyle köşeye çektikten sonra bedenini kaldırıp sıramın üstüne oturmuş, bacaklarını sandalyenin iki yanına koyarak yüzünü bana dönmüştü. Dudaklarındaki koca sırıtış sinirlerimin daha da bozulmasına sebep oluyordu.
''Ne istiyorsun?''
Yoğun bir şekilde nefesini yüzüme üfledi ve bunun etkisiyle gözlerimi kırpıştırdım. Sigara ve ne olduğunu bilmediğim bir aroma burnuma dolmuştu fakat kötü değildi.
''Sonunda bir tepki verdin amına koyayım. Naber demeye gelmiştim öylesine. Çıkışta takılmak ister misin?''
Muzip bir tavırla söyledikleri üzerine gözlerim sınıfta bizi şaşkınlıkla izleyen insanlara çevrildi. Muhtemelen hepsi onu tanıyordu ve neden benimle muhatap olduğunu anlamak ister gibi merakla izliyorlardı. Sorduğu şey üzerine bir süre cevap verememiştim çünkü çok saçmaydı. O neden benimle takılmak istiyordu, neden bana selam vermek için gelmişti?
''Seninle neden takılalım ki?''
Ağzından hafif bir gülücük kaçtı. Bir süre yüzümü süzmüştü. Gözlerinden ne düşündüğünü ve ne söyleyeceğini kestiremiyordum. Bu beni geriyordu.
''Eğleneceğimizi düşündüm, Berry. Senin eğlenceli bir kız olduğunu biliyorum.''
Saçmalık. Benimle yine alay mı ediyordu yoksa söylediklerinde ciddi miydi bilmiyorum fakat kendimi gerçekten aşırı rahatsız hissetmiştim.
''Kütüphanede ders çalışmam gerek.''
Gözlerimi daha fazla onunla temas ettirmek istemedim ve ellerimi izlemeye başladım. Ani bir hareketle masadan atlayıp eski pozisyonuna geri döndü. Hafif başı eğik bir şekilde bana bakarken ben de onu izliyordum. Lütfen gitsin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mad about you | zm
Fanfiction''Buz gibi soğuksun. Üşüyorum ve beni hasta ediyorsun, beni öldürüyorsun.''