Multimedia'daki Merve (Damla'nın küçüklük arkadaşı)......Ferman'dan.......
Arabamla Damla'nın olduğu yere doğru ilerliyordum. Sonra dikkatimi bir taksi çekti taksi yaklaşık 50 metre ilerimdeydi. Taksici yolun kenarısına bişey bırakmıştı. Bende içimden " Sarhoşun biridir." dedim. Taksicinin bıraktığı şeyin yanından hızla geçerken birden ani fren yaptım. Yapmamın sebebi orda yatanın bir sarhoş değilde benim kızımın olmasıydı. Arabayı hiç düşünmeden yolun ortasında bıraktım. Hızla kızımın yanına gittim. Baktığımda yüzü kanlar içindeydi. Taksici benim arabayı farkedince zaten çoktan uzaklaşmıştı. Ayılmasını beklerken istemsizce gözlerimden yaşlar akıyordu. Yerde kucağıma yasladığım küçük beden hareket etmeye başladığında hemen kucağıma alıp hastaneye götürdüm. Hastaneye bırakıp polise haber verdim. Ama ismimi söylemedim. Polis beni hemen tanırdı. Ardından hastanede kızımı bırakıp arabama bindim . Arabayı kuytu bir yere çektim. Birkaç dakika sonra polisler de gelmişti. Her ihtimale karşı 3 tane adamımı bıraktım. Kendimde suçu buluyordum ki. Ben buna sebep olmuştum. Kendimi çok kötü hissediyordum. Ama bir yandan da kendimi toparlamam lazımdı. Hastaneden ayrılarak evime gittim. Sürekli hastaneye bıraktığım adamlarımı arayıp bilgi alıyordum. Son kez aradığımda adamlarımdan biri bana;
-Abi Damla Hanım ' ın durumu gayet iyi sadece biraz olanları hatırlamakta güçlük çekiyor. Başka bir şeyi yok.
Bende rahatlamıştım . Az da olsa kendime kızmayı bırakmıştım.
-O taksiciyi buldunuz mu ?
-Hayır abi her yerde arıyoruz. Tüm adamlarınıza arabanın plakasını dağıttım. Şuan her yerde onu arıyoruz.
Sinirle gözlerimi kapattım.
-Bulduğunuzda bana haber verin ve onu dağ evinin oradaki barakaya götürün.
dedim adamımda tamam abi dedikten sonra telefonu kapadım. Güzelimi o halde görmek içimi çok fena yapmıştı. Bu kızı cidden çok seviyordum. Ama bu kızdan da uzak durmam gerekiyordu. Çünkü sonunda hem benim hem de güzelimin canı yanabilirdi. Ama ondan da uzak duramazdım. Ne yapsam da ne etsem de her türlü bu işin sonu güzelime çıkıyordu. Bazen sorunu kendimde arıyordum ama bir şeyde bulamıyordum. Aklımı bu düşüncelerden alıp İsmail'i aradım.
-İsmail ceset halloldu mu?
-Evet abi köpekler ondan geriye zerre bir şey bırakmadı.
-Tamam sende işlerini bitir sonrada evine git.
-Tamam abi.
Telefonu kapadım. Sonunda ceset de hallolduğuna göre artık uyumam lazımdı saat gece 3 ü 45 geçiyordu. Birkaç saat sonra okula gidecektim. Gözlerimi kapadım ve uyumaya başladım. Uyumam en fazla 1 .30 dakika sürdü. Telefonum deliler gibi çalmaya başladı bende elime aldığımda arayanın adamım olduğunu gördüm. Normalde bu saatte beni kimse rahatsız etmezdi. Demek ki önemli bir konu vardı. Yatağımda doğrulup oturur bir pozisyona geçtim. Ve telefonu açtım.
-Abi taksiciyi bulduk biz de hemen dağ evindeki barakaya getirdik sizi mi bekleyelim yoksa bu pisliğe haddini mi bildirelim?
- Beni bekleyin ve emanetleri de hazırlayın.
-Tamam abi her şeyi hazırlarız.
dedi ve bende telefonu kapadım. Bir kaç dakikada hazır olmuş ve arabama binip dağ evine doğru yola çıkmıştım. Dağ evine varınca arabamdan indim ve barakaya koşarak girdim. Adamlarım hepsi meymenetsiz suratlı bir adamı sandalyeye bağlamışlar ve yanında da bir bavul vardı. Anladığım kadarıyla bu bavulda emanetlerim vardı. Zaman kaybetmeden adama bir yumruk koydum bir kere bir kere defalarca ... Sonunda bavulu açıp içinden hep kullandığım şekilli demirimi de aldım. Közler yanımda hazır duruyordu. Şekilli demirimi közlerin içine koydum. Fakat bu seferki öyle kolay ve hemen ölmeyecekti. Bana ölmek için yalvaracaktı. Közde kızan demiri biraz daha kızması için bıraktım. Kerpeten i alıp adama yaklaştım. Aklımda olan şey dişlerini teker teker sökmekti. Sonra da kızıma vuran o ellerine çivi çakacaktım. Elimdeki kerpetenle dişlerini sökmeye başlayacaktım adamlarıma tutun işareti yaptım. Adamlarım da tuttuktan sonra bir adamımda ağzını açmıştı. Adamda yalvaracak hal bile yoktu. Ben gelmeden adamlarım onla biraz oynamışlardı. En ön dişini söktüm ve barakada inleme sesleri yükseldi. Sonra da diğer dişlerine aynısını yaptım. Yarım saatin ardından adamın ağzı kanlar içinde durmadan can acısıyla bağırıyordu. Ben ise hiç bir şekilde soğuk kanlılığımı bozmuyordum. Adamımın birisini kan tutmuş olacak ki benden izin alarak koşarak dışarı çıktı. Tahminen şu an kusuyordu. Sökme işlemi bitince elime turuncu çekicimi aldım. Adamlarım yanıma bir kutu getirdiler. Bu kutunun içinde çiviler vardı. Adamlarım koltukta can acısından bayılan adamın kolunu ne olur ne olmaz diye tutuyorlardı. Zaman kaybetmeden bir çivi alıp adamın elinin üstüne koydum ve çekicimle vurdum. Tek hamlede eline girmişti. Adam direk uyanmış ve çığlıkları ard arda atmaya başlamıştı. Bense hiç istifimi bozmadan çivilerimi alıp eline çakıyordum. Her iki eline de aynı işlemi yaptım. Sıra şekilli demirimdeydi. Adam burada neden olduğunu biliyordu. Adamlarım ben uğraşmayayım diye anlatmışlardı. Adam artık yalvarmaya başladı galiba artık dayanamayacaktı. Ama benim olana tecavüz etmeye kalkmak neymiş gösterecektim. Yalvarışlarına hiç bir şekilde kulak asmadım. Şekilli demirim çok ısınmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİMSİN!
Romance-Yeter artık...yeter! Gecenin esir almış karanlık sokağında avazı çıktığı kadar bağırıyordu genç kız. Karşısındaki genç adam ise onun aksine çok sakin bir şekilde; -Kaç ,belkide bu son şansındır... Bunu o kadar sakin bir şekilde söylemişti ki fırtı...