25 yıl önce:
Prens Lemus babasının sıkıcı kongre hazırlıklarından bıkmıştı. Her zamanki gibi baba oğul arası soğuktu ve Lemus bunu çokta umursamıyordu. Nasıl olsa yakında tahta geçip babasının yerinde kendisi olacaktı ve şimdilik çok fazla sorumluluk almamanın tadını çıkarıyordu. Kralla beraber kongreye Floganların klanına gitmek ne kadar can sıkıcı olsa da yakın arkadaşları diğer prensleri görmek onu biraz olsun yatıştırıyordu . Diğer Prenslerle nasıl olduysa normalin aksine güzel bir arkadaşlığı vardı ve onlar tahammül edebildiği nadir insanlardı. Ama şimdi babasına sıkıcı devlet işlerinde yardım etmesi gerekiyordu ve arkadaşlarıyla başına geleceklerden habersiz bu haftayı da atlatmayı iple çekiyordu.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Cekus klanında diğer klanlarda olduğu gibi bir telaş ve endişe hakimdi. hava bu gerginliğe ayak uydururcasına puslu ve karanlıktı.
"Doğa Ana bir şeylerin ters gittiğini hissetmiş olmalı." diye düşündü Daimas.
Surların üzerinde durmuş ela gözleri harıl harıl çalışan madenci halkının üstündeydi. Henüz 17 yaşında olmasına rağmen ağırbaşlı bir karaktere ve güçlü kalıplı bir vücuda sahipti. Ağır madencilik çalışmaları esmer teninde bir kaç yara izi ve parmaklarında nasırlar oluşmasına neden olmuştu. Ama Daimas bunlardan rahatsız olmuyordu. Onun için bu izler uzun uğraşlarının ve çabalarının nişaneleriydi.
Yalnızca bir yara izi onun için onur kırıcı ve utanç kaynağıydı. Elmacık kemiğinin hemen altından uzun ve keskin bir çizik vardı. Sanki ona utancını hatırlatırcasına geçmiyordu. Ve bu yara izinin sorumlusu babası Kral Lemus'du. Hala kimse ,buna Kraliçe Lindsey de dahil, baba-oğul arasındaki bu gerginliğin nedenini bilmiyordu.Fakat Daimas aklından bir an olsun çıkaramıyordu ve bir gün hesabını soracaktı. İşte o gün onurunu yeniden kazanacaktı. Bunun için ilki başaracak ve kendi golemine sahip olacaktı.
Serendipity'nin madencileri olarak bilinen Cekus Klanının bir goleme sahip olma hakları yoktu.Onlar yalnızca golemlerin yapı taşlarını çıkarır Belisia klanına gönderirdi. Belisia klanı ise bu madenleri işleyip golemleri oluştururlardı. Daha sonra zefiri kullanarak beyaz büyü ile onları diriltirlerdi. Artık ne kadar dirilmek denirse...
Sahiplerini algılar ve o şekilde hareket ederlerdi ama kendi iradeleri yoktu ve onlar sadece birer savaş aracıydı. Daimas da goleminin olmasını tam da bu yüzden istiyordu. babasını alt etmek içi golemini kullanacaktı. Aksi halde babası kıdemli olduğu için onunla baş edemezdi ve sırf bu yüzden gururu daha çok inciniyordu.
Sadece Flogan klanının golemlere sahip olması Daimas için büyük haksızlıktı. İşin büyük zorlu ve meşakkatli kısmını Cekus klanı yaparken Floganlar ona göre golemleri haketmiyorlardı. Bir de kendilerini azizler olarak gören Roman klanı vardı tabii. Şifacılar olarak bilinen bu klanın asıl işi bitkiler ve iksirlerdi. ne kadar yüce gönüllü ve yardımsever gözükseler Daimas 'a göre hepsi kokuşmuş ve burnu havada tiplerdi.
Derin düşünceler birbiri ardına geçerken onun surların üzerinde olduğunu fark etmeyen bir grup genç madencinin gülüşmeleri Daimas 'ın dikkatini çekmişti.
"Babasına karşı geldiği için babası tarafından cezalandırıldığını duydum." dedi sarışın olan.
"Eminim bebek gibi ağlamıştır soylu züppe" dedi diğer madenci.
"Dikkatli ol Elnord söylediklerinin kulağına gitmesini istemezsin."
"Eğer sen ona ispiyonlamazsan gitmez Klay." dedi Elnord .
arkadaşlarının kıkırdamaları arasında devam etti " Eminim ben onu tek hamlede yere serebilirdim tabii bebek gibi babasına şikayet etmeyecek olsaydı."
Aniden surların üzerinden yere atlayan Daimas'la bütün madenciler irkildi ve dikkatleri ona çevrildi.
"Sana babama şikayet etmeyeceğime söz veriyorum Elnord elinden geleni ardına koyma." Genç madenciler anında gerileyip prenslerinin önünde eğilip selam durdular.
"B-Ben öyle demek istemedim Prensim."
"Şu an önünde Prensin olduğumu unutmanı emrediyorum Elnord sana babama söylemeyeceğime söz verdim. Yoksa sözümü tutmayacağımı mı düşünüyorsun?"
"hayır prensim ben yalnızca..."
"Sözü daha fazla uzatıp korkaklık etmeye devam mı edeceksin yoksa benimle dövüşecek misin?"
Diğer madenciler kendi aralarında ufak bir gülüşme yaşayınca Elnord'un gücüne gitmiş olacak ki Daimas 'a doğru atıldı ama eli boşluğu sıyırıp geçmekle yetindi. Daimas hamlesini yapınca Elnord yere serildi. Elnord kısa bir sersemlemenin ardından ayağa kalkarak tekrar hamle yapmak için hareket etti. Diğer gençler ise tezahürat ediyorlardı. Elnord'un ikinci hamlesine de karşılık veren Daimas ,
"Daha iyisini yapmalısın Elnord." dedi alaycı bir ifadeyle. Sinirlenen Elnord son bir kez daha bağırarak Daimas'a saldırdı .Bu sefer neredeyse isabet ettiriyordu ama Daimas çevik bir hareketle Elnordun kolunu çevirip sura doğru savurdu ve kafasını çarpmasını sağladı. çarpmanın etkisiyle Elnord bayılıp yere serildi.
ellerinin tozunu silkeleyen Daimas "Arkadaşınız gibi düşünen başka var mı?" diye sordu. Gençler aynı anda kafalarını hayır anlamında sallayıp prenslerinin önünde tek dizlerinin üstüne çöktüler. Daimas ise sadece arkasını dönüp "Arkadaşınızla ilgilenin." diyerek ilerlemeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SERENDIPITY
FantasySerendipity... İmkansızı mümkün kılma şansı. Peki Aria Doğa Ana'nın armağanı golemlerle bunu başarabilecek miydi? Kehanete hazır mıydı? Peki ya aşk... Bunca zorluğun arasında ona yer var mıydı?