Nightcore'dan bir video daha ekledim. Dinlemenizi tavsiye ederim.
İyi okumalar sevdiklerim 😋
_____________________________________
Sinir tüm vücudumu ele geçirdi. Umutsuzluk kapladı içimi. Ne yapsam sanki asla işe yaramayacak gibi gelmeye başladı. Ve bu durum beni hem üzerken, hem de deli gibi çıldırma mı sağlıyor! Arkama baktım. Orada öyle durması dışarıdan çok normal görünüyordu. Serhoşun teki içip içip sızmış gibi. Bu düşünceye istem dışı sırıttım. Elimdeki telefonu ne olur olmaz yanıma alırken adını bile bilmediğim, ama hayatını kurtarmaya çalıştığım kişiye doğru yürümeye başladım. Serseri. Evet serseriye doğru yürümeye başladım. Yağmur şiddetini iyice azaltmış, hatta sanki yağmıyor gibi bir hal almıştı. Yanında durup 'tekrar kaldırsam mı?' diye düşünüyorum. Derin bir nefes aldım. Ve sonra yavaşça bıraktım. Yanına oturdum. Kaybolmuştum. Bilmediğim bir yerdeydim. O yanımda ama bilinçsizdi. Üşümek ve korkmak. Onları saymıyordum bile. Telefonum bozulmuş ve çaresizim. Kimsenin olmadığı ıssız bir yerde öylece duruyordum. Yağmurdan dolayı bedenimin belli yerleri üşümek ten dolayı kızarmış hatta uyuşmuştu. Bu yağmurdan kaçarken doluya tutulmak mıydı?
Evet, galiba öyle bir şeydi. Çalan telefonumun sesiyle irkildim. Ne? Telefonum? Ama nasıl? Elime aldığım telefona bakınca ekranda hiç bir şey yoktu. Elimde bir güzel salladım. Ama işe yaramadı. Jeton sonradan düşünce aklıma geldi. Bu benim telefonumun melodisi değildi ki! Bakışlarımı yanımda oturan kişiye çevirdim. Ses ondan geliyordu! Yok canım daha neler hayal görüyor olmalıydım. Israrla çalan telefonu beni şaşırtıyordu. Madem bir telefonu vardı, neden başkalarını arayarak yardım istememişdi? Elinde bir telefonu vardı ve o kimseyi aramamayı mı tercih etmişti? İyi de neden?! Bunun cevabını bilmesemde cevabını bildiğim birşey var. O da bu her kimse onun gerçekten aptal olduğuydu! Ailesiyle mi tartışmıştı? Yada arayacak birini mi bulamadı? Bu soruları ve cevaplarını düşünürken telefon kapandı. Ses gitmişti. Ve belki de tek umudum olan telefonu aptal sorunlar yüzünden kapanmasına izin mi vermiştim?!!
Harakete geçip elimi cebine götürdüm. Telefonu almak sandığımdan daha da kolay olmuştu. Hemen açmaya çalıştım. Fakat işim hiç doğru dürüst gitmezken bu seferde detaya takıldım. Kilitli!
"Hadi ama!"
Kafamı yavaş hareketlerle duvara vuruyordum. Neden bir işimde doğru düzgün gitmiyor anlamıyorum! Dizlerimi kendime çektim ve karanlığın acımasız kollarına kendimi bıraktım. Kafamı dizlerimin üzerine koyarken yutkundum.
"Özür dilerim"
****
Yaklaşık on dakika boyunca oturup ağlamamaya çalıştım. Aniden elimde titreyerek çalan telefon beni kendime getirdi. Ettiğim dualar ve yalvarmalar sayesinde biri tekrar arıyordu. Büyük bir umutla ben telefona, telefon bana bakıyorduk. Daha doğrusu bakışıyorduk. Sevincimden bir an telefon elimden kucağıma düşerken panik yapıp tekrar elime aldım. Telefonun tekrar kapanmaması için de hızla arayan kişiye baktım.
Bilinmeyen numara...
Bu neydi şimdi? Telefonu açıp açmamakta kararsızken 'belki de tek şansım' diyerek telefonu açtım. Kulağıma götürüp karşıdaki kişinin ne dediğini dinlemeye başladım.
"Neredesin sen?! Saatlerdir seni arıyorum ve sen ortalıkta yoksun! Bu sefer de açmasaydın polise gitmeyi düşünüyordum. Hem alt tarafı bakıp çıkman gereken yerden hala çıkamadın mı?!!"
Konuştu, konuştu ve konuştu...
Sinirlerim gerilmeye başlayınca çekinik bir ses tonuyla konuşmak için araya girdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAFOZ!
ChickLitTren raylarına geldiğimde ışıklar yanıp sönmeye başlamıştı. Korkuyordum çünkü burası kullanılmayan bir istasyondu. Belki de tren geliyordur diyerek kendimi avutmaya çalıştım. Susmak bilmeyen iç sesim kötü düşünceleri de beraberinde getiriyordu. Sess...