Yalancı Aşık

20-FİNAL

Merhabalar,
Final bölümüyle buradayım sonunda. Hikayeyi sonuna kadar takip edip bekleyenlere sonsuz teşekkürler.
Son olarak bölüm sonunda birkaç açıklama bulundum. Eğer orayı atlamadan okursanız eksiklikler ve yanlış anlamalar giderilecektir.
Keyifli okumalar..

Andrew geç saatte eve döndüğünde evin büyük bölümünün karanlıkta olduğunu gördü. Yine de bu durumu çok düşünmeyerek onun için açılan kapıdan içeri girdi. Doğruca merdivenlere yönelmiş ve odasının olduğu kata çıkmıştı. Fakat odasına girmemiş önünden geçerek başka odaya gitmişti. Arkasından gelen uşağına de kendisine sıcak su getirmesi için göndermişti. Odaya girdiğinde ceketini çıkarıp öfkeyle bir kenara fırlattı. Ardından boyun bağı ve yeleğini de farklı köşelere fırlattı. Düşünmekten beyni çatlayacak gibiydi. Pencerenin önüne giderek karanlık geceye baktı. Bundan sonra ne yapacağını dikkatle düşünmesi gerekiyordu. Klaus Gerrard denen herifi gerekirse dünyadan silecekti ama yine de ondan intikamını alacaktı, hayatını mahveden adamın hayatını alacaktı.

Uşak az sonra kapıyı çalıp açtığında Andrew hala pencerenin önünde dikiliyordu. Banyo da küvete sıcak suyu dolduran hizmetliler yavaşça ayak altından çekilirken bir kız geride kalarak Andrew'e baktı. Genç adam kızı fark ederek döndü ve tek kaşını kaldırıp kıza baktı.

-"Ne istiyorsun?" diye sordu sertçe.

-"Affedin lordum ama bir şey söylemek istiyorum."

-"Söyle." diyen Andrew sabrının sonlarında olduğunu hissediyordu.

Genç hizmetli korkarak titrek bir sesle konuştu;

-"Lordum, Leydi Evanlyn gitti."

Andrew sadece bir an için yanlış duyduğunu düşündü. Fakat genç kızın yalan söyler gibi bir hali yoktu. Arkasını dönerek hizmetliyi gönderdi ve yavaş adımlarla banyoya yürüdü. Gitmişti demek. Onu bırakıp gidebilmişti Evanlyn. Üzerinde ki gömleği çıkarırken Evanlyn'in onu nasıl bırakıp gittiğini düşünüyordu fakat zihninin öfkeli tarafı kontrolü ele almıştı hemen. Onun suçlu olduğunu ve suçlu insanların kaçtığını ona hatırlatmıştı. Genç adam sabah okuduğu belgeyi hatırladığında gömleğini buruşturarak yere attı ve pantolonunu dahi çıkarmadan sıcak suyun içine girdi.

Artık ne yapacağını biliyordu. O adamı mahvedecek Evanlyn'i de kendi haline bırakacaktı ama sadece bir süreliğine. Kaybolması gerekenler ortadan kaldırıldığı vakit o kadına da sıra gelecekti. Hepsinin bir zamanı vardı.

Su soğuyana kadar küvetin içinde kalan genç adam planını iyice kurmuş, her adımını hesaplamıştı. Soğuk suyun içinden çıkarak pantolonunun ıslaklığına aldırmadan odadan çıktı ve çalışma odasına yöneldi. Masanın üzerinde ki kâğıtları gördüğünde öfke yine beynine sıçramıştı. Hışımla kâğıtları alarak şömineye yönelmiş ama orada gördüğü tek bir isim durmasına neden olmuştu. Kralın adının da belgelerde yazdığını görünce yakmaktan vazgeçip masasına yürüdü. Düzgünce okusa iyi olacaktı sanırım. Koltuğuna oturmadan önce siyah zeminin üzerinde gördüğü yüzükle durakladı. Eline alarak dikkatle inceledi ve Evanlyn'in boynundan çıkarmadığı o lanet yüzük olduğunu fark etti. Avucunun içinde sıkarak kapıya doğru fırlattı yüzüğü. Sertçe kapıya çarpan yüzük düştüğü yerde küçük kapakları açık şekilde bir iki defa sekmiş ardından çevresinde bir iki tur dönüp tıngırdayarak yere düşmüştü. Andrew öfkeyle masaya oturduğunda ellerinin titrediğini fark etti. Titremesinin geçmesini önlemek için ellerini birleştirerek ovuşturdu ama bir faydası olmamıştı. Daha da öfkelenen genç adam sağ tarafında bulunan mektup yığınına sertçe elini sallamış ve onların etrafa saçılmasına neden olmuştu. Bu gece işe yarar bir şey yapamayacağını anlayınca elinde tuttuğu kâğıtları masaya bırakarak odadan çıktı. Uyuyabileceğini düşünmüyordu ama bedeni dinlenirse yarına daha işlevsel olabilirdi.