Zengin ve şımarık kızımız, diğer adıyla Ezgi...
Kız gerçekten güzel 😅
İyi okumalar 😘
______________________________________Gördüğüm şeye hâlâ inanamazken ağzından çıkacak kelimeye güveniyorum. Ama tabiki inkâr edecekti. Ne yani kabul etmesi tuhaf olurdu. Karanlıkta zaten çekiciydi, şimdide çekici olmak zorunda mıydı diye düşünmeden edemedim.
Saçmalama Beste bir kere çarpıştınız diye ne bu halin??
"Ne istiyorsun?"
"İnkâr etmeyecek misin?"
"Neden bahsediyorsun sen?"Tek kaşımı kaldırıp cevap verdim.
"Neden bahsettiğimi çok iyi biliyorsun"
Kapının açılmasıyla birlikte ikimizde kapıya baktık. Müdür odasından tabiki müdür çıkacaktı. İkimizi görünce neden şaşırmıştı ki? Olamaz mı yani? Ne diyorum ben???
"Beste?"
Adımı nereden bildiğini merak ederek şaşkınca bakmam yeterliydi.
"Evet de, adım?"
"Tübitak da ödül alan öğrencimiz değil miydin?"
Tabi jeton yeni düştü. Evet bir kaç kişiyle Tübitak da ödül almıştık. Vay be duygulandım cidden, evet müdürüm ödül almıştık.
"Tabi sonrada kaybettiğiniz ödülden bahsediyorum." Kıvanç denen çocuk gülünce hücrelerime kadar sinirlenmiştim. Onun yanında beni rezil ediyordu!
"Kaybeden ben değildim Mehmet Bey Duru'ydu"
Bunu söylemek iyi hissttirsede hâlâ gülmesine gıcık olmamak elde değil! Yüzü her saniye şekilden şekile giriyordu. Sonra adının Kıvanç olduğundan bile şüphe ettiğim çocuğa baktı.
"Tanışıyor musunuz?" İkimizde aynı anda
"Hayır!" Demiştik, bunu üzerine tekrar bana döndü. Konuşmasına fırsat vermeden derse gitmem gerektiğini söyleyerek oradan uzaklaştım.
Ama hayır gitmeyecektim. Hemen köşede duvarın arkasından onları izliyordum. Sohbetleri ne hayet sona ermişti.
"Beste?"
Gelen sesle irkildim.
"Sen insanlara hep böyle mi yaklaşırsın?!" Korkmuştum.
"Beni hoca gönderdi yirmi dakikadır ortada yoksun!" Diye kısa bir açıklama yaptı Seda. Yuh okadar olmuş muydu.
"Ve on dakikadır her yerde seni arıyorum yok yazılacağız!!" Bir giden Kıvanç'a birde Seda'ya bakıyordum. Hadi ama bu şimdi olmak zorunda mıydı? Seçme şansım yoktu çünkü Kıvanç gitmişti bile!!
Sınıfa doğru giderken kendi kendime sövüyordum. Sınıfa giderken öğretmene ne yalan atsam diye düşünürken sınıf kapısı açıldı. Son duanı et kızım.
"Beste neredesin sen?! Ayrıca bu üstündeki ne?" Hapı yutmuştum. Hoca sinirli olsa iyi ama kadın çıldırmış.
"Hocam ben" Evet sen Beste sen ne? Zilin çalmasına dakikalar vardı. Nolur nolur nolur çal artık!
"Benimleydi, kötü görünüyordu, kahve ısmarladım ama biraz sakar olduğu için üzerine döktü" Ne?? Arkamı dönüp öylece kalakaldım. Kıvanç!
"Kıvanç ne zaman geldin?" Dedi kimyacı. Diğer adıyla sevgili hocamız...
"Projede yer alıyorum" Proje? Allah Allah merak ettim bak şimdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAFOZ!
Chick-LitTren raylarına geldiğimde ışıklar yanıp sönmeye başlamıştı. Korkuyordum çünkü burası kullanılmayan bir istasyondu. Belki de tren geliyordur diyerek kendimi avutmaya çalıştım. Susmak bilmeyen iç sesim kötü düşünceleri de beraberinde getiriyordu. Sess...