Kapısı çalındığında hazırlıklarını tamamlamak üzere olan Evanlyn, gelenin Andrew olduğunu düşünerek kapıya bakmadan 'gel' diye seslendi. Açılıp kapanan kapıdan başka bir ses duymayınca arkasını dönerek gelene baktı. Leydi Caroline'nın kapının önünde dikildiğini gördüğünde şaşkınlıkla ayağa kalktı.
-"Leydi Caroline!" diyerek ona doğru bir kaç adım attı.
Kendine doğru yürüyen kızı elini kaldırarak durduran yaşlı kadın sakince konuştu.
-"Seninle konuşmak istiyorum Evanlyn fakat gördüğüm kadarıyla hazırlanıyorsun." dedikten sonra genç kızı baştan aşağı hiç bir noktayı kaçırmadan süzdü.
-"Sorun değil, lütfen böyle gelin." diyerek koltuklara ilerleyen Evanlyn yine bir el hareketiyle durduruldu.
-"Hayır, sen yerine dön ve hazırlıklarını bitir. Ben yanına otururum." demiş ve oda da bulunan hizmetkârlardan birine sandalye getirmesini söylemişti kadın.
Leydi Caroline'nın sandalyesi Evanlyn'in oturduğu pufun biraz ötesine konmuş, yaşlı leydi de üzerine rahatça oturarak kızların hanımlarını hazırlamalarını seyretmeye başlamıştı. Evanlyn ise iki gündür devam eden gerginliğinin Leydi Caroline'nın buraya gelmesi ile daha da arttığını hissediyordu. Derin nefesler alarak sakinleşmeye çalışsa da işe yaramıyordu ki Andrew'in annesi buradayken çok başarısız bir girişimdi. Gözleri hata arar gibi bakarken sakinleşmesi imkânı dâhilinde değildi. Tekrar derin bir nefes aldığında Leydi Caroline'nın sesini duydu.
-"Gergin görünüyorsun." demişti herhangi bir duygu barındırmayan sesiyle.
-"Evet oldukça."
-"Seni anlayabiliyorum. İlk kez kralın karşısına çıkacağım vakit bende çok heyecanlanmıştım." dedikten sonra ayağa kalkmış ve Evanlyn'e doğru yürümüştü.
Genç kızın saçını yapan hizmetliye kenara çekilmesini söyleyerek Evanlyn'in arkasında durdu. Aynadan ona doğru bakarken yüzünden belli belirsiz bir tedirginlik geçti yaşlı kadının.
-"Sana bu akşam ile ilgili söyleyebileceğim tek şey kimseye güvenmemen gerektiğidir."
Evanlyn'in arkasından çekilerek yanına gelmiş ve konsola doğru eğilerek üzerinde duran mücevherlere bakmıştı. İstediği şeyi bulamamış gibi dudağını kıvırarak geri çekilen kadın yanına elinde bir kutu ile yaklaşan hizmetliye baktı. Genç kızın elinde tuttuğu kutunun kapağını kaldırarak içine baktığında Lancashire Dükalığına ait tacı gördü. İlk günden beri ailesinde olan bu parçayı görünce geçmişi hatırlayacağını asla düşünmemişti Leydi Caroline. Onu ilk taktığı gün aklına geldiğinde ise yüzüne yerleşen tebessümü çabucak siliverdi. Tacı dikkatle kutusundan çıkartarak Evanlyn'e yaklaştı.
-"Kralın karşısına çıktığında bir prenses olduğunu herkes öğrenecek ve saray tarafından onaylanacak. Bu yüzden seni bir veliaht olarak görmek isteyeceklerdir, dikkatli olmalısın." dedikten sonra elinde tuttuğu tacı dikkatlice genç kızın saçlarına yerleştirdi.
Evanlyn ise duyduklarına bir anlam vermeye çalışıyordu. Veliaht olmak falan istememişti ki o. İşlerin gittikçe karmaşıklaştığını görebiliyor fakat buna engel olmak için elinden bir şey gelmiyordu. Leydi Caroline'nın başına yerleştirdiği tacı bile görebilecek durumda değildi. Gözleri boşluğa odaklanan Evanlyn bundan sonra hayatının ne yönde değişeceğinden emin olamıyordu. Bir anda elinin üzerinde hissettiği baskıyla korku dolu gözlerini yanına oturan kadına çevirdi.
-"Korktuğunu biliyorum fakat korkmamalısın. Sen istemediğin sürece hiçbir şey için seni zorlayamazlar. Ve Andrew seni asla yalnız bırakmaz ya da o kurtların arasına göndermez." demiş ve elini geri çekmişti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalancı Aşık
Historical FictionGeçmişinden kaçarak yeni bir hayat isteyen Evanlyn bilmeden tekrar geçmişinin kucağına düşmüştür. Çektiği acıları tekrar yaşamak istemeyen genç kadın kendini her şeye ve herkese kapatmıştır. Sığındığı tek şey ise bir yüzüktür. Lancashire Dükü Andrew...