......Damla'dan.......
Karşımdaki masanın üzerinde kahvaltı hazırlanmıştı. Üzerinde sadece kuş sütü eksikti. Bir de mektup vardı. Korkudan mektubun yanına gidip elime aldım. İçindeki yazı beni korkutuyordu. İçimden' İnşallah başka bişeydir...' deyip duruyordum. Merakıma yenik düşüp mektubu açtım. İçindekini okuduktan sonra hem derin bir nefes almıştım hem de çok mutlu olmuştum.Hemen kahvaltımı yapıp bulaşıkları yıkadım.
Okula gitmeyeceğim için hazırlanmamıştım. Merve galiba bugün okula gitmeyecekti. Hemen odama gidip hazırlandım. Ne de olsa birkaç gün sonra doğum günüm vardı.
Ben Merve'yle okula geç başladığımız için bulunduğumuz sınıflara göre yaşımız büyüktü. Ben 17' ye girerken Merve'de 16' ya girecekti. Merve ile benim doğum günümün arasında 2 gün olduğu için biz aynı anda kutluyorduk. Böylesi daha güzel oluyordu. Merve'lere doğru yola koyuldum. Evlerinin önüne gelice kapıyı çaldım ama açan olmadı. Tekrar ve tekrar çaldım ama yine açan olmayınca geriye döndüm. Demek ki evde değildi. Kendi evime gittim ve ders çalışmak için kimya defterini alıp okumaya başladım. Kolay değildi kimya ama fizik daha zordu. Birkaç tane bileşikleri ezberlemem lazımdı.Saatlerce ders çalışmıştım. Merve'lere gitmem lazımdı. Hem zaten artık gelmiştir evine deyip yola çıktım. Kapısını çaldım ve birkaç dakika sonra kapıyı açtı. Mutlu gözüküyordu. Beni elimden tutup içeriye çekti ve adasına götürdü.
İkimiz de yatağa oturduktan sonra Merve konuşmaya başladı.
Çok heyecanlıydı.-Biliyorsun ki birkaç gün sonra doğum günümüz var ve ben bir mekan tuttum. Daha doğrusu sevgilim bir mekan ayarladı oraya gideceğiz. Baştan söylüyorum itiraz etmiyorsun çünkü gerekirse Altan seni omzunda taşır ama oraya gideceksin. Anlaştık mı?
Ağzım açık dinliyordum. Ben başka mekanda ve de başkasının aracılığıyla olan şeylerden nefret ederdim. Tabi ki de reddedicektim.
Hafif kızgın bir sesle:-Hayır Merve asla olmaz. Hem zaten biliyorsun ki ben böyle mekan işlerini filan sevmiyorum. O yüzden de fazla şansını zorlama evimiz yetmiyor mu sana ya?
Bana üzgün üzgün bakıp:
-Damla ya sadece bir kere bir daha olmaz. Lütfen... hadi ama ya!
Bu kız işi iyi biliyordu ama asla başka bir yerde doğum günü kutlayamazdım.
-Hayır Merve olmaz!
Merve'de artık pes etmişti ve olumlu anlamda kafa salladı. Ben de konuyu değiştirmek için soru sordum.
-Merve Ferman ' la ilişkin güzel gidiyor mu?
Merve'nin gözleri parıldadı. Çok sevdiği belliydi
-Evet yani benim tarafımdan.
Sonra aniden yüzü düştü. Bir anda neden mutsuz oldu ki?
-O ne demek Merve onun tarafından da güzeldir eminim ki?
Merve bana inanmak istermişcesine bakıyordu.
-Ne bileyim kızım bana biraz soğuk davranıyor.
Bu kızı bu kadar üzmeye hakkı yoktu ki?
-Nasıl davranıyor?
Bana tekrar baktı ve konuşmaya devam etti.
-Mesela elimi tutmuyor. Sorduğumdaysa böyle şeyler sevmediğini filan söylüyor ayrıca bana hiç sevgilim,tatlım,canım gibi kelimeler de kullanmadı onu da sorunca sanane deyip duruyor. İlişkimizin bitmesinden ve benden soğumasından korkuyorum.
Ben zaten hiç sevgili yapmadığım için Merve'yi anlamakta biraz güçlük çeksemde sonunda yine de hak veriyordum. Bir insan sevgilisinin elini neden tutmaz ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİMSİN!
Lãng mạn-Yeter artık...yeter! Gecenin esir almış karanlık sokağında avazı çıktığı kadar bağırıyordu genç kız. Karşısındaki genç adam ise onun aksine çok sakin bir şekilde; -Kaç ,belkide bu son şansındır... Bunu o kadar sakin bir şekilde söylemişti ki fırtı...