Dersin bitmesiyle teneffüs zili çalmış ve herkes bir hışımla oturduğu sıralardan kalkıp muhabbetlerine kaldığı yerden devam etmişti. Sınıftan yükselen uğultulardan kurtulmak için kulaklığımı çıkarıp müzik dinlemeye başladım. Yaklaşık 2 hafta kadar bir süre olmuştu ve ben her zamanki rutinime devam ediyordum. Okula git, eve gel, ders çalış ve uyu. Geçen sürede Owen hiç eve gelmemişti ve ben birazda olsa kafa dinleme fırsatı bulmuştum.
O günden beri ela gözlü çocuğu hiç görmemiştim. Ne parkta, ne sokakta ne de okulda. Görmek gibi bir amacımda yoktu zaten fakat merak ediyordum. O olaydan sonra hâlâ okula devam edebilecek miydi mesela? Tamam, okulda çok fazla kavga oluyordu ve artık herkes alışmış gibi bir şeydi ama daha önce böyle şiddetli bir kavga görmemiştim. Belki de benim görmediğim bundan daha dehşet verici birçok olay oluyordu, bilmiyorum.
Bunlar beni ilgilendirmiyordu zaten. Dersleri düzgün bir şekilde dinleyip teneffüslerde test çözüyor ya da kitap okuyordum. Okuldaki olaylar ve içindeki öğrencilerle pek bir alakam yoktu uzun zamandır.
Sınıfın kapısı duvara sert bir şekilde çarpıp etraftaki herkesi susturduğunda tüm gözler kapıya çevrilmişti. Tanıdık gözler içeri girdi. Tam ön sıramda oturan kumral çocuk tereddütle ayağa kalkmış ve kaçmak için hazırlanacaktı ki boğazının tutulmasıyla olduğu yere kenetlendi. Ela gözlü, çocuğun boğazını sıkarken bir yandan aynı kavga gününde olduğu gibi ateş saçan gözlerini üstüne kilitlemişti.
''Benimle geliyorsun.'' diye tısladı sertçe.
Çocuk panikler bir şekilde sadece boğazının üstündeki elleri tutmuş, dehşete düşmüş ona bakıyordu.
''Özür dilerim Zayn, yemin ediyorum ki bir daha olmayacak. Yalvarırım bırak beni tamam mı dostum?''
Çocuğun titrek sesiyle söyledikleri üzerine, yamuk bir sırıtış belirdi dudaklarında. Onun bu söyledikleri daha da sinirlenmesine sebep olmuş gibi gözüküyordu, adını Zayn olarak öğrendiğim ela gözlünün.
Elini çocuğun omzuna atıp birkaç kez sıvazladı ve dudaklarındaki sırıtışı bozmadı.
''Öyle mi.. Öyle diyorsan sana inanıyorum lan. Gerçekten özür diliyorsun ve pişman gibisin.. O halde hatanı anlamış olmalısın.''
Çocuğun yüzündeki korku yavaşça silinirken kafasını hızlı bir şekilde onaylarcasına sallıyordu. Bir yandan zoraki gülümsemesi yüzüne yayılmıştı. Zayn'de aynı şekilde onun gülüşüne eşlik etti. Kaşlarımı çatıp olanları izlerken olayın büyümemesi ve ikisinin de anlaşmasına şükretmiştim. Tam arka sırada oturuyordum ve herhangi bir şekilde olayın bana da patlaması istediğim en son şey olurdu.
Elini çocuğun omuzundan çekip, ani bir şekilde yüzüne yumruğu geçirmesiyle olduğum yerde sıçradım. Az önce olayın büyümediğini ve anlaştıklarını düşünmüştüm fakat bunun boş bir öngörü olduğunu anlamam uzun sürmedi. Çünkü yumruğun etkisiyle fırlayan çocuğun bedeni, sıramın tam üstüne düşmüş ve benim de yere kapaklanmama sebep olmuştu.
Acıyla inlerken çocuk bacağımın üstünde yatıyordu. Sikeyim. Canım yanmıştı. Ellerimle yerden destek alıp kalkmak istemiştim fakat bacağımın üstündeki çocuk buna izin vermiyor, hala olduğu gibi yere uzanmaya ve kanayan burnunu tutmaya devam ediyordu. Sinir yavaş yavaş bedenime doldu. Nefeslerim sıklaşırken ela gözlerin şaşkınca beni izlediğini gördüm.
Benim burada olduğumu yeni fark etmişti. Boşta kalan sol bacağımla çocuğun bedenine bir tekme geçirdim. Sinirle tuttuğu ellerini burnunun üzerinden çekip bakışlarını bana çevirdi. Az önce burnuna bir yumruk yemiş ve sinirlenmemiş, şimdi benim altında can çekişirken attığım tekme mi sinirlerini bozmuştu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mad about you | zm
Fanfiction''Buz gibi soğuksun. Üşüyorum ve beni hasta ediyorsun, beni öldürüyorsun.''