9

3.8K 248 16
                                        

Evanlyn, yattığı yerden doğrularak pencerelere baktı. Akşam yatmadan evvel perdesini kapatmayı unuttuğunu uyandığında fark etmişti. Her zamanki gibi erkenden kalkmıştı. Hava henüz tam olarak aydınlanmadığı için içerisi karanlıktı. Hiç bir zaman yapmadığı bir şeyi yaparak tekrar geri yattı ve pencerelere döndü. Boş bakışları karanlık ormana dikildi. Dün yaşadıklarını düşünmeye çalışıyordu ama aklı tek bir şeyde takılı kalıyordu hep. Mutfağa gitmek için kış bahçesinden çıktığında kapının arkasında duyduğu sesler kulağında yankılanıyordu.

*******

Şöminenin önüne yerleştirilmiş koltuklarda rahat bir şekilde oturan yaşlı dük tam karşısında elinde fincanıyla oturan Andrew'e bakarak hafifçe öksürdü. Bu öksürük karşısında dikkatlerini yaşlı düke çeviren üç genç adam meraklı gözlerle ona baktı fakat yaşlı adam sadece Andrew'e bakıyordu. Genç adam suratına dikilen bakışlardan rahatsız kaşlarını çattı. Sonunda buraya çağırılış amacını öğrenecekti.

-"Lord Sanders, lütfen bu yaşlı adamın cüretini mazur görün. Size bir şey söylemek istiyorum."

-"Nedir?" diyen Andrew sıkıntılı çıkan sesini saklama gereği duymamıştı.

-"Kızımın sizinle nişanlanmasını istiyorum."

Ortamda bomba etkisi yaratan bu cümle üzerine William ve David bakışlarını Andrew'e çevirdiler. Genç adam duyduklarını kafasından uydurup uydurmadığını düşündü bir süre ama hayır tamamen gerçekti ve şu an konuşuluyordu. Öfkesine hâkim olmaya çalışarak elinde ki porselen fincanı hemen sağ tarafına konulmuş olan sehpanın üzerine bıraktı. Başını karşısında ki düke çevirmeden önce Evanlyn'in durduğu yere baktı. Genç kızı orada göremeyince gittiğini anladı, içine yavaşça dolan rahatlamaya anlam veremeden rahat bir tavırla oturan yaşlı adama çevirdi bakışlarını.

Öfkesi sıktığı çenesinde atan bir kastan açıkça belli olurken yaşlı dük her şey yolundaymış gibi duruyordu. Andrew'in kızını reddetmeyeceğinden o kadar emindi ki genç adamın sakinleşmek için ne kadar çok çaba harcadığının farkına varamıyordu.

-"Bu kızınızla alınmış ortak bir karar mı Lord Serel?"

-"Ah, elbette. Kızım sizinle evlenmeyi çok istiyor. Ben de kızımı kıramayacak kadar çok seviyorum. Sizin de beni kırmayacağınızı düşünüyorum lordum."

Andrew gittikçe daha da sinirlendiğini hissediyordu. Bu adam nasıl onunla böyle konuşabilirdi anlamıyordu. Onun bu rahat tavırları genç adamda dükün yüzünü dağıtma isteğini ortaya çıkarıyordu. Ama yine de Lillianna ve William'ın misafirleri oldukları için bir saygısızlık yapmaktan kaçınarak duygusuz bir sesle konuştu.

-"Üzgünüm ama bu dileğin hiçbir zaman yerine gelmeyecek yaşlı adam. Kızınla nişanlanmak isteyebileceğim en son şey."

-"Konuşmalarına dikkat et genç adam, haddini aşıyorsun." diyen yaşlı dük öfkeden kızarmış bir suratla konuştu.

-"Eğer yüzünü dağıtmamı istemiyorsan çeneni kapaman senin hayrına olur." diyerek buz gibi bir sesle konuştu Andrew.

Lord Serel kıpkırmızı olan suratıyla söylemek üzere olduğu şeyleri yutarak yerinde oturdu. Bu insanların peşinde koşmasının tek sebebi kızını bu adamla evlendirmek değildi. Şu an sessizce oturan iki adamla da arasını iyi tutarak kaybettiği saygınlığını geri kazanmak istiyordu. İngiltere'nin en önemli üç adamıyla aynı yerde bulunmak bile yaşlı adamı heyecanlandırıyordu ki onlardan biriyle iş yapması halinde Londra da en saygın insanlardan biri olacaktı. Şimdi ise bütün planlarının suya düştüğünü görebiliyordu. Bu adamlar çocukluktan beri arkadaştılar ve yaşadıkları hiçbir şey onların arasında ki dostluğu bozamamıştı. Birisinin istemediğini diğerleri de istemiyordu ki şu anda öyle bir durumun içindeydi. Bütün şansını kaybetmişti.

Yalancı AşıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin